Translate
"fid"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
fid
(i)., (den). kaskaval; mandal; (den). celik; tahta veya madeni cubuk.
fid
1. kaşkaval, 2. mandal, çelik
fid
mandal
fiddle
1.keman, 2.dolandırıcılık, üçkâğıt, 3.keman çalmak, 4.(with/about/around ile) oyalanmak, zaman öldürmek, oyuncak etmek, amaçsızca oynamak, kurcalamak, 5.üzerinde oynamak, üçkağıt yapmak
fiddle
keman(çalmak)
fiddle
v.keman çal:n.keman
fiddle around
vakit geçirmek
fiddle away
vakti boşa geçirmek
fiddle shaped
acayip şekilli
fiddle with
oyna
fiddlededee
unlem, eski Bos Iaf ! Sacma !
fiddle-de-dee
Boş laf!, Saçma!
fiddlefaddle
(i). sacma sapan soz.
fiddle-faddle
ıvır zıvır, saçma sapan söz
fiddler
(i)., (asag). kemanci. fiddler crab topragi esmek icin kullandigi iri kiskacini keman tutar gibi tutan bir cesit yengec.
fiddler
1.kemancı, 2.düzenbaz, dolandırıcı, üçkâğıtçı, 3.serseri
fiddler
kemancı
fiddlestick
(i). keman yayi; sacmalik, bos sey. Fiddlesticks! unlem, eski Sacma!
fiddlestick
1. keman yayı, 2. zırva, saçmalık
fiddlestick
keman yayı
fiddlestick
saçmalık
fiddlewood
(i). Karayib Adalarina mahsus bir agac.
fidelity
(i). sadakat, vefa; dogruluk. high fidelity (elek). sesi tabii olarak kaydetme sistemi.
fidelity
1.bağlılık, sadakat, 2.aslına uygunluk
fidelity
aslına sadakat
fidelity
aslına uygunluk
fidelity
doğruluk
fidelity
sadakat
fidelity
sadakat vefa
fidelity
vefa
fidelity bond
kefalet senedi
Fidelity Bonds
Suistimale Karşı Korumalı Tahvil
fidget
(i)., (f)., (cog). huzursuzluk, rahatsizlik, sinirlilik: yerinde duramayan kimse; (f). rahat oturamamak, yerinde duramamak, durmadan kimildanmak veya kimildatmak. fidgety (s). rahat durmayan, kipir kipir.
fidget
1.yerinde duramayan kimse, 2.kıpırdanmak, huzursuzlanmak, yerinde duramamak
fidget
rahat oturamamak
fidget
rahatsızlık
fidget
v.yerinde rahat oturama:n.telaş
fidget
yerinde duramamak
fidgetiness
huzursuzluk
fidgety
1. yerinde duramayan, kurtlu, 2. rahat durmayan
fidgety
huzursuz
fiducial
(s). guvenen, emniyet ve itimat eden; emniyet ve itimat kabilinden; (fiz). miyar veya olcu birimi turunden. fiducially (z). emaneten, guvenle, emniyetle.
fiducial
güvenen, emniyet eden
fiducial
itimat eden
fiducial axes
köşe eksenleri
fiducial error
indirgeme hatası
fiducial marks
köşe markaları
fiducial registration error
güvenilir kayıt hatası
fiducial registration error
indirgenmiş kayıt hatası
fiducially
güvenle, emniyetle
fiduciary
(s)., (i). itimada dayanan; emanet olan, emanet; itibari; (i). emin, mutevelli, mutemet.
fiduciary
1. itimada dayanan, emanet olan, itibari, 2. mütevelli, mutemet, yedi emin, 3. saymaca, itibari
fiduciary
emanet
fiduciary
emin
Fiduciary
Güvene dayanan
fiduciary
itibari
fiduciary
mutemet
fiduciary
mütevelli
fiduciary
yedi emin
Fiduciary agreement
İnançlı sözleşme
fiduciary loan
teminatsız kredi
fiduciary money
itibari para