Translate
"combin"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
combin
kaymak
combinable
birleştirilebilir
combination
(i). karistirma, birlestirme; bilesim, terkip; bagdasma, uyusma, kaynasma; birlik; kilidin sifre rakam veya harfleri; sifreli kilit; kulot ve kombinezonu tekparca olan kadin ic camasiri; dans orkestrasi combination lock sifreli kilit.
combination
1) katışım, 2) birleşim, kombinezon
combination
1.birleştirme, 2.birleşme, 3.bileşim, terkip, 4.birlik, 5.sepetli motosiklet, 6.şifreli bir kilidi açan harf ya da sayılar, 7.kombinasyon
combination
bağdaşma
combination
bileşim
combination
bileşim,kombinasyon
combination
birleşim
Combination
Birleşim; Birleştirim
combination
birleşme
combination
birleştirme
combination
birlik
combination
karıştırma
combination
kaynaşma
combination
kombinasyon
combination
terkip
combination
uyuşma
combination aircraft
yolcu ve yük taşıyan uçak
Combination blown processes
Birleşik üflemeli süreçler
combination box
birleşik giriş kutusu
combination box (combo)
birleşik giriş kutusu
combination buoy
ışıklı şamandıra
Combination burner
Çift yakıtlı bek
combination chuck
üniversal ayna
combination colour
karışım rengi
Combination die
Birleşik kalıp
combination die
keser basar kalıp
Combination drills
Birleşik delgiler
combination dyeing
karışım boyama
Combination heating
Birleşik ısıtma
combination key
birleşik tuş
combination lamp in roof
Birleşik tavan lambaları
combination line
kombinezon çizgisi
combination lock
şifreli kilit
Combination mould
Birleşik kalıp; toplukalıp
Combination of lenses
Lenslerin kombinasyonları
Combination of mechanical (Lock-up)
Mekanik dişli oranları
combination of static and dynamic analysis
durağan ve devingen çözümleme birleşimi
Combination oven
Birleşik fırın
combination plane
birleştirme yüzeyi
combination plate
karışım plakası
Combination pliers
Üniversal pense
combination principle
birleştirim ilkesi
Combination process
Birleşik süreç
combination salad
karışık salata
combination shade
karışım tonu
combination switch
kombinezon anahtarı
combination vehicle
Birleşik taşıt
combinational
bileşimli, bileşimsel
combinational
birleşimsel
combinational
kombinasyonel
combinational logic
bileşimli mantık
combinative
birleştirilebilir
combinatlon chuck universal
torna bağlama aynası
combinatonics
kombinasyon hesabı
combinatorial
birleşimsel
combinatorial
katışımsal, birleşimsel
combinatorial
kombinasyonal, katışımsal
combinatorial
tümleşik
combinatorial packing and covering
kombinatoryal paketleme ve kaplama
combinatorial topology
kombinasyonal topoloji
combinatory
birleşmiş, kaynaşmış, bağlamlı, bağlamsal
combine
(f). birlestirmek, karistirmak, bir araya getirmek; toplamak; birlesmek, bir araya gelmek.
combine
(i). uzlasma, birlik; A.B.D., (k).dili siyasi ve ticari cikar saglamak icin bir araya gelen grup; bicerdoger makinasi.
combine
1.birleşmek, 2.birleştirmek, 3.birlik, kartel
Combine
Biçer döver
combine
birleşmek
combine
birleştir
combine
birleştirmek
combine
birlik
combine
karıştırmak
combine
karmak birleştirmek
combine
toplamak
combine
uzlaşma
combine
v.birleştir:n.birlik
combine (v)
birleştirmek
combine by multiplication
çarparak birleştir
combine harvester
biçerdöver
Combine harvester-threshers
Kombine hasat ve harman makineleri
combine into one
tek parça olarak birleştir
combine, to
1) katıştırmak, 2) birleştirmek
combined
birleşik
combined
birleşik, karışık, kombine
Combined
Birleşik, ortak
Combined
Birleşik; Bağlı
combined
birleşmiş
Combined
müşterek, kombine karma
combined
v.birleştir:adj.birleştirilmiş
combined
v.birleştir:adj.kombine
Combined action
Birleştirilmiş dava
combined application of the provisions
birlikte uygulama
combined bleaching
kombine ağartma
combined board
karma komisyon
combined broadband
birleşik genişbant
Combined carbon
Bağlı karbon
combined carbon
kombine karbon
combined communications
birleşik haberleşme
Combined countersink drills
Birleşik havşa matkapları
combined cut
birleşik kesim, kombine kesim
Combined cyanide
Bağlı siyanür
Combined cycle
Kombine çevrim
combined distribution frame (CDF)
birleşik dağıtım çatısı (panosu)
Combined drying and pulverizing
Kurutma ve öğütme işlemi
Combined emergency stop and governing valve
Stop ve reglaj valf kombinasyonu
Combined entity
Birleşik banka
combined error
birleşik hata
combined execution of the provisions
birlikte uygulama
Combined farmers
Karma çiftçiler
combined file
birleşik kütük
combined head
birleşik kafa
Combined heat and power generation
Kojenerasyon, birleşik ısı ve güç üretimi
Combined heat and power plant
Kojenerasyon santralı, birleşik ısı ve güç santralı
Combined journal and thrust bearing
Radyal-eksenel yatak kombinasyonu
Combined nomenclature
Birleşik nomenklatür
Combined passenger transport
Bileşik yolcu taşımacılığı
combined plot
birleşik plot
combined print
bileşik kopya
Combined reel slitting and re-reeling cutting machines for paper and paperboard (excluding film cutting machines and apparatus)
Kağıt ve mukavva için kombine makaralı boyuna kesme ve yeniden makaraya sarma makineleri (film kesme makineleri ve cihazları hariç)
Combined refrigerators-freezers, with separate external doors
Donduruculu buzdolapları, ayrı dış kapılı olanlar
Combined reheat stop and intercept valve
Tekrar (ara) kızdırıcı stop ve reglaj valf kombinasyonu
Combined Road Program
Birleştirilmiş Yol Programı
Combined smart card and fingerprint readers
Kombine akıllı kart ve parmak izi okuyucu
Combined starting gear and load limiting equipment
Yol verme ve yük sınırlama düzeneği
combined station
birleşik istasyon
Combined stresses
Birleşik gerilimler
combined vessels
bileşik kaplar
combined VOR and TACAN
birleşik VOR ve TACAN
Combined water
Bağlı su
Combined-cycle power plant
Kombine çevrim santralı
combiner
birleştirici
combiner
katıştırıcı, birleştirici
Combing
birleştirme, birleştiren, kaynaştırma
Combing
Tarama
combings
(i)., cog. taranti.
combings
tarantı
combining
n.birleştirme:v.birleştir:prep.birleştirerek
combining weight
birleştirici ağırlık
combining weight
eşdeğer ağırlık