Translate
"Solid"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
Solid
1) Katı 2) Tam, bütün
solid
1.katı, 2.içinde boşluk olmayan, içi dolu, dolma, 3.sıkı, sağlam, ağırlığa dayanıklı, 4.aralıksız, kesintisiz, deliksiz, 5.kaliteli, sağlam, dayanıklı, 6.som, 7.üç boyutlu, 8.güvenilir, sağlam, 9.katı madde, 10.katı yiyecek, 11.üç boyutlu cisim
solid
birleşik
solid
bütün
solid
devamlı
solid
fasılasız
solid
gerçek
solid
güvenilir
solid
ittifakla
solid
katı
Solid
KATI, SERT
solid
kesiksiz
solid
kesintisiz
solid
kuvvet
solid
metanet
solid
pek
solid
sağlam
solid
sağlam katı
solid
sağlamlık
solid
sıkı
solid
solid
solid
som
solid
som, katı
solid
tam
solid
yoğun
solid angle
dolu açı
Solid angle
Tam açı
solid axle
yekpare dingil
Solid bar winding
Çubuk sargı
Solid bifocals
Çift mercekli gözlük camı
Solid block
Tek parça yan blok
solid body
katı cisim
solid bond
doğrudan bağlama
solid bond
doğrudan banlama (kablo)
solid bottom board
katı alt kurulu
Solid brick
Dolu tuğla
Solid cable
Dolu kablo; som kablo
Solid carburizer
Katı karbonlayıcı(madde)
Solid carburizing
Katı karbonlama; katısementasyon (çelik)
solid conductor
som iletken
Solid conductor
Tek parça iletken; Yekpare iletken
Solid connection
Kaynaklı bağlantı
solid construction
Masif yapı tarzı
Solid content
Katı içeriği
Solid contraction
Katı çekmesi
Solid coupling
Sabit kaplin, sabit kavrama
Solid covering
Katı örtü
Solid covering substance
Katı örtü özdeğı
Solid cutters
Tek parça kesiciler (mak)
Solid Density
Katı Yoğunluğu
Solid die
Tek parça kalıp; yekpare kalıp
Solid drum rotor
Masif rotor
Solid drum turbine rotor
Masif türbin rotoru
solid error
kalıcı hata
Solid flooring
Masif zemin döşemeleri
solid fluid
katı akışkan
Solid food
Katı yiyecek
Solid fuel
Katı yakıt
Solid fuels
Katı yakacaklar
Solid fuels
Katı yakıtlar
solid geometry
uzay geometri
solid line
katı çizgi
solid matter
katı madde
Solid mixture
Katı karışım
solid modelling
katı cisim modellemesi
Solid or cushion rubber tyres; interchangeable rubber tyre treads
Dolgu veya alçak basınçlı lastikler, dış lastikler için değişebilir sırtlar, kauçuktan
solid particle
katı tanecik
Solid pattern
Tek parça model (döküm)
solid performance
iyi performans
Solid phase
Katı evre
solid phase
katı hal
Solid phase condensation
Katı evre yoğunlaşması
Solid phase reaction
Katı evre tepkimesi
Solid phase welding
Basınçlı kaynak
Solid precipitation
Katı çökelimi
Solid residues of vegetable fats or oils
Bitkisel yağların imalinde ortaya çıkan küspe ve diğer katı artıklar
Solid rock
Som kayaç
Solid rotor
Masif rotor
solid salt
katı tuz, kayatuzu
Solid shaft
Masif şaft
Solid shrinkage (Casting shrinkage)
Katı çekinti (döküm)
Solid sintering
Katı toplaklama/sinterleme
Solid solubility
Katı çözünürlük
solid solution
katı çözelti
Solid solution strengthening (Solid solution hardening)
Katı çözelti sertleşmesi
solid start
iyi başlangıç
solid state
katı durum
Solid state
Katı durum; katı hal
solid state
katı hal
solid state
katıhal
solid state amplifier
katıhal yükselteci
solid state components
katıhal bileşenleri
solid state device
katıhal aygıtı
solid state display
katıhal ekran
solid state drive
katı durum sürücü
solid state memory
katı durum bellek
solid state memory
katıhal bellek
Solid state physics
Katı durum fiziği
solid state physics
katıhal fiziği
Solid State Stability
Katı hal dayanıklılığı
Solid state welding
Basınçlı kaynak
solid tyre
dolma lastik
solid unbleached sulphate board
safi esmer sülfat kartonu
Solid wastes
Katı atıklar
Solid wire
Tek telli direnç
solidarity
birlik
solidarity
dayanışma
solidarity
dayanışma birlik
solidarity
dayanışma, birlik
Solidarity
dayanışma, tesanüt, birlik
solidarity
i. dayanisma, tesanut, birlik.
solidarity
tesanüt
solidary suretyship
Müteselsil Kefalet
Solid-forged rotor
Yekpare dövme rotor
solid-fuel
katı yakıt
solidification
i. katilastirma; mucessem sekil verme.
solidification
katılaşma
solidification
katılaştırma
solidification
katılaştırma, katılaşma
Solidification diagramme
Katılaşmaçizgesi
Solidification front
Katılaşma cephesi
Solidification point
Katılaşma noktası
Solidification process
Katılaşma süreci
Solidification range
Katılaşma aralığı
Solidification rate
Katılaşma hızı
Solidification shrinkage
Katılaşmaçekintisi
Solidification shrinkage crack
Katılaşma çekintisi çatlağı
Solidification Temperature
Katılaşma sıcaklığı
solidified
katılaşmış
solidified
v.katılaştır:adj.katılaşmış
Solidified shell
Katılaşmış kabuk (sürekli döküm mak.)
solidify
1.katılaştırmak, 2.katılaşmak, 3.sağlamlaştırmak, pekiştirmek
solidify
f. katilastirmak, katilasmak; tahkim etmek, kuvvetlendirmek.
solidify
katılaşmak
solidify
katılaştır
solidify
katılaştırmak
Solidify
katılaştırmak, katılaşmak
solidify
kuvvetlendirmek
Solidifying point
Katılaşma noktası; Katılaşma sıcaklığı
solidity
1.katılık, 2.sağlamlık
solidity
katılık
solidness
katılık
Solid-phase reactions
Katı evre tepkimeleri
solid-state
katı durum
solid-state
katı hal
solid-state
s. transistorlu; radyo tupu olmayan. solid-state physics kati maddelerle ugrasan fizik dali.
Solid-state converter
Statik konvertör
Solid-state detector
Yarıiletkenli algılayıcı
solid-state device
yarı iletkenli cihaz
Solid-state excitation unit
Statik ikaz ünitesi