Translate
"cock"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
cock
(i)., (f). saman yigini, ot yigini; (f). saman yigmak.
cock
1.horoz, 2.tetik, 3.musluk, 4.saman yığını, 5.zırva, saçmalık, aptallık, 6.cüret, 7.(silah) kurmak, tetiğe almak, 8.(kulak vb.) dikilmek, kalkmak, kabarmak, 9.dikmek, kaldırmak, kabartmak, 10.(şapka vb.) yana yatırmak, yan giymek, 11.(saman) yığmak
cock
anahtar
COCK
ÇÜK
COCK
DİKMEK
cock
erkek (kuş)
cock
erkek av kuşu
cock
erkek kuş
COCK
HAZIR DURUMA GETİRMEK
cock
horoz
cock
horoz musluk
COCK
KAMIŞ
COCK
KURMAK
COCK
LİDER
COCK
MARTAVAL
cock
meşe mantarı; mantar tıpa
Cock
Musluk
COCK
Musluk.
COCK
OT YIĞINI
COCK
ÖNDER
COCK
PENİS
COCK
RÜZGÂR GÜLÜ
cock
rüzgârgülü
COCK
SAÇMALIK
cock
v.kaldır:n.horoz
cock
valf
COCK
ZIRVA
cock a snook at
nanik yapmak
cock an ears
kulak kabartmak
cock and bull story
uydurma laf, martaval
cock and bull story
uydurma masal
cock chafer
mayısböceği
cock fighting
horoz dövüşü
cock horse
tahta at, oyuncak at
cock of the walk
bir grupta diğer üyeleri bastıran
cock of the walk
diğer üyeleri sindiren
cock of the walk
lider
COCK ONE’S EARS
KULAK KABARTMAK
COCK ONE’S EYE AT
GÖZ ETMEK
cock one’s hat
şapkayı yan giymek
COCK UP
İÇİNDEN ÇIKILMAZ HALE GETİRMEK
cock up
içine etmek, içine sıçmak, berbat etmek
cock up
kaldır
COCK UP
KARMAKARIŞIK ETMEK
cockade
(i). sapkaya takilan rozet veya dugme, kokart.
COCKADE
KOKART
Cockade
Kokart; şapkaya takılan nişan
cockade
şapka arması
cock-a-doodle-doo
(i). horoz otmesi, kukuriku.
cock-a-hoop
övüngen
cock-a-hoop
şen
cock-a-hoop
(s). cok neseli, sen; carpik, bozuk; ovungen.
cock-a-hoop
bozuk
COCK-A-HOOP
COŞKULU
cock-a-hoop
çarpık
COCK-A-HOOP
NEŞELİ
COCK-A-HOOP
NEŞEYLE
cockaigne
(i). hayali bir tembellik ve luks diyari.
cockaleekie
(i). pirasali tavuk corbasi.
cockalorum
(i). kucuk horoz; buyukluk taslamaya ozenen kimse.
cock-and-bull story
kurt masalı, palavra, martaval
COCK-AND-BULL STORY
MARTAVAL
COCK-AND-BULL STORY
PALAVRA
cockatoo
(i). ibikli ve rengarenk tuylu birkac cesit papagan.
cockatoo
Avustralya tepeli papağanı
COCKATOO
KAKADU
cockatoo
papağan
COCKATRICE
EFSANEVİ YILAN
cockatrice
(i). horoz yumurtasindan hasil oldugu farzolunan hayali bir yilan.
COCKBILL
Demiri gözden çıkarmak.Salya etmek,demiri bosa ile askıda tutmak,demirlemek için demiri hazırlamak.
cockbill
(f)., (den). Iengeri fondaya alesta etmek.
cockboat
(i). kucuk sandal.
cockboat
küçük sandal
COCKBOAT
SANDAL
cockchafer
(i). mayisbocegi, (zool). Melolontha vulgaris.
cockchafer
ağustos böceği
cockchafer
mayısböceği
cockchafer grub
mayısböceği kurtçuğu
cockcrow
(i). sabah, slang karga bokunu yemeden.
cockcrow
sabah
cockcrow
sabahın ilk saatleri
cockcrow
şafak
cockcrow
şafak, sabahın ilk saatleri
cocked hat
yanları kalkık üniforma şapkası
cocker
(i). horoz dovusturen kimse. cocker spaniel bir cins spanyel kopegi.
COCKER
COCKER
COCKER
ŞIMARTMAK
COCKER
ÜZERİNE TİTREMEK
cockerel
(i). yavru horoz.
COCKEREL
Beyaz göz balığı.
COCKEREL
YAVRU HOROZ
cockeyed
(s). sasi gozlu; carpik, egri; argo sacma, budala; argo kufelik
cockeyed
1.aptal, salak, saçma, 2.yamuk, yan, yatık
cockeyed
budala
COCKEYED
BUDALACA
COCKEYED
ÇARPIK
COCKEYED
EĞRİ
COCKEYED
SAÇMA
COCKEYED
SARHOŞ
cockeyed
şaşı
COCKFIGHTING
HOROZ DÖVÜŞÜ
cockfight
(i). horoz dovusu.
cockfight
horoz döğüşü
cockhorse
(i). tahta at, oyuncak at.
cockhorse
atlı karınca
cockhorse
oyuncak at
cockhorse
oyuncak at, tahta at
COCKHORSE
TAHTA AT
cockhul
akşam alaca karanlığı
cockiness
(i)., (k).dili kendine asiri guvenme.
cockiness
kendinden emin olma
cockiness
kibirlilik
cocking catch
kurma mandalı
cocking lever
kurma levyesi
cocking nut
kurma somunu
cockle
(f) burusturmak, burusmak.
cockle
(i). delice; bugdaygiller arasinda yetisen zararli ot.
Cockle
Açivades
cockle
bir tür midye
cockle
buruş
COCKLE
BURUŞMAK
COCKLE
BURUŞTURMAK
COCKLE
DALGALANDIRMAK
cockle
delice
COCKLE
KIRIŞMAK
COCKLE
KIRIŞTIRMAK
cockle
midye
cockle
tarak
Cockle (-batter)
Darbe hatası (cam)
COCKLEBOAT
SANDAL
cocklebur
(i). dulavratotu; kazik otu; pitrak, (bot). Xanthium.
cocklebur
pıtrak
COCKLESHELL
KABUK (MİDYE VB.)
COCKLESHELL
KÜÇÜK KAYIK
cockleshell
midye kabuğu
COCKLESHELL
TARAK KABUĞU
cockleshell
tarak kabuğu, küçük sandal
Cockling
Dikleştirme
cockloft
(i). cati arasi.
cockloft
tavan arası
Cockney
(Doğu) Londralı
cockney
(s)., (i). Londrali, bilhassa Londra’ya has sive ile konusan (kimse).
COCKNEY
DOĞU LONDRA ŞİVESİ
COCKNEY
LONDRA’NIN DOĞUSUNDAN
COCKPIT
HOROZ DÖVÜŞÜ ALANI
COCKPIT
MÜCÂDELE ALANI
COCKPIT
PİLOT KABİNİ
COCKPIT
SÜRÜCÜ YERİ
cockpit
(i). pilot kabini; gemilerin kic tarafinda bulunan alcak guverte; eski harp gemilerinde revir; horoz dovuslerinin yapildigi yer; mucadele alani.
cockpit
1.horoz dövüşü yapılan küçük alan, 2.pilot kabini, 3.yarış arabasında sürücü yeri