Translate
"be"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
be
(kis)., (kim). berylium berilyum.
be
1. var olmak, bulunmak, 2. -dir, -dır, 3. -di, -dı
BE
ANLAMINA GELMEK
BE
BULUNMAK
BE
DURMAK
BE
MAL OLMAK
be
mevcut olmak
be
ol
BE
OLMAK
be
onek hakkinda, etrafinda veya tamamen anlamlarini veren ve cogu zaman gecissiz fiillerden, isimlerden ve bazen de sifatlardan gecisli fiiller yapan bir ek: begrudge, befriend, belittle.
be
sanki
be
var olmak
be-
(önek) hakkında
be (a) party to (something)
(bir şeye) taraf olmak
be (just) good friends
(sadece) arkadaş olmak
be (just) good friends
(sadece) iyi arkadaş olmak
be (just) good friends
(sadece) yakın arkadaş olmak
be (right) up there with (someone or something)
(biriyle veya bir şeyle) aynı şey demek
be (still) friends after break up
ayrıldıktan sonra arkadaş kalmak
be (still) friends after break up
ayrıldıktan sonra arkadaş olarak kalmak
be a bad whip
kötü araba kullanmak
be a burden
yük olmak
be a burden to
ağırlık olmak
be a burden to
yük olmak
be a candidate
aday olmak
BE A CHARGE ON SMB.
YÜK OLMAK
be a child
çocuk olmak
be a cut above
bir gömlek üstün olmak
be a dab
erbabı olmak
be a dab
ustası olmak
be a dab
uzmanı olmak
be a dab hand
erbabı olmak
be a dab hand
ustası olmak
be a dab hand
uzmanı olmak
be a dab hand at something
erbabı olmak
be a dab hand at something
uzmanı olmak
be a dead loss
bir boka yaramamak
be a decent person
adam gibi adam olmak
BE A DISINCENTIVE TO
YILDIRMAK
be a disincentive
yıldırmak, cesaretini kırmak
be a first
bir ilk olmak
be a first in the world
dünyada bir ilk olmak
be a gadabout
çat orada çat burada olmak
be a godsend
hızır gibi yetişmek
be a good judge of
-in ne olduğunu bilmek
be a good kisser
iyi öpüşmek
be a good whip
iyi araba kullanmak
be a green thumb
çiçek yetiştirme yeteneğine sahip olmak
be a laughingstock
kepaze olmak
be a law unto oneself
bildiği gibi davranmak
be a law unto oneself
kafasına göre hareket etmek
be a lesson
ders olmak
be a lesson to
ibret olmak
be a lesson to
kulağına küpe olmak
be a match for
eş olmak
be a matter of indifference
vız gelmek
be a member of
üye olmak
be a nobody
bir hiç olmak
be a nullity
bir hiç olmak
be a part and parcel of
bir şeyin önemli bir öğesi olmak
be a part of
kapsamı dahilinde olmak
BE A PARTY TO
KATILMAK
BE A PARTY TO
ORTAK OLMAK
be a party to
taraf olmak
be a party to a contract
sözleşmeye taraf olmak
be a party to an agreement
sözleşmeye taraf olmak
be a party to the crime
suça taraf olmak
be a party to the legal proceedings
davada taraf olmak
be a remedy
derman olmak
be a short period of time
az zaman kalmak
be a shot in the arm
ilaç gibi gelmek
be a side of
taraf olmak
be a snap (us)
şıp diye olmak
be a strange to
yabancı olmak (bir yer birine)
be a stranger to
yabancı olmak (bir yer birine)
be a stranger to
yabancısı olmak
be a subject for
konusu olmak
BE A SUCKER FOR
BAYILMAK
BE A SUFFERER BY
ÇEKMEK
BE A SUFFERER FROM
ÇEKMEK
be a thorn in one’s flesh
içine dert olmak
be a victim
kurban olmak
be a voice not an echo
ses ol yankı değil
be a weave of so many things
her tarakta bezi olmak
be a whale at
ustası olmak
be a woman
kadın olmak
be a woman
kadın olmak
be a world away (from something)
dünya/dünyalar kadar farklı olmak
be abashed
amorf olmak
be abhorrent to
son derece aykırı gelmek
be abhorrent to
son derece aykırı gelmek
be abhorrent to
son derece ters gelmek
be abhorrent to
son derece ters gelmek
be able to
-ebilmek, -abilmek
be able to
elinden gelmek
be able to
muktedir olmak
be able to desist
kendini alamamak
be able to desist from
kendini alamamak
be able to do
yapabilmek için
be able to take a joke
şaka kaldırabilmek
be about
hakkında olmak
be about
konu almak
be about to
-mek üzere olmak
be about to
üzere olmak
BE ABRADED
AŞINMAK
be abroad
artık sır olmaktan çıkmış olmak
be absolutely right
yerden göğe kadar haklı olmak
BE ABSORBED IN
DALMAK
be absorbed in
tüm dikkatini bir şeye vermiş olmak
be acceptable
makul olmak (fiyat)
be acceptable to the mind
mantıklı gelmek
be accepted
olur almak
be accessible
açık olmak
be acclaimed
alkış almak
BE ACCOUNTED OF
SAYILMAK
be accustomed to doing
yapmaya alışık olmak
BE ACQUAINTED WITH
TANIMAK
be acquainted
1. haberi olmak, bilmek, 2. tanışmak
be acquitted
beraat etmek, temize çıkmak
be active
aktif olmak
be active
faaliyette olmak
be adapted
adapte olmak
be added to agenda
gündeme gelmek (hükümet’in vb)
be addicted
alışmak, bağımlı olmak, tiryakisi olmak
be addicted
düşkün olmak
be addicted
müptela olmak
be addicted
tiryakisi olmak
be addicted
tutkun olmak
be addicted to
düşkün olmak
be addicted to
tiryakisi olmak
be addicted to
tutkun olmak
BE ADEQUATE
İHTİYACI KARŞILAMAK
be advised
emin ol
be advised
emin olmak
BE AFFECTED
ETKİLENMEK
be affected by
etkilen
be affected by the evil eye
göze gelmek
be affected by the evil eye
nazara gelmek
BE AFFIXED
TAKILMAK
be affiliated
üye olmak
be affiliated with
bağlı olmak
be affiliated with
üye olmak
be afflicted with
-den mustarip olmak
BE AFRAID
KORKMAK
BE AFRAID OF
KORKMAK
be afraid
kork
be afraid of
-den korkmak
be afraid of
kork
be afraid of one’s own shadow
kendi gölgesinden korkmak
be after
peşinde ol