Translate
"coo"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
coo
(f)., (i). otmek, kumru gibi sesler cikarmak; cilvelesmek; (i). kumru otusu.
coo
(unlem)., (ing)., (argo). Eyvah !
coo
1.(kumru gibi) ötmek, 2.öpüşüp koklaşmak, kumru gibi sevişmek, 3.sevmek
COO
CIVILDAMAK
coo
cilveleşmek
COO
MIRILDANMAK
coo
öt
coo
ötmek
COO
ÖTMEK (KUMRU, GÜVERCİN)
Coo!
Eyah!, Hey!, Bana bak!
cook
(f). pisirmek, pismek; tahrif etmek; (k.dili). uzerinde oynamak (hesaplar), (argo). suya dusurmek. cook up (k.dili). pisirmek; hazirlamak, uydurmak. cook one’s goose mahvina sebep olmak. What’s cooking ? (k.dili). Ne dolaplar donuyor? Ne haber? Ne var ne
cook
(i). asci. cookbook (i). yemek kitabi. Too many cooks spoil the broth idarecinin cok oldugu yerde is yurumez.
Cook
1.AŞÇI 2.YEMEK PİŞİRMEK
cook
1.aşçı, 2.(yemek) pişirmek, 3.pişmek
cook
ahçı
COOK
AŞÇI
Cook
Aşçı, pişirmek
cook
hazırlamak
COOK
MAHVETMEK
COOK
OYNAMA YAPMAK
cook
pişirmek
COOK
PİŞMEK
COOK
UYDURMAK
cook
v.pişir:n.aşçı
COOK
YEMEK YAPMAK
Cook and chill
Toplu yemeği pişirdikten sonra 3 C’a soğutup sevkiyata hazır hale getirme teknolojisi
cook book
yemek kitabı
cook by baking
fırında pişir
cook in liquid
sıvıda pişir
cook sb’s goose
birinin yuvasını yapmak, onun hakkından gelmek
COOK TO A RAG
FAZLA PİŞİRMEK
COOK TO RAGS
FAZLA PİŞİRMEK
COOK UP
OYNAMA YAPMAK
cook up
uydur
COOK UP
UYDURMAK
cook up
uydurmak, kafadan atmak
cook with steam
buharda pişir
cookbook
yemek kitabı
Cooked
Pişmiş
cooked
v.pişir:adj.pişmiş
cooked data
işlenmiş veri
Cooked or uncooked pasta stuffed with meat, fish, cheese or other substances in any proportion
Doldurulmuş makarnalar, pişirilmiş olsun veya olmasın (herhangi bir oranda et, balık, peynir veya diğer malzemelerle doldurulmuş olanlar, örneğin mantı vb.)
COOKER
FIRIN
cooker
ocak
cooker
ocak, gaz ocağı
COOKER
PİŞİRME KABI
COOKER
TENCERE
Cooker
Tencere,yemek pişirme kabı
cookery
(i). ascilik, mutfak isleri, mutfak.
cookery
aşçılık
COOKERY
Aşçılık,mutfak işleri.
cookery
mutfak
Cookery
Pişirme gereçleri
cookery book
yemek kitabı
cookery for the physically handicapped
fiziksel özürlüler için aşçılık
Cookery molds
Kuru pasta kalıpları
COOKIE
ADAM
COOKIE
BEBEK
COOKIE
BİRİ
COOKIE
BİSKÜVİ
COOKIE
ÇEKİCİ KADIN
COOKIE
ÇÖREK
COOKIE
KURABİYE
COOKING
MUTFAK
COOKING
YEMEK PİŞİRME
COOKING UTENSIL
Mutfak eşyaları,aletleri.
cookie
(i). tatli biskuvi, corek; (argo). sahis. smart cookie acikgoz kimse.
cookie
1.kurabiye, bisküvi, 2.adam
Cookie
Biskuvi, kurabiye, kraker
cookie
bisküvi
cookie
çörek
cookie
gözlemci
Cookie cutter
Kurabiye kalıbı
Cookie cutters
Kurabiye kesiciler
cookie management
gözlemci yönetimi
cookie management page
gözlemci yönetim sayfası
cookie policy
gözlemci yazılım kuralı
cookie preferences
gözlemci yazılım seçimi
Cookie sheet
Kurabiye tepsisi
cookies
çerezler (program parçası)
Cookies
Kurabiyeler
cooking
(i)., (s). pisirme, yemek pisirme sanati; (s). yemeklik, yemek pisirmede kullanilan.
cooking
n.aşçılık:v.pişir:prep.pişirerek
cooking
pişirme
Cooking
Pişirme,yemek yapma
cooking
yemeklik
Cooking and other preparation services (concentration, etc.) for the preservation of fruit and vegetables
Meyve ve sebzelerin saklanması için pişirme ve diğer hazırlama hizmetleri (konsantre vb.)
