Translate
"acute"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
acute
(s). sivri, keskin, ince; zeki, zeyrek, acikgoz; asiri hassas; tiz, keskin (ses); (Tib). akut; had, vahim, agir, siddetli. acute angle dar aci.acutely (z). zeka ile; siddetle. acuteness (i). zeka keskinlik.
acute
1.(duyum ve düşünce) keskin, kuvvetli, güçlü, duyarlı, 2.şiddetli, çok fazla, 3.(hastalık için) birdenbire kötüye giden, çok çabuk tehlikeli bir biçime gelen, 4.dar açı
acute
açıkgöz
acute
ağır
acute
akut
ACUTE
AŞIRI
ACUTE
İLERLEMİŞ
acute
ince
Acute
Keskin
acute
sivri
ACUTE
ŞİDDETLİ
acute
şiddetli keskin akıllı
acute
tiz
acute
vahim
acute
zeki
acute
zeyrek
acute abdomen
akut karın
acute abscess
akut apse
acute accent
tiz aksan
acute alcoholism
akut alkol intoksikasyonu
acute angle
dar açı
acute appendicitis
akut apandisit
Acute crisis
Ağır kriz
Acute Hazards
Akut Zarar/Tehlike
acute hearing
çok iyi işitme
acute hemolytic anemia
akut hemolitik anemi
acute hemorrhagic anemia
akut hemorajik anemi
acute mind
keskin zekâ
acute pain
şiddetli ağrı
Acute pain
Şiddetli sancı
acute sound
tiz ses
acute triangle
dar açılı üçgen
acute triangle
dar üçgen
acutely
1. zekâ ile, 2. şiddetle
acutely
zeka ile
acutenaculum
iğne tutucu
acuteness
1. zekâ, 2. keskinlik
ACUTENESS
ÇABUK KAVRAMA
ACUTENESS
KESKİNLİK
ACUTENESS
ŞİDDET
acuteness
zeka
ACUTENESS
ZEKÂ