Translate
"force"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
force
1.güç, kuvvet, 2.zor, baskı, şiddet, 3.etki, hüküm, 4.ikna gücü, inandırma gücü, 5.birlik, kuvvet, 6.zorlamak, 7.mecbur etmek, zorlamak, 8.(ısı vererek bitkiyi) vaktinden önce olgunlaştırmak
force
angarya
FORCE
BASKI
FORCE
BASKI YAPMAK
FORCE
BİRLİK
FORCE
ÇABUKLAŞTIRMAK
FORCE
ETKİ
force
geçerli
FORCE
GEÇERLİLİK
FORCE
GÜÇ
Force
Güç, kuvvet
Force
güç, kuvvet, kudret
force
hüküm
FORCE
IRZINA GEÇMEK
FORCE
KUDRET
force
kuvvet
FORCE
KÜTLE
FORCE
MECBUR ETMEK
force
muteber
FORCE
NÜFUZ
FORCE
SIKIŞTIRMAK
FORCE
ŞİDDET
force
tazyik
force
tesir
force
v.zorla:n.güç
force
v.zorla:n.kuvvet
FORCE
YIĞIN
FORCE
YÜKSELTMEK (FİYAT)
FORCE
YÜRÜRLÜK
FORCE
ZOR
force
zorlama
force
zorlamak
Force
ZORLAMAK, ZOR, FORS
force constant
kuvvet katsayısı
force constant
kuvvet sabiti
Force feed
Basınçlı yağlama
force feed
tazyikli yağlama
Force Field Analysis
Kuvvet Alanı Analizi
Force fit
Zorlamalı geçirme
force fluctuation
kuvvet dalgalanması
force function
kuvvet fonksiyonu
Force majeur, act of good
Mücbir sebep
force majeure
fors majör, zorunlu neden
Force majeure
Mücbir sebep
Force majeure
Mücbir sebep, zorlayıcı neden, zorunlu neden
Force majeure
Zorlayıcı neden
force majeure
zorunlu
Force Majeure Clause
Mücbir Sebep Maddesi
Force microscopy
Kuvvet mikroskopisi
Force modulation microscopy
Kuvvet değişimi mikroskopisi
force of attraction
çekme kuvveti
Force of circumstances
Durumu gereği
FORCE OF GRAVITY
AĞIRLIK
FORCE OF GRAVITY
ÇEKİM
Force of gravity
Yerçekimi kuvveti
force of gravity
yerçekimi kuvveti, ağırlık kuvveti
Force of res judicata
Yargı makamınca karara bağlanmış meselenin gücü
force on (someone or something)
(birini/bir şeyi) devam etmeye zorlamak
force on (someone or something)
(birinin/bir şeyin) zorla devam etmesini sağlamak
force polygon
aynı düzlem üzerinde bulunan şiddet ve yönleri farklı kuvvetlerin bileşkesini bulmak için kullanılan çokgen
force polygon
aynı düzlem üzerinde şiddet ve yönleri farklı kuvvetlerin bileşkesini bulmak için kullanılan çokgen
force pump
1. basma tulumba, 2. basınçlı pompa
Force pump
Emme basma tulumba
force sb to the wall
birini köşeye sıkıştırmak
FORCE SMB.’S HAND
ZORLA YAPTIRMAK
force start
zorlamalı başlatma
force start
zorlayarak başlatma
force tabs
sefer konuş tabloları
FORCE THE PACE
ÇABUKLAŞTIRMAK
FORCE THE PACE
HIZLANDIRMAK
force the pace
sürati artırmak
force to
zorla
force to be
zorla
FORCE TO SUBMIT
BOYUN EĞDİRMEK
force unit
güç birimi
forced
mecbur
FORCED
MECBURİ
forced
v.zorla:adj.zorlanmış
FORCED
ZORAKİ
FORCED
ZORUNLU
forced
zorunlu, zoraki, mecburi
Forced
Zorunlu, Zorla, Acil
Forced air
Basınçlı hava
Forced air
Fan havası
Forced air cooling
Basınçlı havayla soğutma
Forced air duct
Taze hava kanalı
Forced air quenching
Basınçlı havayla suverme
Forced chemical vapour infiltration (FCVI)
Basınçlı kimyasal buhar sızdırma
Forced circulation
Basınçlı dolaşım
Forced circulation
Cebri sirkülasyon
Forced circulation boiler
Cebri sirkülasyonlu kazan, La Mont tipi kazan
Forced circulation cooling
Basınçlıdolaşımlı soğutma
forced clicking
zorla tıklama
forced completion
zorlamalı sona erdirme
Forced convection
Basınçlı ısı taşınımı
Forced Convection
Zorlanmış Taşınma
Forced convection lehr
Basınçlı havalısoğutma tüneli (cam)
forced conversion
zorunlu değişim
Forced cooling
Basınçlı soğutma
forced crop
turfanda mahsül
forced disconnect
zorunlu iskonto
forced download
zorunlu indirme
forced draft
aşırı çalışmaya zorlama
Forced draft duct
Taze hava kanalı
Forced draft fan
Taze hava fanı, taze hava vantilatörü
Forced draught
Basınçlı hava çekişi, aspiratörlü baca çekişi
Forced emigration
Zoraki göç
Forced flow boiler
Tek geçişli (domsuz) kazan
forced foreground
zorunlu önplan
forced input
zorunlu girdi
forced labor
1. angarya, cebri çalıştırma, 2. zorla çalıştırma
FORCED LABOR
ANGARYA
FORCED LABOUR
Angarya.
Forced landing
Acil iniş, Zorunlu iniş
forced landing
mecburi iniş
forced loan
mecburi borçlanma
Forced lubrication
Basınçlı yağlama
forced march
zoraki yürüyüş
forced oscillation
güdümlü salınım
Forced oscillation
Güdümlü salınım, kendinden kaynaklanan salınım
forced payment
cebren tahsil
forced pump
basma tulumba
forced response
zorlanmış tepki
forced sale
zorunlu satış, cebri satış
forced sale by auction
icra yoluyla cebri satış
forced saving
zorunlu tasarruf
Forced vibration
Basınçlı titreşim
forced wedding
hamilelik vb. gibi nedenlerle yapılan mecburi evlilik
Forced-air cooling
Cebri havalı soğutma
Forced-circulation lubrication
Cebri sirkülasyonlu yağlama
FORCEDLY
ZORAKİ
FORCEDLY
ZORUNLU
forcefeed
(f). zorla yedirmek.
FORCE-FEED
ZORLA YEDİRMEK
forceful
(s). kuvvetli, siddetli, guclu; etkili, tesirli. forcefully (z). kuvvetle, siddetle, zorla. forcefulness (i). kuvvet, siddet, guc; etkili olus.
forceful
1.güçlü, zorlu, ikna edici, 2.etkili, etkin, etkileyici
FORCEFUL
ETKİLEYİCİ
FORCEFUL
ETKİLİ
FORCEFUL
ETKİN
forceful
güç
forceful
güçlü
FORCEFUL
KUVVETLİ
Forceful
kuvvetli, şiddetli, güçlü
forceful
şiddet
FORCEFUL
ŞİDDETLİ
FORCEFULNESS
ETKİ
FORCEFULNESS
ETKİNLİK
FORCEFULNESS
GÜÇ
forcefulness
güçlülük
forcefulness
kuvvet