Translate
"big"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
big
1.büyük, iri, kocaman, 2.önemli, 3.popüler, ünlü, büyük
big
büyük
Big
BÜYÜK
big
cüsseli
big
eşek kadar
big
etkili
big
gebe
big
iri
big
kocaman
big
mühim
big
olağanüstü öneme veya güce sahip kimse
big
olağanüstü öneme veya güce sahip kurum
big and huge data
büyük ve çok büyük veriler
big bang theory
büyük patlama teorisi
big ben
big ben kulesindeki saat
big bertha
türüne göre büyük ve hantal şey
big bitch
elli yıl veya üzeri ceza
Big bonito
Torik
big brother
ağabey
big brother is watching you
büyük birader seni izliyor
big brother is watching you
büyük birader sizi izliyor
big bucks
para babalarının sahip olduğu güç ve etki
big bug
önemli kimse
big business
1. büyük iş, 2. büyük sermayeli şirketler
big business
büyük işletmeler
big businessman
büyük işadamı
big close-up
baş plan, yakın plan, yakın çekim
big company
büyük şirket
big contribution
büyük katkı
big customer
önemli müşteri
big data
büyük veri
big data analytics
büyük veri çözümleme
big data analytics for social networks
toplumsal ağlar için büyük veri çözümlemesi
big data application
büyük veri uygulaması
big data application in IS (Information System)
bilişim dizgesinde (BD) büyük veri uygulaması
big data application provider
büyük veri uygulama sağlayıcısı
big data architecture
büyük veri mimarisi
big data center
büyük veri merkezi
big data ecosystem
büyük veri ekosistemi
big data engineering
büyük veri mühendisliği
big data ethics
büyük veri etiği
big data for social networks
toplumsal ağlar için büyük veri
big data framework
büyük veri çatısı
big data framework
büyük veri çerçevesi
big data framework provider
büyük veri çatı sağlayıcısı
big data framework provider
büyük veri çerçevesi sağlayıcısı
big data fusion
büyük veri bütünleştirme
big data in medicine
tıpta büyük veri
big data model
büyük veri modeli
big data paradigm
büyük veri yaklaşımı
big data processing
büyük veri işleme
big data scientist
büyük veri bilimcisi
big data security
büyük veri güvenliği
big data service
büyük veri hizmeti
big data startup
büyük veri girişimi
big data system
büyük veri dizgesi
big data workflow
büyük veri iş akışı
big data-oriented computing
büyük veri yönelimli bilişim
big data-oriented content
büyük veri yönelimli içerik
big deal
bana ne
big deal
büyük iş
big deal
büyük mesele
big deal
çok önemli
big dictionary effect
büyük sözlük etkisi
big dipper
büyük ayı
big dipper
büyükayı
Big Dipper
Büyükayı yıldızı
Big drums (musical instruments)
Büyük davullar (müzik aletleri)
big earner
çok para kazanan
big earner
çok para kazanan
big end
biyel başı
Big end
Piston kolu kafası
big enough
yeterince büyük
big game
büyük av
big game
büyük hayvan avı
big gun
önemli kimse
big hand
çılgınca alkış
big hat, no cattle
ses var görüntü yok, laf var icraat yok
big income earner
çok para kazanan
big m method
büyük m yöntemi
big money
çok para
big news
önemli haber
big picture
resmin tamamı
big pot
önemli zat, kodaman
big shot
kodaman
big shot
önemli kimse
big sister
abla
big sister
üniversiteye yeni başlamış kız öğrenciye yardımcı olan üst dönemden kız öğrenci
big spender
çok para harcayan
big talk
büyük söz
big thanks to you
sana çok teşekkür ederim
big thanks to you
sana çok teşekkürler
big time
bir toplantı ya da partide geçirilen iyi vakit
big time
büyük bir başarı
big time
en yüksek düzey
big time
en yüksek düzey
Big toe
Ayak başparmağı
big top
büyük sirk çadırı
big tree
filmahmudi ağacı
big turn
büyük dönemeç
big wheel
kodaman
big with
gebe, yüklü
big year
bilhassa talihli/kazançlı ya da verimli yıl
big year
karlı bir yıl
big year
müthiş bir yıl
bigamist
aynı anda iki kişiyle evli olan kimse
bigamist
i. iki kisiyle ayni zamanda evli olan kimse.
bigamist
iki eşli
bigamist
iki eşli kimse
bigamous
iki eşli
bigamous
iki evli
bigamous
ikieşli, ikievli
bigamous
s. ayni zamanda iki kisiyle evli olan, bu sucu islemis olan; bu suca ait.
bigamy
i. iki kisiyle evli olma.
bigamy
iki eşlilik
bigamy
ikieşlilik
bigamy
ikieşlilik, bigami
big-bang theory
büyük patlama kuramı
Big-boned
İri kemikli
bigeminy
bigemine
Big-end bearing
piston kolu yatağı
Big-end-down mould
Geniş tabanlıdöküm kalıbı
Big-end-up ingot
Dar tabanlı tomruk
Big-end-up ingot mould
Dar tabanlı tomruk kalıbı; Dar tabanlı ingot kalıbı
Big-end-up mould
Dar tabanlı dökümkalıbı
bigger
adv.daha büyük:adj.büyük
bigger
daha büyük
bigger size
daha büyük beden
biggest
en büyük
Biggin
Kep, çocuk tekkesi
biggin
süzgeçli kap
bighead
mağrur
bighead
ukala dümbeleği, kendini bir şey sanan kişi
bigheaded
kendini beğenmiş
bigheadedness
dikbaşlılık
bighearted
müşfik
big-hearted
eli açık, cömert
bigheartedness
iyi yüreklilik
bigheartedness
müşfiklik
bighorn
kanada koyunu
bighorn sheep
kanada koyunu
bight
1. halat bedeni, 2. koy, küçük körfez
Bight
Halat gövdesi
bight
i. korfez, koy; den. roda, kroz; halat bedeni.
bight
koy
bight
körfez
bigness
büyüklük
bigot
bağnaz
bigot
darkafalı, bağnaz
bigot
i. mutaassip kimse, bagnaz kimse; dar goruslu kimse. bigoted s. mutaassip, bagnaz. bigotedly z. bagnazca bigotry i. bagnazlik.