Translate
"equip"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
equip
(f.) (-ped, -ping) techiz etmek, gerekli alet veya silahlari saglamak, hazirlamak; donatmak, giydirmek. equipment (i.) techizat, levazim, donatim; kisisel bilgi veya kabiliyet.
equip
donat
equip
donatım
equip
donatmak
equip
donatmak, teçhiz etmek
equip
hazırlamak
equip
levazım
equipage
(i.), (ask.) levazim; konak arabasi (atli).
equipage
1. donatı, teçhizat, levazım, 2. kumanya, azık
equipage
ekipman
equiparate
aynı şekilde davranmak
equiparation
aynı şekilde davranma
Equipartition
Eşbölüşüm
equipartition
eşdağılım, eşbölüşüm
Equipartition of energy
Erke eşbölüşümü
equipensate
aynı değeri vermek
equiphase surface
eş fazlı yüzey
Equipment
Aygıt, alet, donanım
equipment
aygıt, aparat, ekipman
equipment
cihaz
Equipment
Donanım
equipment
donatım
Equipment
donatim, gereçler
equipment
donatma, donatım, donatı, teçhizat, gereç
Equipment
Ekipman
Equipment
Ekipman, araç-gereç, teçhizat
equipment
gereç
Equipment
Müştemilat, ekipman
equipment
teçhizat
equipment
teçhizat, donanım
Equipment fixture
Demirbaş
equipment error
cihaz hatası
Equipment for control of electric power
Elektrik gücünün kontrolü için ekipmanlar
Equipment for distribution of electric power
Elektrik gücünün dağıtımı için ekipmanlar
Equipment for emergency vehicles
Ambulans araçları için ekipman
Equipment for scaffolding
Yapı iskelesi teçhizatı
Equipment for swimming pools
Yüzme havuzları için ekipman
Equipment ground
Donatı m topraklaması
equipment identity register (EIR)
cihaz kimlik kaydı, cihaz kimlik kütüğü
equipment intermodulation noise
teçhizatın iç modülasyon gürültüsü
equipment list
malzeme aksam listesi
Equipment procurement
Ekipman temini
equipment rack
donatım rafı
Equipment reliability
Aygıt güvenilirliği
Equipment sets
Ekipman setleri
Equipment, material
Teçhizat
Equipment, n.e.c., for internal combustion engines
Başka yerde sınıflandırılmamış ekipmanlar, içten yanmalı motorlar için olanlar
equipoise
(i.) denge, muvazene;karsit agirlik, denge unsuru.
equipoise
1. denge, 2. karşı ağırlık
equipoise
denge
equipoise
karşı ağırlık
equipoise
muvazene
equipollent
(s.) kuvvetce esit musavi; (mat.) esdeger, es, muadil.
equipollent
1. eşdeğerli, eş öğeli, 2. eşdeğerli, eş öğeli
equipollent
eş
equipollent
muadil
equiponderate
(f.) agirlik yonunden esitlemek; esit olmak, denk gelmek.
equipotential
(s.) gucu bir olan; (elek.) ayni voltajda olan.
equipotential
1. eşit potansiyelli, 2. gücü bir olan
equipotential
eşgerilim
equipotential bonding
eşpotansiyel bağı
equipotential ground plane
eşpotansiyel toprak (yer) düzlemi
equipotential line
eşpotansiyel çizgisi
equipotentiol surface
eşpotansiyel yüzey
equipped
v.donat:adj.teçhizatlanmış
equipper
gerekli alet veya silahları sağlayan
equiprobable
(s.) (ikisi) ayniderecede muhtemel olan.
equiprobable
aynı derecede muhtemel olan