Translate
"diffuse"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
diffuse
(f). yaymak, dokmek, nesretmek; yayilmak, dagilmak, intisar etmek. diffusion (i). nufuz; yayilma, dagilma.
diffuse
(s). ayrintili, mufassal; cok soz kullanan; genis, yaygin, yayilmis, vasi. diffusely (z). yaygin olarak. diffuseness (i). yayginlik.
diffuse
1.yayılmış, dağınık, 2.gereksiz laflarla dolu, 3.yaymak, dağıtmak, 4.yayılmak
diffuse
ayrıntılı
diffuse
dağıl
diffuse
dağılma
diffuse
dağılmak
diffuse
dökmek
diffuse
geniş
diffuse
mufassal
diffuse
neşretmek
diffuse
v.yay:adj.dağınık
diffuse
yaygın
diffuse
yayılma
diffuse
yayılmak
Diffuse
Yayınık, yaygın
diffuse
yaymak
diffuse
zaman zaman konu dışına çıkarak meseleyi uzun uzadıya anlatan
diffuse abscess
yaygın apse
Diffuse reflectance
Yayınık yansıtanç
Diffuse reflectance FTIR spectroscopy
Yayınık yansıtımlı FTIR görünge gözlemi
diffuse reflection
dağınık yansıma
Diffuse Reflection
Yayıngan Yansıma
Diffuse reflection
Yayınık yansıma
Diffuse scattering
Yayınık saçılım
Diffuse Transmission
Yayıngan Geçirim
Diffused
Yayınık
Diffused base transistor
Yayınık tabanlıtransistör
Diffused function
Yayınık işlevli
Diffused junction
Yayınık bağlantı
diffused light
dağınık ışık
Diffused light
Yayınık ışık
Diffused p-n junction
Yayınık p-nbağlantı
diffused scattering
yayınık saçılma
diffused sound
dağınık ses
diffusely
dağınık
diffuseness
yaygınlık
Diffuser
Difüzör (pompalarda)
Diffuser
Işık saçıcı, difüzör, yayıcı
diffuser
yayıcı, difüzör
diffuser
yayındırıcı
Diffuser control valve
Difüzör kumanda valfi
Diffuser deflection vane
Difüzör yönlendirme kanatları (pompalarda)
Diffuser governor valve
Difüzör kumanda valfi
diffuser lens
dağıtıcı mercek
Diffuser lens
Yumuşak odaklı mercek
Diffuser vane
Difüzör kanadı
Diffusers for perfumes or essential oils
Parfümler veya uçucu yağlar için difüzörler