Translate
"confine"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
confine
(f). kusatmak; hapsetmek; evde veya yatakta tutmak; sinirlamak, toplamak, hasretmek. confined (s). sinirlanmis; logusa halinde.
confine
1.kapatmak, hapsetmek, 2.sınırlandırmak, sınır koymak, 3.(doğum yapmak üzere olan kadını) yatırmak, yatakta tutmak
confine
hapsetmek
confine
kuşatmak
confine
sınırlamak
confine
sınırlamak hapsetmek
confine
sınırlandır
confine
toplamak
confine
v.hapset:n.sınır
confine in a cage
kafese kapat
confined
1. sarılmış, kuşatılmış, 2. kapalı, 3. sınırlı
confined
v.hapset:adj.hapsedilmiş
confined
v.sınırlandır:adj.sınırlı
confined compression test
engellenmiş basınç deneyi
confined ground water
tutuk yeraltı suyu
confined to bed
yatağa düşmüş
confinement
(i). kapanis, hapsedilme; hasta olup evde kalma; logusalik.
confinement
1.kapatma, hapsetme, 2.kapatılma, hapsedilme, 3.sınırlama, sınır koyma, 4.loğusalık
confinement
hapsedilme
confinement
kapanış
Confinement
kapanış, hapsedilme
confinement
loğusalık
confines
(i). sinirlar, hudutlar.
confines
sınırlar