Translate
"bear"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
bear
(ürün/meyve) vermek
bear
1.ayı, 2.spekülatör, vurguncu, 3.taşımak, götürmek, 4.taşımak, kaldırmak, çekmek, 5.aklında olmak, 6.uygun olmak, yakışık almak, uymak, 7.doğurmak, 8.ürün vermek, 9.dayanmak, çekmek, katlanmak, kaldırmak, 10.sahip olmak, taşımak, bulundurmak
Bear
1.TAŞIMAK, DAYANABİLMEK 2.AYI
bear
ayı
BEAR
BORSA FİYATLARINI DÜŞÜRMEK
BEAR
BORSADA BÜYÜK OYNAYARAK FİYATLARI ETKİLEYEN KİMSE
BEAR
ÇEKMEK
bear
davranmak (belirli bir şekilde)
bear
dayanmak
BEAR
DEĞMEK
BEAR
DOĞURMAK
BEAR
DÖNMEK
bear
durmak (belirli bir şekilde)
BEAR
DUYMAK (SEVGİ)
BEAR
GETİRMEK
BEAR
GÖTÜRMEK
BEAR
GÜTMEK (KİN)
BEAR
HAZMETMEK
bear
kaldırmak
bear
katlanmak
BEAR
SAPMAK
BEAR
SİNEYE ÇEKMEK
BEAR
SPEKÜLASYON YAPMAK
BEAR
SPEKÜLATÖR
bear
tahammül etmek
BEAR
TAŞIMAK
Bear
taşımak, ayı
BEAR
ÜSTLENMEK
bear
v.taşı:n.ayı
BEAR
VERMEK
bear
vermek (meyve)
BEAR
YÖNELMEK
bear
yürümek (belirli bir şekilde)
bear a grudge
kin beslemek
BEAR A HAND
YARDIM ELİ UZATMAK
BEAR A HAND
YARDIM ETMEK
BEAR A TORCH
IŞIK TUTMAK
BEAR AGAINST
BASKI YAPMAK
BEAR AGAINST
BASTIRMAK
BEAR AGAINST
KARŞI KOYMAK
BEAR AGAINST
SIKIŞTIRMAK
bear against
karşı koymak
BEAR ARMS
ASKER OLMAK
BEAR ARMS
ASKERLİK YAPMAK
BEAR AWAY
GÖTÜRMEK
BEAR AWAY
TAŞIMAK
BEAR DOWN
1)Yaklaşmak. 2)Belirli bir tarafa doğru gitmek.
bear down
1. yenmek, 2. çaba harcamak
BEAR DOWN
YENMEK
bear down on
büyük çaba harca
BEAR DOWN ON
ÜSTÜNE GELMEK
BEAR DOWN ON
YAKLAŞMAK
BEAR FRUIT
MEYVE VERMEK
bear fruit
meyvesini vermek
bear garden
hayvanat bahçesi
BEAR HARD ON
YÜK OLMAK
bear hug
ayı gibi sarılma
bear hug
çok sıkı kucaklama (ayı gibi)
BEAR IN MIND
AKILDA TUTMAK
BEAR IN MIND
HATIRDA TUTMAK
bear in mind
1. akılda tutmak, 2. aklında tutmak
bear in mind
dikkate almak
bear in mind
hatırla
bear malice
kin beslemek
bear market
fiyatların düştüğü piyasa
BEAR OFF
Açılmak,avara etmek,alarga etmek,olmak.
BEAR ON
ATEŞ ETMEK
BEAR ON
ETKİSİ OLMAK
bear on
ile ilgili olmak
bear on
ilgilen
BEAR ON
İLGİLENDİRMEK
bear on
ilgili olmak
BEAR ON
İLGİSİ OLMAK
bear one’s cross
bağrına taş basmak
BEAR ONESELF
DAVRANMAK
BEAR OUT
DESTEKLEMEK
bear out
desteklemek, doğrulamak
BEAR OUT
DOĞRULAMAK
BEAR OUT
ONAYLAMAK
bear out
tasdik et
BEAR OUT
YARDIM ETMEK
BEAR RESEMBLANCE TO
BENZEMEK
BEAR SMB. OUT
DESTEKLEMEK
BEAR SMB. OUT
YARDIM ETMEK
BEAR TALES
DEDİKODU YAPMAK
BEAR TESTIMONY TO
İFADE VERMEK
BEAR THE BELL
KAZANMAK
BEAR THE BELL
YENMEK
bear the blame
kabahati üzerine almak
bear the blame for
suçunu üzerine almak
bear the market
fiyatları düşürmek
BEAR THE PALM
ZAFER KAZANMAK
BEAR THE PENALTY OF
CEZASINI ÇEKMEK
bear the same meaning
aynı anlamı taşımak
bear up
1. dayanmak, 2. neşelen(dir)mek, 3. desteklemek
BEAR UP
DAYANMAK
BEAR UP
DESTEK OLMAK
BEAR UP
NEŞELENMEK
BEAR UP
YARDIM ETMEK
BEAR UP AGAINST
DAYANMAK
BEAR UPON
ATEŞ ETMEK
bear upon
ile ilgili olmak
BEAR UPON
İLGİLENDİRMEK
bear upon
ilgisi ol
BEAR UPON
İLGİSİ OLMAK
BEAR UPON
TOPA TUTMAK
BEAR WITH
ÇEKMEK
BEAR WITH
DAYANMAK
BEAR WITNESS
ŞAHİTLİK ETMEK
BEAR WITNESS TO
TANIKLIK ETMEK
bear with
sabır göstermek, katlanmak
bear witness to
delil olmak, kanıtlamak, göstermek
bear witness to an age
bir çağa tanıklık yapmak
bearable
çekilir
BEARABLE
DAYANILIR
bearable
katlanılır
bearable
katlanılır, çekilir, dayanılır
Bearable
taşınabilir, çekilir,katlanılır
bearably
dayanılabilir şekilde
bearberry
ayı üzümü
beard
(i)., (f). sakal; (bot)., zool. puskul, puskul sakal; (f). sakalini yolmak; sakalina yapismak; siddetle karsi koymak; sakal yapistirmak. beard grass bot sican kuyrugu. bearded s sakalli. beardless (s). sakalsiz.
BEARD
BAŞAK DİKENİ
BEARD
KARŞI GELMEK
BEARD
MEYDAN OKUMAK
BEARD
PÜSKÜL
beard
sakal
beard
v.sakalından tut:n.sakal
BEARDED
PÜSKÜLLÜ
bearded
sakallı
bearded needle
yaylı iğne
BEARDED ROCKLING,SEA LOCHE
Gelincik balığı.
BEARDLESS
PÜSKÜLSÜZ
beardless
sakalsız
BEARDLESS
TOY
BEARDLESS
TÜYSÜZ
bearer
(i). tasiyan kimse, hamil kimse; goturen kimse; tabut tasiyan kimse; rutbe veya makam sahibi; hamal. to the bearer hamiline.
bearer
1.taşıyan, hâmil, 2.tabut taşıyan kişi, 3.meyve veren ağaç, bitki
bearer
destek
BEARER
GETİREN
BEARER
GÖTÜREN
BEARER
HAMİL
BEARER
TAŞIYAN
bearer
taşıyıcı
bearer bond
hamiline senet
bearer bond
hamiline tahvil
Bearer bond
Hamiline yazılı tahvil
bearer capability
taşıyıcı yeteneği
bearer capability information
taşıyıcı yetenek bilgisi
bearer cheque
hamiline çek
Bearer cheque
Hamiline yazılı çek