Translate
"conge"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
conge
(i). ayrilma; ayrilma izni; yol verme; eski reverans; (mim). bir cesit silme.
conge
1. ayrılma, 2. kovma, 3. yol verme, işten çıkarma
conge
ayrılma
congeal
(f). dondurmak, donmak; pihtilastirmak, pihtilasmak.
congeal
1.(sıvı) katılaşmak, pıhtılaşmak, 2.katılaştırmak, pıhtılaştırmak
congeal
don(dur)mak
congeal
dondur
CONGEAL
DONDURMAK
CONGEAL
DONMAK
congeal
katılaş
CONGEAL
KATILAŞMAK
CONGEAL
PIHTILAŞMAK
CONGEAL
PIHTILAŞTIRMAK
congealed
v.dondur:adj.dondurulmuş
Congealing Point
Katılaşma noktası
Congealing Temperature
Katılaşma sıcaklığı
CONGEALMENT
DONMA
CONGELATION
DONDURMA
CONGELATION
DONMA
CONGELATION
PIHTILAŞMA
CONGELATION
PIHTILAŞTIRMA
congelation
pıhtılaşma, pıhtılaştırma
congener
(i). ayni cins, sinif veya familya uyesi.
congener
aynı cinsten, aynı sınıftan
CONGENER
AYNI TÜRDEN OLAN
CONGENER
AYNI TÜRDEN ŞEY
CONGENER
BENZER
CONGENER
TÜRDEŞ
congeneric
aynı endüstride yer alan firma
congeneric
hemcins
congenerical
hemcinssel
CONGENEROUS
BENZER
congenerous muscles
aynı hareketli kaslar
CONGENIAL
CANA YAKIN
CONGENIAL
HOŞ
CONGENIAL
KAFA DENGİ
CONGENIAL
SEMPATİK
CONGENIAL
UYGUN
CONGENIAL
UYUMLU
CONGENIALITY
BENZERLİK
CONGENIALITY
CANA YAKINLIK
CONGENIALITY
UYGUNLUK
CONGENITAL
DOĞUŞTAN
CONGENITAL
YARADILIŞTAN OLAN
CONGENITALLY
DOĞUŞTAN
congenial
(s). uygun; cana yakin, hos.
congenial
hoş
congenial
hoş, kafa dengi, kafasına uygun
congenial
kafa dengi
congenial
uygun
congenial to
e uygun
congeniality
arkadaşlık
congeniality
cana yakınlık, dostluk
congenialness
aynı cinsten olma
congenital
(hastalık) doğuştan
congenital
(s). dogustan olan, fitri.
congenital
doğuştan
congenital
konjenital
congenital achromia
albinizm
congenital analgesia
konjenital analjezi
congenital hemolytic anemia
konjenital hemolitik anemi
congenitaly
doğuştan, yaradılıştan
conger
(i)., conger eel migri, bir yilanbaligi, (zool). Conger conger.
conger
1. mığrı, 2. bir yılanbalığı
conger
yılan balığı
Conger eel
Mığrı balığı
conger eel
yılan balığı
CONGEREEL
Mığrı balığı.
CONGERIES
KÜME
CONGERIES
YIĞIN
congeries
(i)., topluluk ismi yigin, kume, top.
congeries
1. yığın, 2. küme
congeries
küme
congeries
top
congeries
yığın
congest
(f). kalabalik etmek, doldurmak; tikanmak.
congest
1. doldurmak, 2. tıkamak, 3. dolmak, 4. tıkanmak, 5. yığılmak
CONGEST
DOLDURMAK
CONGEST
DOLMAK
CONGEST
TIKAMAK
CONGEST
TIKANMAK
CONGEST
TOPLAMAK
CONGEST
YIĞMAK
congested
(s). tikanik, siskin; (tib). kan veya su toplamis, nefes alip vermede zorluk ceken; tikanik (yollar).
congested
fazla dolu
CONGESTED
KALABALIK
CONGESTED
KAN HÜCUM ETMİŞ
congested
konjesyone
CONGESTED
SIKIŞIK
congested
şişkin
congested
tıkanık
congested
tıkanmış, tıkalı
CONGESTED
TIKLIM TIKLIM
congested area
aşırı nüfuslu bölge
Congested infrastructure
Sıkışık altyapı
congested spectrum
kalabalık spektrum
congested spectrum
tıkanık spektrum, kalabalık spektrum
CONGESTION
Foul berth.Foul anchorage.1)Kabarma,alçalmada yada rüzgar değişiminde demirli gemilerin salacak alanı olmayan demir yeri. 2)Kapasitesi yeterli olmadığından,yükleme yada boşaltma yapmak için gemileri bekleten,yeri olmayan liman.
CONGESTION
İZDİHAM
CONGESTION
KALABALIK
CONGESTION
KAN HÜCUMU
CONGESTION
SIKIŞIKLIK
CONGESTION
TIKANIKLIK
CONGESTION
YOĞUNLUK
CONGESTION SURCHARGE
Limanda sıkışıklık için alınan zam.
CONGESTIVE HEART FAILURE
Kalp kifayetsizliği.
congestion
(i). tikaniklik, izdiham, kalabalik; (tib). kan toplanmasi, kan hucumu.
congestion
1.kan birikmesi, 2.tıkanıklık
congestion
izdiham
congestion
kalabalık
Congestion
Kısıt
congestion
konjesyon
congestion
sıkışıklık (trafik)
congestion
tıkanıklık
congestion
tıkanma
congestion avoidance
tıkanmayı engelleme
congestion collapse
tıkanıklıktan dolayı çökme
congestion control
sıkışıklık denetimi
congestion control
tıkanıklık denetimi
Congestion management
Kısıt yönetimi
congestive
(s). kan veya su toplanmasi ile ilgili.