Translate
"din"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
din
(i)., (f)., (ned, ning) gurultu, patirti, samata; (f). gurultu ile soylemek, tekrar tekrar soylemek; gurultu etmek. din into tekrar tekrar soyleyerek kafasina sokmak.
din
(i)., (kis). Deutsche Industrienor men Alman Sanayi Standartlari; (foto). filmin isiga karsi hassasiyet olcusu.
din
kulak tırmalayıcı ses, patırtı, gürültü
din
patırtı
din
şamata
din
v.gürültü et:n.gürültü
dinamic
dinamik
Dinamo
sürükleyici, güç kaynağı
dinar
(i). eski bir altin para, dinar; Yugoslavya, Iran, Irak, urdun, Kuveyt ve Tunus’ta para birimi.
dinar
1. para birimi, 2. eski bir altın para
dinar
dinar
dinar
Irak
dinar
İran
dinar
Yugoslavya
Dinas bricks
Dinas tuğlaları, silika tuğlaları
dine
(f). gunun esas yemegini yemek veya yedirmek; aksam yemegi yemek; ziyafet vermek; yemege davet etmek. wine and dine bir kimseye ickili ziyafet vermek. dine out disarida yemek yemek. dining car vagon restoran. dining hall yemek salonu. dining room yemek od
dine
akşam yemeği vermek
dine
akşam yemeği yemek
dine
akşam yemeğini yemek
dine
yemek ye
dine in
içeride yemek ye
dine out
akşam yemeğini dışarıda yemek
dine out
dışarıda yemek ye
diner
(i). yemek yiyen kimse; vagon restoran; vagon restorana benzer lokanta.
diner
1.yemek yiyen kimse, 2.vagon restoran, 3.(yol kenarında) küçük lokanta
diner
yemek yiyen
dinette
(i). kucuk yemek odasi.
dinette
küçük yemek odası
ding
(f)., (i). can gibi ses cikarmak, calmak; (i). can sesi.
ding
çalmak
dingbat
(i)., (k).dili ufak sey; firlatilan sey; ismi unutulan sey.
dingbat
fırlatılan şey
dingbat
ismi unutulan şey
dingbat
ufak şey
dingdong
(s)., (i). can sesi gibi; (i). can sesi, dan dan; aynen tekrar edilen ses.
dingdong
çan/zil sesi, ding dong
ding-dong
çan sesi gibi
dingey, dinghy
(cog geys, ghies) (i). ufak kayik; patalya, dingi; ufak gezinti sandali.
dingey, dinghy
dingi
dingey, dinghy
patalya
Dinghies
Botlar
dinghy
1.küçük sandal, 2.lastik bot
dinghy
küçük sandal
dinghy
ufak gezinti sandalı
dinginess
1. donukluk, tek düzelik, monotonluk, 2. kir, pas
dinginess
kirlilik
dingle
(i). derecik, etrafi agaclikli ufak dere.
dingle
1. küçük dere, 2. derecik
dingle
kamp veya ev girişindeki fırtınaya karşı konulmuş dış kapı
dingle
tomrukçu kampında yemek pişirme ve uyuma alanları arasında yer alan ve genellikle depo olarak kullanılan üstü kapalı koridor
dingo
(i). Avustralya’ya mahsus bir cesit yabani kopek, (zool). Canis dingo.
dingo
dingo
Dingot
Azman metal kütlesi
Dings-Crockett magnetic separator
Dings-Crockett mıknatıslı ayırıcısı
dingus
(i)., (k).dili sey.
dingus
1. şey, 2. penis
dingy
(s). (gier, giest) donuk, rengi soluk, kirli, pasli. dingily (z). rengi soluk olarak, pasli olarak. dinginess (i). rengi soluk olus, donukluk; kir, pas.
dingy
1.kirli, 2.soluk
dingy
donukluk
dingy
kir
dingy
kirli
dingy
kirli soluk
dingy
pas
Dingy
Rengi solmuş, donuk
dining
akşam yemeği yeme
dining
n.yemek:v.yemek ye:prep.yemek yiyerek
Dining
Yemek Yeme
dining car
vagon restoran
dining car
yemekli vagon
dining car
yemekli vagon, vagon restoran
Dining chairs
Yemek sandalyeleri
dining hall
yemek salonu
dining hall
yemekhane
dining out
dışarda akşam yemekleri
dining room
yemek odası
dining table
yemek masası
Dining tables
Yemek masaları
Dining tables
Yemek odası masaları
dininghall
yemek salonu
diningroom
yemek odası
Dining-room furniture
Yemek odası mobilyaları
dink; weakling; weak hive
cılız; zayıf kovan
Dinking
Süsleme, teyzin etme,süslü kesme
dinkof (bilinmeyen terim)
Argo kullanımı odun, işe yaramaz (Almanca Dummkopf Türkçe söylenişi dunkof aptal kafa anlamına gelir)
dinky
önemsiz, küçük
dinky,dinkey
(s). (ier, iest) (i).,(k).dili onemsiz, ehemmiyetsiz, kucuk; (i). kucuk sey; kucuk lokomotif.
dinky,dinkey
ehemmiyetsiz
dinky,dinkey
küçük
dinner
(i). gunun esas yemegi; aksam yemegi; ziyafet. dinner bell yemek zili veya cani. dinner hour yemek saati. dinner jacket smokin dinner pail sefertasi dinner party ziyafet, yemekli toplanti. dinner table sofra. dinner time yemek vakti.
dinner
1.akşam yemeği, 2.(bazen) öğle yemeği, 3.yemek, iş yemeği
dinner
akşam yemeği
Dinner bell
Yemek çanı
dinner bell
yemek zili
dinner dress
tuvalet
dinner jacket
smokin
dinner napkin
peçete
dinner party
1. yemekli davet, 2. ziyafet
dinner party
akşam yemeği partisi
dinner party
ziyafet
dinner table
sofra
dinner theater (us)
(restoranda) yemekten sonra sahnelenen oyun
dinner theatre (uk)
(restoranda) yemekten sonra sahnelenen oyun
dinner time
yemek saati
Dinner waggons (carriages)
Yemek vagonları (taşıyıcılar)
dinnerware
(i). yemek takimi.
Dinnerware
Yemek takımı; Yemeklik çanak çömlek
dinometer
eğim ölçer
dinosaur
(i). mezozoik cagda yasamis olan ve bu gun yalniz fosilleri bulunan cok buyuk bir cins surungen, dinosor.
dinosaur
dinazor
dinosaur
dinozor
dint
(i)., (f). kuvvet; ufak oyuk; (f). ufak cukur meydana getirmek. by dint of kuvvetiyle, vasitasiyla.
dint
1. çentik, çizgi, iz, 2. ufak oyuk
dint
kuvvet
dint
vasıtasıyla