Translate
"drive"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
drive
1.götürmek, yürütmek, sürmek, 2.(taşıt) sürmek, 3.(araba, vb. ile) götürmek, 4.-e zorlamak, sevketmek, yönlendirmek, durumuna getirmek, ... etmek, 5.-e güç sağlamak, 6.çalışmaya zorlamak, 7.vurmak, çakmak, 8.taşıtta yolculuk, 9.(park yerine) giriş yolu, 1
Drive
ARABA KULLANMAK, SÜRMEK
drive
defetmek
drive
enerji
drive
gayret
drive
Giriş, sürüş, tahrik
drive
gütmek
drive
hamle
drive
kaçırmak
drive
kastetmek
drive
kovmak
drive
kuvvet
drive
sıkmak
drive
sinema
drive
sürme
Drive
Sürme, çalıştırma
drive
sürmek
drive
sürücü
drive
sürüklenmek
drive
sürüş
drive
tahrik
drive
v.sür:n.araba sürme
drive
v.sür:n.sürücü
drive
zorlamak
drive (to) (bees)
arıları uçurmak
drive (v)
sürmek
drive a hard bargain
sıkı bir pazarlık yaparak fiyatı çok indirmek
drive a hard bargain
sıkı pazarlık etmek
drive across
(arabayla) bir uçtan diğer uca geçmek
drive assembly
işletme düzeni
drive assembly
işletme takımı, işletme düzeni
drive at
atıl
drive at
demek istemek
drive at
demeye getirmek, ima etmek, demek istemek
drive at (something)
(bir şey) demek istemek
drive at sth
amaçlamak, demek istemek
drive at something
bir şey demek istemek
drive away
kov
drive away
kovmak, defetmek
Drive axle
Yarım aks (tek taraf aksı)
Drive axle weight
Aks üstüne düşen yük
drive back
arabayla geri götür
Drive belt
Sürme kayışı, transmisyon kayışı
Drive belts
Tahrik kayışı
drive between
iki yer/şey arasında araçla gidip gelmek
drive between
iki yer/şey arasında araçla gitmek
drive between
iki yer/şey arasında araçla seyahat etmek
drive between
iki yer/şey arasında araçla ulaşım sağlamak
Drive chain
Sürme zinciri, hareket zinciri
drive chain
tahrik zinciri
Drive control
Tahrik sistemi kumandası
Drive control cubicle
Tahrik sistemi kumanda dolabı
Drive control module
Tahrik sistemi kumanda modülü
drive crazy
delirt
drive designator
sürücü göstergesi
drive designator or indicator
sürücü göstergesi
drive designator, drive designator
sürücü göstergesi
Drive end
Tahrik tarafı
drive flange
tahrik flanşı
Drive gear
Sürme dişlisi, hareket dişlisi
drive identifier
sürücü harfi
drive in
gayret etmek
drive indicator
sürücü göstergesi
drive insane
delirt
drive into a corner
köşeye sıkıştır
drive letter
sürücü adı
drive letter
sürücü harfi
Drive lights
Sürüş lambaları
drive mad
çıldırt
drive mad
çıldırtmak, deli etmek
Drive mechanism
Sürme mekanizması
drive name
sürücü adı
drive nuts
deli et
drive on
sürmeye devam etmek
Drive on two axles
Tahrikli dingil, çeker dingil
drive one out of one’s mind
uyuz etmek
drive out
1. kovmak, 2. defetmek
drive out
kov
drive out
kovmak
drive out of a parking space
Park yerinden çıkmak
drive sb mad
deli etmek
drive sb to distraction
çılgına çevirmek, deli etmek
Drive screw
Çakma vida
Drive shaft
Aks
drive shaft
çevirme mili
drive shaft
işletme mili
drive shaft
kumanda mili, kardan mili, işletme mili
Drive shaft
Sürme mili, kumanda mili
drive shaft
Tekerlek aksı
drive shaft seal
tahrik mili contası
drive shaft stub
tahrik mili başı
drive shaft tube
tahrik mili borusu
Drive side
İtici taraf; Tahrikli taraf
drive sleep away
uyku açmak
Drive sleeve
Tahrik kovanı
drive someone batty
uyuz etmek
drive someone bonkers
uyuz etmek
drive someone crazy
uyuz etmek
drive someone insane
uyuz etmek
drive someone mad
uyuz etmek
drive someone nuts
uyuz etmek
drive someone to distraction
birini deli etmek
drive someone to distraction
uyuz etmek
drive someone up the wall
uyuz etmek
drive sth home
bir şeyi açığa kavuşturmak
drive the point home
ikna edici bir şekilde anlatmak
drive to a high state, to
yüksek duruma geçirmek
Drive train
Aktarma organları
drive wheel
Motor dişlisi
drive wheel
tahrik tekerleği
drive, to
sürmek
Drive-axles with differential, non-driving axles and their parts
Hareket ettirici akslar, hareketsiz akslar ve bunların parçaları
drive-in
otomobille girilen/arabaya servis yapılan (banka
drive-in
seyircilerin arabaları içinde oturarak film seyrettikleri açık hava sineması
drive-in bank
otobank
drivel
(f). (ed veya led, ing veya ling) (i). agzindan salyasi akmak; salya gibi akmak; budalaca soz soylemek; agzindan akitmak; sacmalamak; (i). salya akisi; sacma sapan soz.
drivel
1.saçma sapan söz, saçma, saçmalık, 2.saçma sapan konuşmak
drivel
saçmalamak
drivel
v.saçma sapan konuş:n.saçma sapan söz
driven
(bak). drive.
driven
sür
driven
sürmek
driven bees
uçan arılar
driver
(i). surucu, arabaci, hayvan guden kimse, sofor, (ing). makinist; (mak). isletme (hareket) kasnagi.
driver
arabacı
Driver
Kaplin
Driver
Sürgü parçası
driver
sürücü
driver
sürücü, şoför, haydavcı
driver
şoför
driver
şöför
Driver area
Sürücü mahalli
driver cab
Sürücü mahalli
Driver comfort
Sürüş konforu
driver error
sürücü hatası
driver exists
bu sürücü zaten var
driver exists
sürücü var
driver information
sürücü bilgisi
driver licence
ehliyet
driver of the vehicle
Taşıt sürücüsü
Driver plate
Senkromeç sarısı
driver stage
sürücü katı
driver, drive
sürücü
driver’s cab
şoför mahalli
driver’s cap
şoför mahalli, sürücü yeri
driver’s face detection
sürücü yüz algılama
driver’s license
sürücü belgesi, ehliyet
Driver’s position
Sürücü mahalli
Driver’s seat
Sürücü koltuğu
driver-assist technology
sürücü yardım teknolojisi