Translate
"forward"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
forward
(f). ilerletmek, cabuk yetistirmek, ilerlemesine yardimci olmak; gondermek, yeni adrese gondermek, sevketmek. forwarder (i). sevkeden firma, mali sevkiyat acentesine goturen kimse. forwarding agent sevkiyat acentesi; ambar. forwarding address yeni adres.
FORWARD
1)Baş bodoslamada yada bodoslamaya doğru. 2)Geminin baş tarafı.Ön taraf.
forward
1.ön, öndeki, 2.gelişmiş, ileri, 3.cüretkâr, küstah, şımarık, 4.ileri, ileriye, ileriye doğru, 5.göndermek
forward
aşırı
FORWARD
BÜYÜMÜŞ DE KÜÇÜLMÜŞ
FORWARD
CÜRETLİ
FORWARD
ERKEN GELİŞMİŞ
FORWARD
FAZLA İLERİYE GİDEN
forward
forvet
FORWARD
GÖNDERMEK
forward
göndermek, iletmek
FORWARD
HAZIR
Forward
i. Gelecekte teslim
FORWARD
İLERİ
forward
ileri(ye)
FORWARD
İLERİDEKİ
FORWARD
İLERİYE
FORWARD
İLERİYE DOĞRU
FORWARD
İLERİYE YÖNELİK
FORWARD
İLERLEMİŞ
FORWARD
İLERLETMEK
Forward
ilerletmek, çabuk yetiştirmek, ilerlemesine yardımcı olmak
forward
iletmek
FORWARD
İSTEKLİ
forward
küstah
forward
küstahlık
forward
müfrit
FORWARD
ÖN
forward
önceden
FORWARD
ÖNDEKİ
FORWARD
ÖNE
forward
radikal
FORWARD
SEVK ETMEK
FORWARD
SEVKETMEK
FORWARD
TURFANDA
forward
v.gönder:adj.ileriye doğru
Forward
Vadeli
FORWARD
YENİ ADRESE YOLLAMAK
FORWARD
YOLLAMAK
forward - looking cost
ileriye dönük maliyet
forward analog control channel (FOCC)
ileri analog denetim kanalı
forward analog voice channel (FVC)
ileri analog ses kanalı
forward azimuth
ileri azimut
Forward bias
İleri yönelim; İleri gerilim(elektronik)
forward channel
ileri yönde kanal
forward contract
belli bir ekonomik varlığın bugün belirlenen sabit bir fiyattan gelecekte birkaç aylık süre sonunda teslim edilmek kaydıyla satılması konusunda yapılan sözleşme
Forward Contract
Vadeli İşlem Sözleşmesi (Forward Sözleşmesi)
forward contract
vadeli sözleşme, vadeli kontrat
Forward contracts
Standart olmayan vadeli işlem sözleşmeleri
forward control truck
Düz burunlu kamyon
forward data channel (FDC)
ileri yön veri kanalı
Forward delivery
İlerideki bir tarihte teslim
forward error correction
göndermede hata düzeltimi
forward error correction
göndermede hata düzeltme
forward error correction (FEC)
ileri hata düzeltme
forward exchange rate
vadeli döviz kuru
Forward extrusion
Ileri (direk) ekstrüzyon
Forward extrusion
İleri sıkma, ileri ekstrüzyon
Forward feed
İleri besleme
Forward foreign exchange
Vadeli kambiyo
forward inference
veriye dayalı çıkarım
Forward lifting eye
Ön kaldırma halkası
forward looking
ileriye bakan
Forward market
Vadeli piyasa
FORWARD MASTHEAD LIGHT
Head light.Pruva silyon feneri.
forward motion
ileriye doğru hareket
forward moving
ileriye giden
forward operation locality
ileri faaliyet konuş yeri
Forward Pass
İleriye Doğru Hesaplama
forward path
ileri yol
forward path gain
ileri yol kazancı
Forward pressure leach
Basınçlı sıvıda özütleme
forward price
vadeli fiyat
forward rate
vadeli kur
Forward rate agreement
Vadeli kur anlaşmaları
Forward sale
Vadeli satış
Forward scattering
İleri saçılım, Dar saçılım
forward shift operator
ileri kaydırma işleci
forward signal
ileri yönde sinyal
forward speed
ileri vites
forward to
gönder
forward transfer signal
ileri yönde aktarım işareti
forward wall
potaya yakın oynayan 3 uzun oyuncunun oluşturduğu blok
forward wave
ileri yönde dalga
forward, to
ileri aktarmak, (başka numara) yönlendirmek
Forward-curved blade
Öne kavisli kanat
forwarded
v.gönder:adj.gönderilmiş
forwarder
1. taşıyıcı, sevkıyatçı, 2. sevkeden firma
FORWARDER
GÖNDEREN
FORWARDER’S RECEIPT
Nakliyeci tesellümü
FORWARDING
GÖNDERME
FORWARDING
NAKLİYE
FORWARDING
SEVK
FORWARDING AGENT
1)İhracatçı yükünün gönderilmesinde uzman olan acenteler.Nakliye acentesi. 2)Başkaları adına yükü toplayan ve gönderen acente.
FORWARDING CHARGES
1)Müşterek avaryada ikame masrafları. 2)Gönderme masrafları.
forwarding
gönderme, nakletme, irsal, sevk
forwarding
n.gönderme:v.gönder:prep.göndererek
forwarding address
yeni adres
forwarding agency
nakliyat şirketi
forwarding agent
nakliye acentesi, sevkıyat acentası
forwarding business
nakliyat ticareti
forwarding charges
nakliye giderleri
forwarding company
nakliyat şirketi
forwarding country
malı gönderen ülke
forwarding station
nakliye istasyonu
FORWARD-LOOKING
İLERİYİ GÖREN
forward-looking
ileriye yönelik
FORWARDNESS
CÜRET
forwardness
cüret, küstahlık
FORWARDNESS
ERKEN GELİŞME
FORWARDNESS
HAZIR OLMA
FORWARDNESS
HIRS
forwardness
ileriye doğru olma
FORWARDNESS
İLERİYE GİTME
FORWARDNESS
İLERLEME
forwards
(z). ileri dogru, ileri, dogru. backwards and forwards ileri geri. bring forward goz onune koymak, dikkati cekmek; nakliyekun yapmak. put forward ileri surmek. put ones best foot forward en iyi sekilde etkilemeye calismak.
FORWARDS
İLERİ
forwards
ileri doğru
FORWARDS
İLERİYE
forwards
ileriye doğru
FORWARDS
İLERİYE YÖNELİK