Translate
"cr"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
cr
kredi
crab
(f). yengec avlamak; (den). yanlamasina suruklenmek; (argo). azarlamak, homurdanmak.
crab
(i). yengec, pavurya; aksi ve huysuz kimse. crab apple yaban elmasi. crab grass cok arsiz bir nevi yabani cimen. (bot). Digitaria sanguinalis crab louse kasik biti. catch a crab (den). kurek cekerken sandalin dengesini kaybetmek. sea crab caganoz, (zool).
CRAB
1)Küçük taşınabilir vinç. 2)Kriko.
crab
1.yengeç, 2.kasık biti, 3.eleştirmek, 4.şikâyet etmek, dırdır etmek
CRAB
BERBAT ETMEK
CRAB
HOMURDANMA
crab
homurdanmak
crab
krab
CRAB
KUSUR BULMAK
CRAB
MIZMIZ
CRAB
MIZMIZLANMAK
CRAB
MIZMIZLIK
Crab
Pavurya
CRAB
SIZLANMA
CRAB
VİNÇ
crab
yengeç
CRAB
YÜZÜNE GÖZÜNE BULAŞTIRMAK
crab angle
krab açısı
crab apple
yaban elması
crab eating
yengeç yiyen
crab eating fox
yengeç yiyen tilki
crab louse
kasıkbiti, ambiti
crab mentality
ben elde edemiyorsam sen de etme zihniyeti
crab mentality
ben yapamıyorsam sen de yapma zihniyeti
crab winch
gezer vinç
crabbed
(s). ters, aksi, huysuz, sert, hasin; anlasilmasi guc, muglak (yazi). crabby (s). ters, huysuz, sert, hasin.
CRABBED
AKSİ
CRABBED
DARMADAĞIN
crabbed
haşin
crabbed
huysuz
CRABBED
KARGACIK BURGACIK
CRABBED
KARMAN ÇORMAN
CRABBED
OKUNAKSIZ
crabbed
sert
CRABBED
TERS
crabbed
ters, huysuz, karışık, anlaşılmaz
crabbedness
huysuzluk
crabbiness
huysuzluk
crabbing
krablama, yaş fiksaj
CRABBY
AKSİ
crabby
huysuz
crabby
huysuz, dırdırcı
CRABBY
KARMAN ÇORMAN
crabby person
huysuz kimse
crabmeat
yengeç eti
crabwise
yengeç gibi
crack
1.çatlamak, 2.çatlatmak, 3.şaklamak, 4.şaklatmak, 5.vurmak, çarpmak, 6.çarptırmak, 7.(up ile) (güçlüklere) boyun eğmek, bitmek, tükenmek, 8.(espri, fıkra, vb.) patlatmak, 9.şifresini, sırrını çözmek, keşfetmek, 10.başarılı, usta, yetenekli, 11.çatlak, 12.
CRACK
ARALIK
CRACK
AS
CRACK
BİRİNCİ SINIF ŞEY
CRACK
ÇATALLAŞMAK (SES)
CRACK
ÇATIRDAMAK
CRACK
ÇATIRDATMAK
CRACK
ÇATIRTI
crack
çatlak
crack
çatlak yarık kırmak yarmak
crack
çatlamak
CRACK
ÇATLATMAK
CRACK
ÇENE ÇALMA
crack
çok kısa zaman
CRACK
ÇÖKMEK
crack
delice
CRACK
DENEME
CRACK
ESPRİ
CRACK
Kemik çatlaması.
crack
kırılmak
CRACK
KIRMAK
CRACK
ÖZÜR
CRACK
PATLAMA
CRACK
PATLAMAK
CRACK
Saç çatlaması
CRACK
ŞAKLAMA
CRACK
ŞAKLATMAK
crack
v.çatla:n.çatlak
CRACK
VURUŞ
crack
yarık
CRACK
YARILMAK
crack
yarmak
crack
zorlamak
crack (v)
kırmak
crack a joke
1. fıkra patlatmak, 2. şaka yapmak
crack a joke
şaka yapmak
Crack arrest
Çatlak durdurma
Crack bowing
Çatlak eğilmesi (seramik anayapılı karmalar)
Crack branching (forking)
Çatlak dallanması
Crack deflection
Çatlak saptırma
Crack depth
Çatlak derinliği
Crack detector
Çatlak belirleci; Çatlak detektörü
crack detector
çatlak bulucu
crack down
acımasızlaşmak, daha katı olmak
crack due to expansion
genişlemenin yol açtığı çatlak
crack due to shrinkage
büzülmenin yol açtığı çatlak
crack due to thermal stress
ısıl gerilmenin yol açtığı çatlak
Crack extension
Çatlak uzaması
Crack formation
Çatlak oluşumu
Crack front
Çatlak önü
Crack growth
Çatlak büyümesi
Crack initiation
Çatlak başlaması
Crack initiation stress
Çatlak başlamayerleri
Crack inspection
Çatlak muayenesi, çatlak kontrolu
CRACK JOKES
ŞAKA YAPMAK
Crack length
Çatlak uzunluğu; Çatlak boyu
Crack mouth
Çatlak ağzı
Crack mouth opening displacement
Çatlak ağzı açılım kayması
Crack nucleation
Çatlak çekirdeklenmesi
crack of doom
kıyamet kopması
Crack opening displacement
Çatlak açılım kayması
Crack pattern
Çatlak biçimi
crack pattern
çatlak izi
Crack pinning
Çatlak durdurma
Crack plane
Çatlak düzlemi
Crack plane orientation
Çatlak düzlemi konumu
Crack propagation
Çatlak ilerlemesi
crack propagation
çatlak yayılması
Crack propagation rate
Çatlak ilerleme hızı
Crack size
Çatlak büyüklüğü
Crack surface
Çatlak yüzeyi
Crack surface displacement
Çatlak yüzeyi kayması
crack the defense
savunmanın zayıf yerini yakalayıp o bölgeden sayı yapmak
Crack tip
Çatlak ucu
Crack tip displacement
Çatlak ucu kayması
Crack tip stress intensity
Çatlak ucu gerilim yeğinliği
crack up
1. sağlığı bozulmak, 2. gülmekten katılmak
CRACK UP
ÇÖKMEK
CRACK UP
DAĞILMAK
CRACK UP
DAĞITMAK
CRACK UP
ÖVMEK
crack up
v.güçten düş:n.güçten düşme
CRACK UP
YIKILMAK
Crack velocity
Çatlak hızı
crack width
çatlak genişliği
Crack-arrester
Çatlak durdurucu
CRACK-BRAINED
ÇATLAK
CRACK-BRAINED
KAÇIK
crackbrained
(s). sacma, acayip; kacik.
crackbrained
acayip
crackbrained
deli
crackbrained
kaçık
crackbrained
saçma
crack-control reinforcement
çatlak kontrol donatısı
crackdown
(i).,( ABD)., (k.dili). siki tedbir.
CRACKDOWN
BASKI
CRACKDOWN
SIKI ÖNLEM
Crackdown
sıkı önlem, sıkı tedbir, -in üstüne gelmek
crackdown
yasaklama, kısıtlama, engelleme
cracked
çatlak
Cracked
çatlak, k. dili kaçik, çatlak, deli
cracked
çatlak, kaçık, üşütük
CRACKED
ÇATLAMIŞ