Translate
"gal"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
gal
gal
gal
i, hdili kiz gal hs gallon
gal
kız
GALA
GALA
gala
gala, şenlik
GALA
KUTLAMA
gala
şenlik
gala affair
şenlik işi
GALACTIC
GALAKSİ İLE İLGİLİ
GALACTIC
SAMANYOLU İLE İLGİLİ
GALACTIC
Samanyolu ile ilgili.
GALACTIC
SÜT
galactic
1. galaktik, gökada ile ilgili, 2. samanyoluna ait
galactic
galaktik
galactic
s, astr gokadaya ait; samanyoluna ait
galactic circle
galaktik daire
galactic latitude
galaktik enlem
galactic longitude
galaktik boylam
galactic pole
galaktik kutup
galactic system
galaktik sistem, gökada dizgesi
galactic system of coordinates
galaktik koordinat sistemi
galactis equator
galaktik ekvator
Galactite
Süttaşı; Sütakiği
Galactogogue
Süt arıtan (ilaç)
galactometer
bak: lacto meter
galactose
galaktoz
Galactose
Süt şekeri; Galaktoz
Galactosemia
Galaktosemya (tıp)
Galactoside
Galaktozlu glikozit
galahad
bahadır
galahad
i Kral Arthur efsanelerin de kusursuz bir sil3hsor; bahadir
galangal
, galangale bak galingale
galantine
i, ahcl galantin, ke miksiz haslanmls dana ve pilic sogusu
galantine
kemiksiz dana söğüş
Galantine of veal
Dana galantin
galanty show
kukla oyunu
galantyshow
pandomima tarzinda bir cesit golge oyunu, kukla oyunu
galati
, Galatz i Kalas (Ro manya’da bir sehir)
galatia
i Galatya (Ankara, Yozgat ve S:anklrl havalisinin tarihi ismi)
Galaxite
Galaksit
galaxy
1.galaksi, gökada, 2.seçkin kişiler topluluğu, şöhretler
galaxy
galaksi
GALAXY
GÖKADA
galaxy
i, astr gokada, Sok buyuk yllde kumesi; bh samanyolu; seckin kim selerin toDlantlsu
GALAXY
SAMANYOLU
GALAXY
Samanyolu.
galaxy
ünlü veya önemli insanlardan oluşan bir topluluk
GALAXY
YILDIZLAR GEÇİDİ
galbanum
i, ecza seytantersi, kasni
galbanum
kasnı
Galbanum
Kasnı, şeytantersi (sakız)
gale
1.sert rüzgâr, bora, 2.ani kahkaha
GALE
BORA
gale
fırtına
gale
i bataklik yerlerde yetisen guzel kokulu bir bitki bot Myrica gala
gale
i sert ruzgar, bora, firtina; ,siir hafif ruzgar, esinti, meltem; kahkaha tufani
GALE
MERSİN AĞACI
GALE
ŞİDDETLİ RÜZGÂR
galea
bırıncı maksillanın dış; çiğneyici kısmı
galea
i (cog ae) biyol bazi cicek veya boceklerin migfer seklindeki klsmi
galen
i milattan sonra ikinci yuz yilda yasamis Yunanli bir doktor, Kalinos
galena
1. galen, 2. kükürt kurşunu
Galena
Galen
Galena
Galenit
galena
i, min icinde dogal kursun sulfuru bulunan maden cevheri, kukurt kur sunu, galen
GALENIC
BİTKİSEL
Galenical
1) Galenli; 2) Bitkisel ilaç;3) Arıtılmamış ilaç
Galenical solutions
Bitkisel ilaç solüsyonları, galenik solüsyonlar
Galenite (Galena)
Galenit; Kükürtlü kurşun
galeopsis
i yalancl kenevir otu
galere
belli bir zümre
GALIMATIAS
BOŞ LÂF
