Translate
"bright"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
bright
1.parlak, 2.aydınlık, 3.akıllı, zeki, parlak, 4.umut verici, parlak, 5.neşeli, canlı
bright
aydınlık
Bright
aydınlık,açıklık
bright
berrak
bright
canlı
bright
hareketli
bright
ışıklı
bright
muhteşem
bright
mutlu
bright
parlak
bright
renkli
bright
s., z. parlak, isildayan, isikli, aydinlik; renkli; seffaf, berrak; muhtesem, sasaali; zeki; canli, hareketli; memnuniyet verici, mutlu; z. parlak bir sekilde. brightly z. parlak bir sekilde. brightness i. parlaklik.
bright
şaşaalı
bright
şeffaf
bright
temizlenmiş ancak boyanmamış (ağaç işi)
bright
zeki
Bright and breezy
Canlı ve neşeli
Bright and clearly
Sabahleyin erkenden
bright and early
sabah erkenden
bright and early
sabahın köründe
Bright annealed
Parlak tavlı
Bright annealed steel
Parlak tavlı çelik
Bright annealed tubing
Parlak tavlı boru
Bright annealing
Parlak tavlama
Bright annealing line
Parlak tavlama hattı
Bright annealing plant
Parlak tavlama tesisi
Bright Bessemer wire
Parlak Bessemer teli
Bright dip
Parlaklaştırma çözeltisi
Bright dipping
Parlak daldırma
Bright drawn steel wire
Parlak çekilmişçelik tel
Bright electrodeposition
Parlak elektrikli bırakım
bright enough
yeterince aydınlık
Bright etching
Parlak dağlama, asitli parlatma (cam)
Bright etching bath
Asitli parlatma yunağı (cam)
Bright field
Aydınlık alan
Bright field illumination
Aydınlık alan aydınlatması
Bright field image
Aydınlık alan görüntüsü
Bright Field Microscope
Basit Işık Mikroskobu
Bright field microscopy
Aydınlık alan mikroskopisi
Bright finish
Parlak bitirme
Bright glaze
Parlak sır
Bright gold
Parlak altın yaldız
Bright hard wire
Parlak sert tel
bright line spectrum
parlak çizgi spekturumu
Bright nitriding
Parlak nitrürleme
Bright plate
Parlak levha
bright plating
parlak kaplama
Bright plating additive
Parlak kaplama katığı
Bright range
Parlaklık aralığı
bright shiny object
dışı güzel ama içi boş şey
bright shiny object
güzel ama uzun ömürlü olmayan şey
bright side
iyi taraf
bright side
olumlu taraf
bright side
zor durumun iyi yanı
Bright silver
Parlak gümüş yaldız
Bright soft wire
Parlak yumuşak tel
bright spot
iyi taraf
bright spot
olumlu taraf/yön/yan
bright stock
parlak stok ( yüksek viskoziteli yağlama yağı)
Bright tempered spring steel
Parlakmenevişli yay çeliği
bright’s disease
böbrek hastalığı
Bright’s disease
Bright hastalığı (tıp)
brighten
1.parlamak, canlanmak, 2.parlatmak, canlandırmak
brighten
aydınlatmak
brighten
aydınlık olmak
brighten
canlandırmak
brighten
canlılık vermek (bir yere)
brighten
daha hoş ve sevimli bir hava vermek
brighten
f. parlamak neseli ve canli olmak; parlatmak, aydinlatmak, canlandirmak, neselendirmek. Bright’s disease tib. bir cesit bobrek hastaligi.
brighten
mutlu olmak
brighten
parlat
brighten
parlatmak
brighten
yüzünde mutlu bir ifade belirmek
brightener
parlaklaştırıcı
Brightening
Parlaklaştırma
brightening
parlatma, avivaj
Brightening agent
Parlaklaştırıcı
brighter
adv.daha parlak:adj.parlak
brightest
en parlak
Bright-eyed and bushy tailed
Çok neşeli ve canlı
brightly
parlak bir şekilde
brightness
parlaklık
brightness control
parlaklık ayarı
brightness scale
parlaklık ölçeği-
brightness value
parlaklık değeri
brightness value unit (BVU)
parlaklık değer birimi