Translate
"War"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
war
1.savaş, 2.savaşım, çatışma, mücadele, kavga, savaşmak
war
f. (-red, -ring) savasmak, harp etmek, muharebe etmek, cenk etmek; dusmanlik etmek, dusman olmak.
war
harp
war
muharebe
war
mücadele
WAR
MÜCÂDELE
WAR
MÜCÂDELE ETMEK
War
Savaş
WAR
SAVAŞ İLE İLGİLİ
War
Savaş, harp
WAR
SAVAŞMAK
war
strateji
WAR
UĞRAŞMA
war
v.savaş:n.savaş
war advocacy
savaş savunması
war baby
savaşta doğan bebek
war chalking
açıklayıcı işaret
war chest
savaşta toplanan para
war crime
savaş suçu
war criminal
savaş suçlusu
war cry
savaş narası
war dance
savaş dansı
war dialing
otomatik numara çevirme
war driving
Wi-Fi düğümleri arasındaki dolaşım geçişi, saha taraması
war game
savaş oyunu
WAR GRAVE
ŞEHİTLİK
war hawk
savaş kışkırtıcısı
war horse
savaş atı
war invalidity increase
harp malullüğü zammı
war paint
savaş boyası
War Room
Proje Odası
war to end all wars
I. Dünya Savaşı
war veterans
harp malulleri
war whoop
savaş narası
warble
1.kuş ötüşü, şakıma, 2.ötmek, şakımak
warble
çağıldamak
WARBLE
EZGİ
warble
f., i. kus gibi otmek, sakimak; cagildamak; terennum etmek; titrek ses cikarmak; i. kus gibi otus, sakima; tatli ses; nagme, makam; sigirsinegi surfesinin hayvanlann sirtinda meydana getirdigi ciban. warble fly sigirsinegi, zool. Hypodermatidae.
warble
makam
WARBLE
NAĞME
WARBLE
ÖTME
WARBLE
ÖTMEK
WARBLE
SEMERİN YAPTIĞI ŞİŞLİK
WARBLE
SESİNİ TİTRETMEK
WARBLE
ŞAKIMA
WARBLE
ŞAKIMAK
WARBLE
ŞIRILDAMA
warble
v.öt:n.ötme
warbler
çalıbülbülü
warbler
çalıbülbülü, ötleğen
WARBLER
ÖTLEĞEN KUŞU
warbling
kuş gibi şakıma
warchalking
duvarlardaki Wi-Fi düğümlerine ilişkin açıklayıcı işaret
Ward
1) Koğuş ( hastane) 2) koğuş, hücre(hapishane)
ward
1.semt, bölge, 2.koğuş, 3.vasilik, vesayet, 4.vesayet altındaki kimse, 5.koruma
ward
bölge
ward
geçiştirmek
WARD
GÖZETİM
WARD
HAPİSHANE
WARD
KİLİT DİLİ
ward
i., f. kogus; bolge, mintika; huk. vesayet altinda bulunan cocuk; vesayet, koruma; kilit dili; f. emniyetli yerde korumak. ward off savusturmak, gecistirmek, geri cevirmek. ward heeler A.B.D., (argo) semtin oylarini kazanmaya calisan kimse.
WARD
KOĞUŞ
ward
koruma
WARD
KORUMAK
ward
mıntıka
WARD
VESAYET
WARD
VESAYET ALTINDAKİ ÇOCUK
Ward
vesayet, vesayet altında bulunan kimse, koğuş, bölge, sonek -e dogru, ... yönünde
WARD OFF
ÖNLEMEK
WARD OFF
SAVUŞTURMAK
Ward, person under guardianship
Vesayet altında bulunan kimse
ward,-wards
(sonek) -e dogru, yonunde.
warden
1.bekçi, 2.muhafız, 3.cezaevi müdürü, 4.kolej vb. müdürü
warden
bekçi
WARDEN
GARDİYAN
WARDEN
GARDİYAN (BRİT.)
WARDEN
HAPİSHANE MÜDÜRÜ (AMER.)
warden
i. bekci, muhafiz; A.B.D. hapishane muduru; Ing. kolej muduru; kilise bina veya emlakini muhafaza eden memur.
warden
i. kompostoluk bir cesit armut.
WARDEN
MUHAFIZ
WARDEN
MÜDÜR
WARDEN
REKTÖR (BRİT.)
warder
bekçi
WARDER
BEKÇİ (BRİT.)
WARDER
GARDİYAN
WARDER
GARDİYAN (BRİT.)
warder
gardiyan, bekçi
warder
i. bekci, muhafiz; hukumdar asasi; Ing. hapishane muduru.
warder
muhafız
warding
korkulan durumlarda belirli hareketler yaparak kendini korumaya yönelik davranışlar
Wardrobe
1) Gardrop 2) Vestiyer
wardrobe
1.giysi dolabı, gardırop, 2.kişisel giysiler
wardrobe
bir kimsenin tüm giysileri
Wardrobe
Bir kişinin bütün kıyafetleri
WARDROBE
DOLAP
Wardrobe
Elbise dolabı
wardrobe
gardırop
wardrobe
gardrop
wardrobe
giysi dolabı
WARDROBE
GİYSİLER
wardrobe
i. bir kimsenin tum giysileri, giyecekler; gardirop, giysi dolabi; tiyatro kostumleri.
Wardrobes
Gardıroplar
wardroom
i. savas gemisinde oyun salonu ve yemekhane.
WARDROOM
SUBAY SALONU
wards
bak. ward.
WARDSHIP
VASİLİK
wardship
i. muhafizlik; vasilik, vesayet.
wardship
muhafızlık
wardship
vasilik
wardship
vesayet
WARE
DİKKAT ETMEK
WARE
EŞYA
ware
f., (eski) dikkat etmek.
ware
i. takim (esya); cog. emtia, satilacak mallar; canak comlek, seramik esya.
WARE
MAL
Ware
Mamul eşya, mal, emtia
WARE
PORSELEN EŞYA
Ware House
Depo
Warefarin
Varfarin
warehouse
1.depo, ambar, 2.büyük mağaza
warehouse
ambar
Warehouse
Ambar, ardiye
Warehouse
Ambar, Depo
Warehouse
Ambar, depo, antrepo
Warehouse
Ambar,Umumi Mağaza
WAREHOUSE
ANTREPO
WAREHOUSE
Antrepo,ambar.
Warehouse
Ardiye
WAREHOUSE
BÜYÜK MAĞAZA
Warehouse
Depo
WAREHOUSE
DEPOLAMAK
warehouse
i. esya deposu; ambar; antrepo; toptan satis yeri; magaza. ware houseman i. esya deposu sahibi veya iscisi.
WAREHOUSE
TOPTAN SATIŞ YERİ
warehouse
v.depoya koy:n.depo
Warehouse Book
Ambar Defteri
Warehouse Entry Slip
Ambar tesellüm fişi
Warehouse management system
Ambar yönetim sistemi
Warehouse Receipt
Ambar makbuzu, Makbuz senedi, Emtia senedi
Warehouse receipt
Antrepo makbuzu
Warehouse receipt
Ardiye makbuzu
warehouse removal time
Aktarma süresi
warehouse robot
depo robotu
warehouseman
eşya deposu sahibi
warehouser
eşya deposu işçisi
warehousing
büyük mağazacılık
Warehousing
Depolama
warehousing
n.büyük mağazacılık:v.depoya koy:prep.depolayıp
Warehousing Contract
Ardiye Sözleşmesi
warehousing sensor data
algılayıcı verisi depolama
warehousing stream data
akış verisi depolama