Translate
"U"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
u
kis. uranium.
U
SOYLU
u (you)
sen veya siz
u boat
alman denizaltısı
U had this pain?
Ne zamandır ağrınız var
u interface
u arayüzü
u there
orda mısın
u there?
orda mısın?
U tube
U borusu
U University Calendar
Üniversite Takvimi
u,u
i. Ingiliz alfabesinin yirmi birinci harfi; U seklinde sey.
u.
kis. uncle, university, upper.
u.c.
kis., matb. upper case; muz. soft pedal.
u.k.
kis. United Kingdom.
u.s. control survey nets
birleşik devletler kontrol ağı
U.S. Department of Transportation
Birleşik Devletler Ulaştırma Bakanlığı
u.s. engineer precise leveling rod
birleşik devletler hassas nivelman mirası
u.s. geological survey level
birleşik devletler jeolojik ölçüm nivosu
u.s. geological survey precise
birleşik devletler jeolojik ölçüm
uar
kis. United Arab Republic.
UART
genelgeçer eşzamansız alıcı-verici
U-bar
U-demiri; U-kesitli çelik çubuk
U-beam
U profilli demir, U-kirişi
U-beam
U-kirişi
ubeity
bir yere sahip olma durumu
U-bend
U-dirseği
U-bend die
U-bükme kalıbı
U-bent tube
U-boru
ubersexual
metroseksüel ve maskülen, aynı zamanda şefkatli, ilgili, düşünceli erkek
UBIETY
YER
UBIQUITOUS
HER YERDE BİRDEN BULUNAN
UBIQUITY
AYNI ANDA HER YERDE BULUNMA
ubi dubium ibi libertas
nerede şüphe varsa orada özgürlük vardır
ubication
bir yere sahip olma
ubiquarian (rare)
her yerde var olan
ubiquist
her yerde birden bulunan
ubiquitariness
aynı anda birden fazla yerde olma
ubiquitariness
aynı zamanda her yerde bulunma
ubiquitariness
her yerde var olma
ubiquitary (obsolete)
her yerde var olan
ubiquitism
isa’nın her an her yerde var olduğu inancı
ubiquitist
isa’nın her an her yerde var olduğuna inanan, lüteriyen kilisesi mensubu kimse
ubiquitous
hazır ve nazır
ubiquitous
her yerde olan
ubiquitous
her yerde var olan
ubiquitous
her zaman her yerde
ubiquitous
s. ayni zamanda her yerde mevcut, hazir ve nazir. ubiquitously z. her zaman bulunarak. ubiquitousness i. her yerde hazir olma veya bulunma.
ubiquitous computing
yaygın bilgi işlem
ubiquitous context-aware interaction
yaygın bağlam bilinçli etkileşim
ubiquitous data management
yaygın veri yönetimi
ubiquitous presence
her yerde var olma
ubiquitous service
yaygın hizmet
ubiquitous technology
yaygın teknoloji
ubiquitousness
her yerde hazır olma
ubiquity
aynı anda birçok yerde olma yetisi
ubiquity
aynı anda her yerde bulunma
ubiquity
aynı zamanda birçok yerde mevcut olma
ubiquity
her yerde hazır olma
ubiquity
i. ayni zamanda her yerde veya bir cok yerlerde mevcut olma; basi ve sonu olmadan mevcut olma.
ubiquity pattern
yaygın örüntü
ubisupra
Lat. yukarida adi gecen sayfa veya yerde.
U-boat
Alman denizaltısı
u-boat
i. Alman denizaltisi.
u-bolt
i. u seklinde her iki ucu yivli civata.
U-bolt
Köprü cıvata
u-bolt
u harfi biçiminde iki ucu yivli cıvata
U-bolt
U-civatası, çift kollu civata
Ubuntu
Linux tabanlı ve Debian geleneğini temel alan bir işletim sistemidir
ubykh
kuzeybatı kafkas dillerinden, özellikle türkiye’de konuşulmuş bir ölü dil
udder
hayvan memesi
udder
i. inek memesi, yelin.
udder
inek memesi
UDDER
MEME (HAYVAN)
Udel™
Udel™
udi
kis. Unilateral Declaration of Independence.
