Translate
"THROW"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
throw
1.atmak, fırlatmak, 2.(parti, yemek, vb.) vermek, düzenlemek, atmak, 3.şok etmek, afallatmak, şaşkına çevirmek, 4.atma, atış, fırlatma
throw
atım
THROW
ATIŞ
Throw
atış, atmak, fırlatmak
throw
atlı
THROW
ATMA
throw
atmak
THROW
BÜKMEK (İP)
THROW
DÜŞÜRME
THROW
DÜŞÜRMEK
THROW
FIRLATMA
THROW
FIRLATMAK
throw
içinde yapmak (baraj vb nehrin)
throw
kaçırmak
throw
karıştırmak
throw
kusmak
THROW
ÖRTÜ
throw
saçmak
THROW
ŞAL
throw
v.at:n.fırlatma
THROW
YAVRULAMAK
throw
yaymak
THROW A BANQUET
ZİYAFET VERMEK
throw a fit
nöbeti tut
throw a fit
tepesi atmak
throw a monkey wrench in the works
işi bozmak
throw a sop to
önüne kemik atmak
throw a spanner in the works
ortaya bir balgam atmak
throw about
saçmak, dağıtmak
throw around
bir konu hakkındaki fikirlerini söylemek
THROW AWAY
ATMAK
THROW AWAY
BOŞA HARCAMAK
throw away
boşa harcamak, çarçur etmek, vazgeçmek
throw away
kaçır
Throw away inserts
Atmalık sokuntular, atmalık insörtler
THROW BACK
ÇEKMEK
throw back
geciktirmek, geri atmak, aksettirmek, aksatmak
throw cold water
pişmiş aşa soğuk su katmak
THROW DOWN THE GAGE TO SMB.
MEYDAN OKUMAK
throw down the gauntlet
hodri meydan demek
throw dust in one’s eyes
aldatmak, gerçeği gizlemek
throw for a loop
eşekten düşmüş karpuza döndürmek
THROW IN THE TOWEL
PES ETMEK
THROW INTO
ATMAK
THROW INTO RELIEF
DİKKAT ÇEKMESİNİ SAĞLAMAK
THROW INTO RELIEF
ORTAYA ÇIKARMAK
throw in
(satılan bir şeyin yanında bir şeyi ücretsiz) vermek
throw in
bedavadan katmak, ücretsiz sağlamak
throw in
ilave et
throw in
laf arasında söylemek
throw in as a bonus
(bir şey alana yanında ücretsiz bir şeyi) hediye olarak vermek
throw in one’s lot with sb
kader birliği etmek
throw in the towel
yenildiğini kabul etmek
throw light on
ışık tutmak, aydınlatmak
throw light upon
ışık tutmak, aydınlatmak
throw mud at
çamur atmak
THROW OFF
ATLATMAK
THROW OFF
ÇIKARMAK
throw off
üstünden at
THROW OFF
ÜSTÜNDEN ATMAK
throw off
üstünden atmak, kurtulmak
THROW ON
ATILMAK
throw on
üzerine giyivermek
THROW ON THE SCRAP HEAP
ÇÜRÜĞE ÇIKARMAK
throw one’s arms around one’s neck
boynuna sarılmak
THROW ONE’S CAP OVER THE WINDMILL
HAYAL KURMAK
throw one’s cap over the windmill
hayal kurmak
throw one’s hat into the ring
1. hodri meydan demek, 2. yarışa girmek
throw one’s hat into the ring
hodri meydan demek
throw one’s weight about
ağırlığını koymak
throw one’s weight around
cart curt etmek
throw oneself at sb’s feet
birinin kulu kölesi olmak
THROW ONESELF INTO
ATILMAK
THROW ONESELF ON
GÜVENMEK
THROW OPEN
AÇMAK
throw out
1. reddetmek, 2. kovmak, dışarı atmak, 3. ışık yaymak
THROW OUT
ÇIKARMAK
THROW OUT
DIŞARI ATMAK
THROW OUT
İLERİ SÜRMEK
throw out
reddet
THROW OUT
SÖYLEMEK
THROW OUT
YAYMAK
throw out of gear
debriyaj yapmak
throw out the bill
yasa tasarısını reddetmek
THROW OVER
BIRAKMAK
throw over
ile ilişkisini kesmek, ayrılmak, vazgeçmek
THROW OVER
TERKETMEK
throw over
vazgeç
THROW OVER
VAZGEÇMEK
throw over switch
yön değiştirici
throw overboard
başından at
THROW ROCK AT
TAŞ ATMAK
throw shade
toplum içinde küçük düşürmek
Throw sth off
Çıkarıp atmak
THROW STONE AT
TAŞ ATMAK
throw the baby out with the bathwater
kurunun yanında yaşı da yakmak
THROW TO THE DOGS
BOŞA HARCAMAK
THROW TO THE DOGS
İSRAF ETMEK
THROW TO THE DOGS
ZİYAN ETMEK
throw to the wolves
kurban etmek
throw together
1. uyduruvermek, 2. biraraya getirmek
throw up
1. bırakmak, vazgeçmek, ayrılmak, 2. kusmak
throw up
durdur
THROW UP
İSTİFRAĞ ETMEK
THROW UP
KUSMAK
throw up
önemli biri çıkmak (bir yerden/aileden)
THROW UP
VAZGEÇMEK
throw up a job
işini bırakmak, istifa etmek
throw up the sponge
havlu atmak, pes demek
THROW UP THE SPONGE
PES ETMEK
throwaway
1. iadesiz, atılır, geri verilmeyen, 2. el ilanı
THROWAWAY
ATILABİLİR
THROWAWAY
BİLDİRİ
THROWAWAY
EL İLANI
throwaway
i. el ilani. throwaway line (tiyatro) duyulmayacak bir sirada soylenen soz.
throwaway
kaçır
throwaway prices
damping fiyatı
throwback
1. soya çekme, ataya çekme, 2. geri atış
throwback
atacılık
throwback
atavizm
THROWBACK
BAŞARISIZLIK
THROWBACK
ÇEKME (AKRABA)
throwback
i. atavizm, atacilik; geri atis, daha eski bir safhaya geri atma.
THROWBACK
SOYA ÇEKME
thrower
1. atıcı, 2. çömlekçi ustası
thrower
atıcı
THROWING
ATMA
THROWING
FIRLATMA
throwing
atma, fırlatma
throwing
başka yönden geldiğini düşündürecek şekilde (sesi) değiştirme
Throwing off the load
Yük atma
Throwing targets
Atış Hedefleri
thrown
1. atılmış, 2. bükülmüş
THROWN
ATILMIŞ
thrown
v.at:adj.atılan
thrown a fit
nöbeti tut
thrown away
kaçır
thrown in
ilave olarak ver
thrown off
üstünden at
thrown out
reddet
thrown over
vazgeç
thrown overboard
başından at
THROWN SILK
İBRİŞİM
thrown silk
bükümlü ipek, ibrişim
thrown up
durdur
THROW-OUT
AYIRMA
THROW-OUT
ISKARTA
throwster
i. ibrisim buken kimse; zar ile oynayan adam, kumarci.
throwster
kumarcı