Translate
"daw"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
daw
(bak). jackdaw.
daw
küçük karga
dawdle
(f). isini agirdan alarak vakit kaybetmek, agir davranmak, oyalanmak.
DAWDLE
AĞIR DAVRANMAK
dawdle
aylaklık
DAWDLE
AYLAKLIK ETMEK
DAWDLE
BOŞA GEÇİRMEK
dawdle
oyalan
dawdle
oyalanmak
dawdle
salınmak, zaman harcamak, sallanmak
DAWDLE
SALLANMAK
dawdle
tembellik
DAWDLE AWAY
BOŞA GEÇİRMEK
DAWDLER
AVARE
DAWDLER
AYLAK
DAWDLER
BOŞ GEZENİN BOŞ KALFASI
DAWDLER
SERSERİ
dawn
(i)., (f). tan, fecir, sabah, safak sokmesi, gun agarmasi, gun dogmasi; zuhur, ilk gorunus; (f). gorunmeye baslamak, aydinlanmak, intikal etmek. dawn on anlasilmak, sezilmek. It davvned on me. Kafama dank etti.
dawn
1.şafak, günün ilk ışıkları, tan, 2.(gün) ağarmak, aydınlanmak, doğmak
DAWN
AYDINLANMAK
DAWN
BAŞLANGIÇ
dawn
fecir
DAWN
GÜN AĞARMAK
DAWN
ORTAYA ÇIKMA
dawn
sabah
DAWN
Sabah,gün ağarması.
DAWN
ŞAFAK
DAWN
ŞAFAK SÖKMEK
dawn
şafak tanyeri
DAWN
ŞAFAK VAKTİ
DAWN
TAN
DAWN
UYANMA
dawn
v.gün doğ:n.gün doğması
dawn
zuhur
dawn and dusk combat air patrol
şafak ve akşam karanlığı muharebe hava devriyesi
DAWN ON
ANLAMAK
dawn on
anlaşıl
DAWN ON
KAVRAMAK
dawn on sb
anlamak, sezmek
dawn prayer
sabah namazı
DAWNING
AĞARMA