Cooking and other preparation services for the preservation of fruit and vegetables
Meyve ve sebzelerin saklanması için pişirme ve diğer hazırlama hizmetleri
Cooking and other preparation services for the production of meat products
Et ürünleri üretimi için pişirme ve diğer hazırlama hizmetleri
Cooking appliances, utensils and containers
Yemek pişirme cihazları, araçları ve kapları
Cooking dishes
Yemek pişirme kapları
Cooking indicators (kitchen)
Yemek pişirme göstergeleri (mutfak)
Cooking oil
Pişirme yağları
cooking oil
yemeklik yağ
Cooking ovens
Pişirme fırınları
Cooking ovens, dryers for agricultural products and equipment for cooking or heating
Tarım ürünlerini pişirme fırınları ve kurutma ekipmanı ile pişirme ya da ısıtma amaçlı ekipmanlar
Cooking pans
Yemek pişirme güveçleri
Cooking plates
Yemek pişirme ocakları
Cooking pots (including for camping)
Yemek pişirme tencereleri (kamp için olanlar dahil)
Cooking stoves
Kuzineler
Cooking stoves for camping
Kamp kuzineleri
Cooking time
Pişirme süresi
cooking utensil
mutfak takımı
Cooking utensils
Mutfak takımları
cookout
(i).,(ABD).,(k.dili). piknik,acik havada pisirilen yemek.
Cooks’ knives
Aşçı bıçakları
cookstove
ocak
Cooktop
Pişirme yüzeyi(elektrikli fırın)
Cookware
Tencere
Cookware
Tencere seti
Cookware
Yemek eşyası
COOKY
ADAM
cooky
bkz. cookie
cool
(f). serinletmek, serinlemek, sogutmak, sogumak, teskin etmek, sukunet bulmak. Cool it ! (argo). Sakin ol ! cool off, cool down sukunet bulmak, ofkesi gecmek. cool one-s heels bekleme odasinda uzun sure beklemek.
cool
(i). serinlik; (argo). sukunet, sogukkanIilik. He blew his cool. (argo). Sogukkanliligini kaybetti.
Cool
1.SERİN 2.SERİNLETMEK, SOĞUTMAK
cool
1.serin, 2.sakin, soğukkanlı, serinkanlı, 3.(davranış) soğuk, uzak, 4.kafasına göre takılan, 5.küstah, 6.çok iyi, 7.soğumak, serinlemek, 8.soğutmak, serinletmek, 9.serinlik, 10.sakinlik, serinkanlılık, 11.serinkanlılıkla, heyecanlanmadan
COOL
ABARTISIZ
COOL
HARİKA
cool
kayıtsız
COOL
KLAS
COOL
KÜSTAH
cool
mükemmel
cool
sakin
Cool
Serin
COOL
SERİN YER
COOL
SERİNLEMEK
COOL
SERİNLETMEK
COOL
SERİNLİK
COOL
SOĞUK
COOL
SOĞUKKANLI
COOL
SOĞUKKANLILIK
cool
soğumak
COOL
SOĞUTMAK
COOL
TAMI TAMINA
cool
v.soğut:adj.serin
COOL
YATIŞMAK
cool and collected
aklı başında, telaşlı olmayan
cool customer
haddini bilmez kişi
cool down
1. sakinleşmek, yatışmak, 2. sakinleştirmek
COOL DOWN
GEVŞEMEK
COOL DOWN
SAKİNLEŞMEK
cool down
sakinleştir
COOL DOWN
YATIŞMAK
cool off
heyecanı sönmek
cool off
serinle
cool one’s heels
1. ağaç olmak, 2. sabırsızlanarak beklemek
coolant
(i). sogutucu; sogutma tertibatinda kullanilan gaz veya sivi.
Coolant
Soğutma sıvısı
coolant
soğutucu