Udograph
Yağışyazar (yağmur miktarınıölçen aygıt)
udometer
1. udometre, 2. yağmurölçer
udometer
i. yagmur miktarini olcme aleti.
Udometer
Yağışölçer
UDOMETER
YAĞMURÖLÇER
Udometry
Yağış ölçme
Udylite™
Udilit™ (Cd)
U-finish (Unexposed finish)
Açıkta olmayan kullanım yüzeyli
ufki
açı
U-flame furnace
At nalı yalazlı fırın(cam)
ufo
belirlenemeyen ucan nesne.
uganda
i. Uganda.
uganda
Uganda
ugh
(iğrenme belirtir) öö, böö
ugh
(unlem) Of ! Of ! (nefret veya tiksinme belirtir).
Ugine-Perrin process
Ugine-Perrin süreci
Ugine-Sejournet process
Ugine-Sejornet süreci (camlı sıkma)
UGLINESS
ÇİRKİNLİK
ugli
greyfurt, turunç ve mandalinayı melezleyerek elde edilen jamaika’ya özgü bir narenciye
uglify
1. çirkinleştirmek, 2. güzelliğini bozmak
uglify
çirkinleştir
uglify
çirkinleştirmek
uglify
f. cirkinlestirmek.
ugliness
çirkinlik
ugliness
çirkinlik, iğrençlik
ugly
1.çirkin, 2.kötü, çirkin, tatsız, iğrenç, 3.ters, aksi
UGLY
BİÇİMSİZ
ugly
çirkin
UGLY
FIRTINALI
UGLY
HUYSUZ
UGLY
İĞRENÇ
ugly
korkunç
UGLY
KÖTÜ
ugly
nahoş
ugly
s. cirkin; igrenc; korkunc; k.dili. ters, huysuz; nahos; firtinali. ugliness i. cirkin veya igrenc olma. ugly duckling kucuklugunde cirkin olan fakat sonra gelisip guzellesen kimse.
UGLY
SURATSIZ
UGLY
TATSIZ
ugly duckling
sonradan güzelleşen
ugrian
i., s. Macaristan ve bati Sibirya’da bulunan Fin-ugur kavimlerine mensup bir fert; s. bu kavimlerin dil, tarih, veya kulturune ait.
ugrian
tarih
ugric
s., i. Ural-Altayca.
ugric
ural altayca
uhf
kis. Ultrahigh-frequency.
uhf
yüksek frekans
UHLAN
ALMAN MIZRAKLI SÜVARİ ASKERİ
uhlan
i. bir cesit suvari askeri.
UHMW polyethylene (UHMWPE)
Çok yüksek molekül ağırlıklı polietilen
UHT milk
İşlenmiş uzun ömürlü süt
UI(User Interface)
Kullanıcı arabirimi
ui
uı
ui (user interface)
kullanıcı arabirimi
uigur
i. Uygur kavminden biri; Uygurca.
Uigur
Uygur, Uygurca
uigur
uygurca
U-ing
U-lama; U biçimi verme
U-ing machine
U-lama makinası; Ubiçimi verme makinası
U-ing pres
U-lama basgacı, U-kıvırma basgacı/presi
Uintahite
Uintahit (ural asfaltiti)
U-interface
U-arabağı
uitlander
i. (Guney Afrika Cumhuriyeti) ecnebi, yabanci.
uitlander
yabancı
uk
ingiltere
uk overseas territory
birleşik krallık’ın bir parçasını oluşturmayan ancak hakimiyeti altında bulunan on dört bağlı toprak
ukase
i. eski Rusya’da hukumet tarafindan yayinlanan emir veya ferman; herhangi bir emir.
UKASE
RUS HÜKÜMETİ FERMANI
UKRAINIAN
UKRAYNA
UKRAINIAN
UKRAYNALI
Ukraina
Ukrayna
ukraine
i. Ukrayna.
ukraine
ukrayna
ukrainian
s., i. Ukraynali, Ukraynaca, Rutenca.
ukrainian
ukraynalı
ukulele
dört telli gitar
UKULELE
HAVAİ KİTARASI
ukulele
i. Hawaii adalarina ait telli kitara.