GALIMATIAS
SAÇMALIK
GALIPOT
ÇAMSAKIZI
galilean
i Galile’li; eski devir lerde Musevilerin Hiristiyanlara verdikleri isim the Galilean Hazreti isa
galilean telescope
galile teleskopu
galilee
i ingiltere’de buyuk kilise lerin antresinde bulunan oda veya avlu
galimatias
i karisik ve an lamsiz soz, sacma ve bos laf
galimatias
saçma boş laf
galingale
havlıcan
galingale
i havlican, kulunc otu, bot Alpinia officinalis; zencefile benzer ko kulu bir kok; kirk bogum, bot Cyperus longus
galingale
kulunç otu
galinut
i mazi, yumru Gallo onek Fransa veya eski Gal’e ait
galinut
mazı
galiot
, galliot i, den eski bir savas gemisi, hafif kadirga, cektirme
Galiot
Küçük kadırga, çektirme
galipot
bir tür çamsakızı
Gall
1) Erimiş sülfat katmanı (cam ocağı)2) Öküz ödü (tıp)
gall
1.safra, öd, 2.kin, nefret, 3.kabalık, küstahlık, 4.sürtünme sonucu oluşan yara
GALL
ACI ŞEY
GALL
DARGINLIK
GALL
GÜCENDİRMEK
gall
i mazl, agac uru gaIIapple i elma seklinde mazi ga11 oak mazl mesesi
gall
i, f surtmekten h3si1 olan yara; sinirlendirici herhangi bir sey; zayif nokta, kusur, curukluk (bilhassa ip); bir arazide corak olan kisim; f surterek yara etmek; sinirlendirmek, kizdlrmak, incitmek, uzmek, slkmak; surtunme ile yara olmak 13all ing s inci
GALL
İNCİNMEK
GALL
İNCİTMEK
GALL
KABALIK
GALL
KIRGINLIK
GALL
KIZDIRMAK
GALL
KIZGINLIK
GALL
KIZMAK
GALL
KİN
gall
kls gallon(s)
gall
kusur
GALL
KÜSTAHLIK
GALL
MAZI
GALL
OVALAMAK
GALL
ÖD
GALL
SAFRA
GALL
SIYRIK
gall
sinir etmek
gall
sinirlendirmek
GALL
SÜRTEREK YARA YAPMAK
GALL
SÜRTMEK
GALL
SÜRTÜNME YARASI
gall
üzmek
gall
v.sürtünerek yaralan:n.sürtünme yarası
GALL
YARA OLMAK
GALL
YÜZSÜZLÜK
gall bladder
ödkesesi, safrakesesi
gall bladder
safra kesesi
GALL BLADER
Safra kesesi.
gall duct
yara akıntısı
gall oak
mazı meşesi
galla
etiyopya ve kenya’da yaşayan göçebe klanın üyesi
gallant
1.yürekli, yiğit, cesur, 2.güzel, görkemli, 3.(erkek) kibar, şık
GALLANT
AŞIK
GALLANT
CENTİLMEN
GALLANT
CESUR
gallant
cesur gösterişli nazik kibar
GALLANT
GÖRKEMLİ
gallant
gösterişli
GALLANT
KİBAR
GALLANT
SEVGİLİ
GALLANT
YİĞİT
gallantry
1.kadınlara karşı incelik, kibarlık, 2.yüreklilik, yiğitlik, cesaret, kahramanlık
GALLANTRY
AŞK
gallantry
cesaret
gallantry
i cesaret, kahramanlik, yigitlik; kadinlara karsi nezaket; asikane soz veya davranis
GALLANTRY
İLİŞKİ
gallantry
kadınlara karşı incelik
GALLANTRY
KAHRAMANLIK
GALLANTRY
NEZAKET
GALLANTRY
YİĞİTLİK
gall-apple
elma şeklinde mazı
gallaudet
tarihte işitme engelliler için ilk ücretsiz okulu açan abd’li eğitimci
gallbladder stone
safra kesesi taşı
galleass
, galliass i eskiden Ak deniz’de kullanilan buyuk kadirga
galled
v.yaralan:adj.yaralı
Gallein
Galeyn