Translate
"crow"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
crow
(f). horoz gibi otmek; sevincle haykirmak; ovunmek, atmak.
crow
1.karga, 2.(horoz) ötmek, 3.böbürlenmek, hava atmak, 4.horoz ötüşü
crow
atmak
CROW
ÇIĞLIK
CROW
HAVA ATMAK
CROW
HAVALARA UÇMAK
CROW
HOROZ GİBİ ÖTMEK
crow
karga
crow
karga ötmek
CROW
KARGAYA BENZER KUŞ
CROW
ÖTMEK
CROW
ÖTMEK (HOROZ)
CROW
ÖVÜNMEK
CROW
SEVİNÇ ÇIĞLIĞI
CROW
SEVİNÇ ÇIĞLIĞI ATMAK
CROW
SEVİNMEK
crow
v.öt:n.karga
CROW
ZENCİ
CROW BAR
Sivri uçlu manivela.
Crow bars
Levye pense
crow blackbird
karga
crow family
karga familyası
crow one’s head off
koltukları kabarmak
crow’s foot
karga ayağı
CROW’S NEST
Çanaklık.Baş direkteki gözcü yeri kargalık.
crow’s-foot
göz kenarındaki kırışıklar
crowbar
(i)., (mak). manivela, domuz tirnagi, kol demiri, kazayagi.
crowbar
demir kol, manivela, levye
crowbar
kazayağı
CROWBAR
KOL DEMİRİ
Crowbar
Küskü, demir manivela kolu
crowbar
manivela
Crowbar
Oluklu levye
Crowbars
Küsküler
crowd
(f). dolusmak, toplanmak, birikmek; sikistirmak, doldurmak; uzerinde durmak, israr etmek. crowd into dolusmak. crowd out sikistirarak cikarmak, disariya itelemek (birisine); yer birakmamak.
crowd
(i). kalabalik, izdiham.
crowd
1.toplanmak, doluşmak, kalabalık oluşturmak, 2.(bir alan) doldurmak, tıkıştırmak, sıkıştırmak, 3.kalabalık, 4.belirli bir toplumsal grup, topluluk, 5.yığın
crowd
arkadaş grubu
CROWD
BIKTIRMAK
crowd
birikmek
CROWD
CEMAAT
CROWD
ÇOKLUK
CROWD
DOLDURMAK
crowd
doluşmak
CROWD
ISRAR ETMEK
crowd
insan kalabalığı
CROWD
İZDİHAM
crowd
kalabalık
Crowd
kalabalik. f. dolusmak, toplanmak, birikmek, sikistirmak, doldurmak
crowd
karga
CROWD
SIKIŞTIRMAK
CROWD
SÜRÜ
CROWD
TOPLANMAK
CROWD
TOPLULUK
CROWD
ÜŞÜŞMEK
crowd
v.toplan:n.kalabalık
CROWD
YIĞIN
crowd intelligence
kitle usu
crowd intelligence
kitle zekâsı
crowd out
sıkıştırarak çıkarmak
crowd out
yer bırakmamak
crowd together
birlikte içeriye dol
crowd together
birlikte içeriye dolmak
CROWDED
DOLU
crowded
kalabalık
crowded
kalabalık, tıkış tıkış, dopdolu
crowded
sıkışık
crowded
v.toplan:adj.kalabalık
crowded (of colony)
arı ailesinin; kalabalıklığı
crowded profession
çok rağbet gören meslek
crowd-oriented
kitle yönelimli
crowd-oriented content
kitle yönelimli içerik
crowdsensing
kitlesel algılama
crowdsource
kitlekaynak
crowdsourced
kitlekaynaklı
crowdsourced data
kitlekaynaklı veri
crowdsourced data analysis
kitlekaynaklı veri çözümleme
crowdsourced data collection
kitlekaynaklı veri toplama
crowdsourced data entry
kitlekaynaklı veri girişi
crowdsourcing
kitlekaynak
crowdsourcing
kitlekaynak kullanımı
crowdsourcing application for social networks
toplumsal ağlarda kitlekaynak uygulaması
crowdsourcing business model
kitlekaynak iş modeli
crowdsourcing ethics
kitlekaynak etiği
crowdsourcing software model
kitlekaynak yazılım modeli
crowdsourcing theory design
kitlekaynak kuram tasarımı
crowdsourcing theory development
kitlekaynak kuram geliştirme
crowdsourcing-based
kitlekaynak tabanlı
crowdsourcing-based product
kitlekaynak tabanlı ürün
crowdsourcing-based web technology
kitlekaynak tabanlı bilgiağı teknolojisi
crowfoot
(i). duguncicegi, (bot(. Ranunculus acris ; kazayagi water crowfoot yirticilar ayasi, (bot). Ranunculus aquatilis.
