Translate
"charge"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
Charge
1)Yük, yüklenti, harman( fırın girdisi) 2) Yük ( Elektrik)
Charge
1.DOLDURMAK 2.MASRAFA YAZMAK
charge
1.fiyat istemek, 2.(birinin borcuna) kaydetmek, (hesabına) yazmak, 3.saldırmak, hücum etmek, atılmak, 4.görevlendirmek, buyurmak, tenbihlemek, 5.suçlamak, 6.şarj etmek, doldurmak, 7.dolmak, 8.istenen/ödenen fiyat, vergin, 9.bakım, denetim, sorumluluk, 10.
charge
amir
CHARGE
AYDINLATMAK
charge
bakım
CHARGE
BİLGİ VERMEK
charge
borçlandırmak
CHARGE
DOLDURMAK
CHARGE
DOLULUK MİKTARI
charge
doyurmak
CHARGE
DOZ
charge
emanet
CHARGE
EMİR
charge
emretmek
charge
fiyat
charge
geçirmek
CHARGE
GÖREV
CHARGE
GÖZALTI
charge
hamle
charge
hamule
CHARGE
HAPİS
charge
harç
CHARGE
HÜCUM
CHARGE
HÜCUM ETMEK
Charge
i. Masraf, ücret, vergi, gider, harç, resim
charge
idare
CHARGE
İDDİA
CHARGE
İPOTEK
charge
itham
CHARGE
İTHAM ETMEK
CHARGE
KREDİ KARTINDAN ALMAK
CHARGE
MASRAF
CHARGE
NEZARET
CHARGE
ÖDETMEK
charge
rüsum
CHARGE
SALDIRI
CHARGE
SALDIRMAK
CHARGE
SORUMLU TUTMAK
CHARGE
SORUMLULUK
CHARGE
SUÇLAMA
CHARGE
SUÇLAMAK
charge
şarj
CHARGE
ŞARJ ETME
CHARGE
ŞARJ ETMEK
Charge
Şarj, yükleme
CHARGE
TALEP
CHARGE
TALİMAT
CHARGE
TEMBİHLEMEK
charge
top
CHARGE
UYARMAK
CHARGE
ÜCRET
CHARGE
ÜZERİNE ATMAK
charge
v.şarj et:n.şarj
charge
v.şarj et:n.yük
charge
vazife
charge
vazifelendirmek
charge
vergi
charge
yük
CHARGE
YÜKLEME
CHARGE
YÜKLEMEK
Charge
yüklemek, tahmil etmek
CHARGE
YÜKÜMLÜLÜK
charge (v)
yüklemek
charge account
veresiye hesabı
Charge air
Şarj havası (dizel motorlarda)
Charge air
Turbo şarjlı besleme
Charge air cooler
Hava soğutcusu
Charge air cooler
Hava soğutucusu
Charge air pressure sensor
Turboşarjlı besleme basınç
Charge air receiver
Şarj havası alıcısı (dizel motorlarda)
Charge air temperature sensor
Turboşarjlı besleme
Charge ammeter
Akü şarj
charge amplifier
yük yükselteci
charge balance
yük denkliği
Charge balance
Yüklenti eşitleme
Charge bucket
Yükleme kovası
Charge calculations
Yüklentihesaplamaları
charge capacity
şarj kapasitesi
Charge cards
Şirket veya mağazaların kredi kartı şeklindeki müşteri kartları
charge carrier
yük taşıyıcı
Charge carrier
Yük taşıyıcı (elektrikte)
CHARGE CLAUSE
Navlun anlaşmalarına klavuz,liman,rıhtım vb. masrafların kimin tarafından ödeneceği hususunda konulan kloz.Gider koşulu.
charge coefficient
yük katsayısı
charge control lamp
şarj kontrol lambası
charge cooler
Ara ısı değiştirici, hava soğutucu, eşanjör
charge coupled device
ışığa hassas bir elektronik levha veya kamera çeşidi
charge coupled device (CCD)
yük kuplajlı (bağlaşımlı) devre
charge coupled device, CCD
yükten bağlaşımlı aygıt
charge d’affaires
işgüder
charge d’affaires
maslahatguzar, isguder, sefir vekili.
charge d’affaires
maslahatgüzar, işgüder
charge density
yük yoğunluğu
Charge distribution
1) Yük dağılımı 2) Yüklenti dağılımı
charge distribution
yük dağılımı
charge exchange
yük alışverişi
charge exchange phenomenon
yük alışveriş olgusu
charge indicator
şarj göstergesi
Charge indicators for accumulators
Aküler için sarj göstergeleri
charge interest
faiz almak
Charge lamp
Şarj göstergesi
charge mass ratio
yük kütle oranı
Charge mobility
Yük devinirliği, yüklenti devinirliği
Charge neutrality
Yük yansızlığı
charge of a capacitor
sığacın yükü
charge of an electron
elektronun yükü
Charge of cullet
Cam kırığı yüklentisi
Charge of genocide
Soykırım suçlaması
charge off
hesabı kapatmak, kayıttan silmek
Charge off
Masraf kaydetme
Charge platform
Yükleme sahanlığı, şarjplatformu
Charge pressure
Bağlantı basıncı
Charge pressure
Doldurma basıncı
Charge pressure
Yüklenme basıncı
Charge regulator
Şarj regülatörü, konjektör
charge sale
kredili satış, veresiye satış
charge sb with murder
birini cinayetle suçlamak
CHARGE SMB. WITH SMTH.
SUÇLAMAK
charge temperature
yük sıcaklığı
Charge temperature
Yüklenti sıcaklığı
charge the jury
jüriyi bilgilendirmek
charge to debit
zimmete geçirmek
charge transfer
şarj transferi
charge transfer
yük aktarımı
Charge transfer efficiency
Yük aktarım verimliliği
charge transit time
yük taşınma süresi
charge truck
Yükleme kamyonu
charge unit
yük birimi
charge up to
hesaba geçirmek
charge with
bir işin veya görevin yürütülmesinden sorumlu olmak
charge with
suçlamak, görevlendirmek
charge, to
yüklemek
Charge, to-
Şarj etmek
chargeable
(s). itham edilebilir, suclanabilir; hesaba gecirilebilir.
CHARGEABLE
HESABA GEÇİRİLEBİLİR
chargeable
hesabına geçirilebilir, ödenebilir
CHARGEABLE
MASRAFA TABİ
CHARGEABLE
ÖDETİLEBİLİR
CHARGEABLE
SUÇLANABİLİR
chargeable
yüklenebilir
Charge-contrast imaging
Yük zıtlığıgörüntülemesi
charged
v.şarj et:adj.yüklenmiş
CHARGED
YÜKLÜ
Charged
Yüklü (elektrik)
charged parking
Ücretli otopark
charged particle
yüklü parçacık
charged superfluid
yüklü süpersıvı
Charge-injection device
Yük püskürtme aygıtı
charger
(i). arjor, dolduran cihaz; savasta kullanilan at, suvari ati.
charger
1. şarj redresörü, doldurma cihazı, 2. şarjör