Translate
"extra"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
extra
(s)., (z)., (i). fazla, gereksiz, zait, ayri; ustun, ala, fevkalade; (z). fevkalade surette, ilave olarak, ayrica; (i). ekstra, zam, fazladan olan sey; ikinci, ucuncu v.s. baski (gazete);(sin). ufak rollerde oynayan kimse. Dancingis an extra. Dans dersler
extra
1.gereğinden fazla, ek, fazla, ek olarak, ilaveten, fazladan, ekstra, 2.ek, ilave, ekstra, 3.figüran
extra
âlâ
extra
ayrı
EXTRA
AYRICA
EXTRA
EK
EXTRA
EK İŞ
extra
ekstra
EXTRA
EKSTRA MASRAF
EXTRA
EKSTRA OLARAK
EXTRA
EKSTRA ŞEY
EXTRA
FAZLA
Extra
FAZLA, EKSTRA
Extra
fazla, gereksiz, zait, ayrı
EXTRA
FAZLADAN
EXTRA
FİGÜRAN
extra
gereksiz
extra
hariç
extra
ikinci
EXTRA
İLAVE
EXTRA
İLAVE (GAZETE)
EXTRA
İLAVE EDİLEN
EXTRA
İLAVETEN
EXTRA
OLAĞANÜSTÜ
extra
onek disari, haric; extra-legal kanun disinda kalan.
EXTRA
ÜSTÜN
extra
zait
EXTRA
ZAM
Extra - Amniotic Use
Amnion dışına uygulama
extra allowance
Yedek Ödenek
Extra budgetary fund
Bütçe dışı fon
Extra Community Trade
Topluluk Dışı Ticaret
extra costs
ilave masraflar
Extra duty brick
Ağır iş tuğlası
Extra duty glaze
Ağır iş sırı
Extra duty refractory
Ağır iş refrakteri
extra expenses
ek masraflar
extra foresight
ekstra ileri okuma
extra freight
ek yük, ilave yük
Extra hard
Çok sert; Ekstra sert
Extra heavy sheet glass
Kalın pencere camı (8-10mm)
Extra high strength moulding compound (XMC)
Çok yüksek dayançlı kalıp bileşiği
Extra high strength steels
Çok yüksek dayançlı çelikler
Extra judicial act
Mahkeme dışı muamele
extra judicial execution
yargısız infaz
Extra large press
Büyük pres, TV ekran presi (cam)
Extra low (Low front and rear)
Çok alçak
Extra low carbon grade austenitic stainless steels
Çok düşük karbonlu ostenitli paslanmaz çelikler
extra mild
çok yumuşak
EXTRA PAY
EK ÖDEME
extra premium
ek prim
extra profit
ek kazanç
EXTRA RISK
Savaş rizikosu,tehlikesi gibi riskler.
extra sensory perception
altıncı his
Extra solution
Üstün çözelti
extra terrestrial
dünya dışı canlı
Extra thick sheet glass
Kalın pencere camı (8-10mm)
extra und
ilave fon
extraarticular
eklem dışı
extracapsular
ekstrakapsüler
extracellular
ekstrasellüler
Extracellular
Göze dışı
extracellular
gözedışı, hücre dışı
Extracellular matrix
Göze dışı matris
Extracontractual
Sözleşme dışı, akit dışı
extracorporeal
ekstrakorporeal
Extracorporeal circulatory unit
Vücut dışı kan dolaşım ünitesi, ekstra korperal kan dolaşım ünitesi
extract
(f). cikarmak, cekmek; soyletmek, itiraf ettirmek; ozetini veya ozunu cikarmak; secmek; (bir kitap vb’nden bir parcayi) almak, iktibas etmek; suretini almak. extractable (s). cikarilabilir. extractor (i). sokucu, cikarici.
extract
(i). ozet, hulasa, oz, ruh; esans; secilmis parca, iktibas edilmis kisim. beef extract et suyu ozu. lemon extract limon ozu.
Extract
1) Özüt 2) Özet
extract
1.çekmek, çekip çıkarmak, sökmek, 2.elde etmek, çıkarmak, 3.almak, 4.parça, vb. seçmek, seçip çıkarmak, almak, aktarmak, 5.seçme parça, seçme, 6.öz, ruh, esans, hulasa, 7.özet
EXTRACT
ALINTI
EXTRACT
ALMAK
extract
almak
extract
almak (bilgi)
extract
ayıkla çıkarmak
Extract
ÇEKİP ÇIKARTMAK
EXTRACT
ÇEKMEK
EXTRACT
ÇIKARMAK
extract
çıkarmak koparmak nesil soy
Extract
çıkarmak, çekmek
Extract
Ekstrakt/Özüt
extract
esans
EXTRACT
ESAS
Extract
Extract
extract
hulâsa
EXTRACT
İHRAÇ ETMEK
EXTRACT
ÖZ
Extract
Özet
EXTRACT
ÖZÜNÜ ÇIKARMAK
Extract
Özüt
extract
özüt, ekstrat
extract
ruh
EXTRACT
SAĞLAMAK
EXTRACT
SEÇEREK ALMAK
extract
seçip çıkartmak
EXTRACT
SEÇME PARÇA
extract
seçmek
extract
söyletmek
EXTRACT
TATMAK
extract
v.çıkar:n.özet
extract
v.çıkart:n.özüt
EXTRACT (LOG BOOK)
Seyir jurnali sureti,özeti.
extract instruction
özütleme komutu
Extract of account
Hesap ekstresi
extract of account
hesap özeti, ekstre
EXTRACT OF BEEF
ET SUYU
Extract of business account
İşletme hesap özeti
extract, to
özütlemek
Extract, transcript
Suret
extractable frame; movable frame
ekstrakte çerçeve; hareketli çerçeve
Extractant
Özütleyici
extracted honey; liquid honey
süzme bal
Extracter
Çıkarıcı
EXTRACTION
ALMA
EXTRACTION
ASIL
EXTRACTION
ÇEKME
EXTRACTION
ÇIKARMA
EXTRACTION
İHRAÇ
EXTRACTION
KAREKÖK ALMA
EXTRACTION
KÖKEN
EXTRACTION
NESİL
EXTRACTION
ÖZ
EXTRACTION
SIZDIRMA
EXTRACTION
SOY
extracting
n.çıkarma:v.çıkar:prep.çıkararak
extracting texture features
doku özelliklerinin çıkarılması
extraction
(i). cikarma, istihrac,cekme (dis); nesil, sulale, nesep; ozet, oz, hulasa.
Extraction
1) Özütleme, 2) Çıkarım
extraction
1.çekme, çıkarma, 2.soy, köken
Extraction
Ara buhar alma
extraction
çıkarma
extraction
ekstraksiyon
extraction
hulâsa
extraction
istihraç
extraction
nesep
extraction
nesil
extraction
öz
extraction
özet
Extraction
Özütleme
extraction
özütleme, ekstraksiyon
extraction
özütleme, seçip çıkarma
Extraction
Sökme
extraction
sülâle
Extraction back-pressure turbine
Ara buharlı karşı basınç türbini
Extraction check valve
Ara buhar çek valfi
Extraction condensing turbine
Ara buharlı kondensasyon türbini
Extraction condensing turbine-generator set
Ara buharlı kondensasyonlu türbojeneratör seti
Extraction control
Ara buhar reglajı
Extraction control valve
Ara buhar reglaj valfi