crowfoot
1. kazayağı, 2. düğünçiçeği, boyunduruk
crowfoot
kazayağı
CROWING
ÖTME
CROWING
ÖTÜŞ
crowing
n.toplanma:v.toplan:prep.toplanarak
Crown
1) Taç (levha) 2) Fırın tavanı; Fırın çatısı 3) Ana kemer, eritme bölümü kemeri (cam)
crown
1.taç giydirmek, 2.bir şeyin tepesini/üsütünü kaplamak, 3.tamamlamak, tamam etmek, 4.kafasına vurmak, 5.(diş) kaplamak, 6.tac, 7.çiçeklerden yapılmış tac, 8.krallık, kraliyet iktidarı, 9.tepe, üst kısım, 10.penny değerinde madeni para, 11.şampiyonluk, 12.
crown
baş
crown
başlık
CROWN
ÇELENK
CROWN
Demirin memesi
CROWN
DORUĞA ULAŞTIRMAK
crown
f tac aiydirmek; baslik koymak, tamamlamak, ikmal etmek; suslemek, tezyin etmek; (dama oyununda) dama yapmak; dise kron takmak; kdili basa vurmak
crown
hükümdar
crown
hükümdarlık
CROWN
KAFASINA VURMAK
crown
kron
CROWN
ÖDÜLLENDİRMEK
CROWN
SÜSLEMEK
crown
taç
CROWN
TAÇ GİYDİRMEK
CROWN
TAHT
crown
tamamlamak
CROWN
TEPE
crown
v.taç giydir:n.taç
CROWN
ZİRVE
crown board; inner cover; coverboard; (quilt board)
üst tahtası
Crown condition
Tepe kondisyonu, sap kök bağlantısının durumu
Crown corks and stoppers, caps and lids, of base metal
Dişli kapaklar (şişe kapağı vb.) ve tıpalar ile tıkaçlar ve kapaklar (adi metalden)
Crown corks of base metal
Dişli kapaklar (şişe kapağı vb.), adi metallerden
Crown corks of base metal
Dişli kapaklar (şişe kapağı vb.), adi metallerden
Crown finish
Kapsül kafa (şişe)
crown fire
son derece hızlı biçimde yayılan ve kontrol altına alınamayan orman yangını
Crown flint glass
Kurşunlu optik cam
crown gear
akış dişlisi
Crown gear
Taçlı dişli (mek.)
Crown glass
1) Üfleme düz cam2) Kalkerli cam
crown it all
tüy dikmek
crown jewels
hükümdar makamına ait mücevherat
crown jewels
hükümdarlığa ait mücevherler
crown land
krala ait toprak
CROWN OF THE TANK
Tankın en üst noktası
crown prince
veliaht
crown princess
prenses
crown wheel
ayna dişlisi
Crown wheel
Fener çarkı (mak)
Crowned
taç, hükümdarlik, hükümdar, tepe, bas, kron , distaci, disçi. kuron. f. taç giydirmek, tamamlamak, tepesini süslemek, taçlandirmak
crowned with
onurlandırılmış
crown-ether
taç-eter
CROWNING
EN YÜKSEK
CROWNING
PARLAK
CROWNING
TAÇ GİYME
crowning
en son, en yüksek
crowning achievement
parlak başarı