Translate
"ai"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
ai
(i). Guney Amerika’ya mahsus agac uzerinde yasayan uc parmakli bir hayvan .
ai
yapay zeka
Aich’s metal
Aich metali,
Aid
– (n) yardım, (v) yardım etmek
aid
(i)., (f). yardim, iane; f yardim etmek, iane vermek. first aid ilk yardim.
aid
el uzatmak, yardım etmek, yardım, destek, yardımcı
aid
iane
aid
v.yardım et:n.yardım
aid
yardım
aid
yardım etmek
aid
yardım(etmek)
aid and abet
suçortaklığı yapmak
Aid for agricultural development
Tarımsal kalkınma yardımı
Aid in kind
Ayni yardım
Aid in kind
Aynî yardım
Aid monitoring
Yardımları izleme
Aid policy
Yardım politikası
Aid recipient
Yardım alan kimse
aid station
yardım istasyonu
aid station
yardım merkezi
Aid system
Yardım sistemi
Aid to employment (Employment Aid)
İstihdam yardımı
Aid, help, contribution, assistance, support
Yardım
aide
(i). yaver; yardimci, muavin.
aide
muavin
aide
yardımcı
aide
yardımcı, muavin, yaver
aide
yaver
Aide memoire
Diplomatik muhtıra
aide-de-camp
(i). yaver, emir subayi.
aide-de-camp
yaver
aide-de-camp
yaver, emir subayı
aide-memoire
(i). hatirlatici niteligi olan not.
aide-memoire
anımsatıcı not
aids
aıds
aigrette
(i). kus tepeligi, sorguc.
aigrette
kuş tepeliği, sorguç
aigrette
sorguç
Aigrette
Tuğ; Sorguç
aikido
(i). bir nevi Japon guresi.
aikido
aikido
ail
(f). rahatsiz olmak, hasta olmak; sikinti vermek, taciz etmek, rahatsiz etmek. ailing (s). keyifsiz, rahatsiz, hasta ailment (i). rahatsizlik , hastalik.
ail
hasta olmak
ail
hasta olmak, zayıflamak, güçsüzleşmek
ail
hastalık
ail
rahatsız
ail
v.rahatsız ol:n.rahatsızlık
ailanthus
(i) aylandiz agaci.
aileron
(i)., (hav). kanatcik, gosisman, eleron. aileron controls gosisman kumandalari.
aileron
kanatçık
Aileron
Kanatçık (uçak)
aileron
kanatçık, eleron
aileron angle
kanatçık açısı
aileron aper
kanatçık lonjeronu
aileron balance
kanatçık karşıt ağırlığı
aileron compensation
kanatçık düzeltmesi
aileron control
kanatçık kumandası
aileron cord
kanatçık veteri
aileron deflection
kanatçık sapması
aileron fulcrum
kanatçık ekseni
aileron leading edge
kanatçık hücum kenarı
aileron operating tube
kanatçık çalıştırma borusu
aileron positioning relay
kanatçık durum değiştirme rölesi
aileron pushrod
kanatçık çubuğu
aileron reversal
ters kanatçık hareketi
aileron rib
kanatçık siniri
aileron servomotor
kanatçık yardımcı motoru
aileron tab
kanatçık fletneri
aileron trailing edge
kanatçık kaçış kenarı
aileron trimming
kanatçık ince ayarı
aileron vibration
kanatçık titreşimi
ailing
1. keyifsiz, rahatsız, 2. hasta
ailing
n.rahatsızlık:v.rahatsız ol:prep.rahatsız olarak
Ailing
Rahatsız; Hastalıklı (tıp)
ailment
(ciddi olmayan) hastalık, rahatsızlık
ailment
hastalık
Ailment
hastalıklar, rahatsızlıklar
ailment
rahatsızlık
Ailment
Rahatsızlık; Haastalık (tıp)
ailoy
(i)., (f). maden alasimi, halita, alasim; maden alasimindan olan adi maden; degerli bir seyin kiymetini azaltan unsur; (f). kiymetli madene kiymetsiz maden karistirmak.
ailoy
alaşım
ailoy
halita
aim
(f). hedefe dogru cevirmek mermi, soz veya is); (gen). at ile kastetmek, maksadi olmak; nisan almak; niyet etmek.
aim
(i). maksat, emel, niyet, amac, gaye; nisan alma; hedef yonu; nisan tahtasi, hedef. aimless (s). gayesiz, hedefsiz, maksatsiz. take aim nisan almak.
aim
1.(~at) nişan almak, hedef almak, 2.amaçlamak, 3.nişan alma, hedef alma, 4.amaç, erek, gaye, hedef
Aim
1.AMAÇ 2.HEDEF ALMAK
aim
amaç
aim
amaç, hedef
aim
emel
aim
gaye
aim
hedef amaç nişan
aim
maksat
aim
nişan almak
aim
niyet
aim
v.hedefle:n.amaç
Aim – aimed – aiming
amaç, gaye, maksat, nişan almak, hedefe doğru çevirmek mermi, söz veya iş)
aim at
hedef almak
aim at
kastetmek, muradetmek, arzu etmek
aim at
nişan almak
aim at
niyet et
aim dot steering
hedef nokta yönlendirici
Aim, scope, purpose, objective
Amaç
aimighty
(s). her seye kadir; argo dehsetli, muthis, cok buyuk. the Almighty Kadiri Mutlak, Allah, Tanri.
aimighty
Allah
aimighty
müthiş
aimighty
Tanrı
aiming circle
nişan dairesi
aiming line
nişan hattı
aiming point
nişan noktası
aimless
amaçsız
aimless
amaçsız, gayesiz, başıboş
aimlessly
ne yapacağını bilmez şekilde
aimsgiving
(i). sadaka verme.
ain’t
(kis)., (h) dili am not, are not, is not degil.
ain’t
değil
ain’t got a grain of sense
çok salak
ain’t got a lick of sense
çok salak
ain’t it the truth?
doğru değil mi?
ain’t my fault
benim hatam değil
ain’t particular
önemli değil!
Aint
olumsuzluk takısı, aint, ain’t
aipha
(i). alfa, Yunan alfabesinin ilk harfi; baslangic. alpha and omega baslangic ve bitis, bas ve son, birinci ve sonuncu, butun. Alpha rays radyumun sactigi uc isindan pozitif elektrikli birincisi.
aipha
alfa
air
(t). havalandirmak; gunese sermek; atese gostermek; acmak. air one’s views fikirlerini acmak.
Air
1.HAVA 2.HAVALANDIRMA
air
1.soluduğumuz hava, 2.gökyüzü, 3.genel durum, 4.havalandırarak kurutmak, 5.havalandırmak, 6.hava atmak, caka satmak, gösteriş yapmak
air
arya
air
hava
air
nağme
air
nefes
air
uçak
air
v.havalandır:n.hava
Air - Born
Hava kaynaklı
Air - Born Particulate
Hava kaynaklı partikül
Air - Born Particulate Count
Hava kaynaklı partikül sayımı
Air - Born Viable Particulate Count
Hava kaynaklı canlı partikül sayımı
air accumulator
hava akümülatörü
Air Acetylene Flame
Hava asetilen alevi
air adjusting screw
rölanti ayar vidası
air admission
hava girişi
air admission hole
hava giriş deliği
air almanac
hava almanağı
air assisted hydraulic brake system
hava servolu fren sistemi
air attack
hava saldırısı
Air baffle
Hava yönlendiricisi
Air baffle plate
Hava yönlendirme plakası
Air baffle ring
Hava yönlendirme halkası
Air bag
Hava torbası
air bag
pnömatik yastık
Air balloons
Hava balonları