Translate
"great"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
great
1.büyük, 2.önemli, 3.yetenekli, büyük, 4.kocaman, koca, 5.harika, nefis, çok iyi, müthiş
great
asil
great
azametli
great
büyük
Great
büyük , çok, büyük, muazzam
Great
BÜYÜK, ÇOK, ÇOK İYİ
great
cüsseli
great
çok
great
çok büyük borulara sahip yüksek sesli bir org
GREAT
ÇOK İYİ
great
fazla
GREAT
HEVESLİ
great
iri
GREAT
İYİ
great
kocaman
great
külliyetli
great
mahir
great
meşhur
GREAT
MUAZZAM
GREAT
MÜKEMMEL
great
ne ala!
GREAT
ÖNEMLİ
great
sürekli
GREAT
ULU
great
usta
great
uzun
GREAT
ÜNLÜ
great
yüksek
great admiration
büyük hayranlık
great and small
tüm mevki ve rütbelerden olan
great and small
büyük küçük
Great and small
Büyük küçük küçük büyük
Great Bear
Büyük Ayı
great beyond
öbür dünya
great books of the western world
batı dünyasında büyük kitaplar
GREAT BRITAIN
İNGİLTERE
great britain
büyük britanya
great britain parliament
büyük britanya parlamentosu
great calorie
büyük kalori
great charter
büyük ayrıcalık
GREAT CIRCLE
Düzlemi kürenin merkezinden geçen daire,büyük daire.
great circle
büyük daire
great circle
geniş çevre
great circle chart
büyük daire hava haritası
great circle direction
büyük daire yönü
great circle distance
büyük daire mesafesi
great circle line
büyük daire çizgisi
great circle route
büyük daire rotası (jcs)
great confidence
sonsuz güven
great contribution
büyük katkı
great danger
büyük tehlike
great deal
çok şey
great deal of
çok miktarda
great demand
çok revaçta
great differences
çok büyük farklılıklar
great divide
iki şey arasındaki keskin veya önemli ayrım noktası
great divide
önemli ayrım
great divide
önemli fark
great divide
su havzası
great elliptic arc
büyük eliptik yayı
great english vowel shift
ingilizce büyük ünlü kayması
Great Europe
Büyük Avrupa
great extent
büyük çapta
great falls
büyük şelale
great gray kangaroo
büyük gri kanguru
great gray owl
büyük gri baykuş
great grey shrike; northern grey shrike; northern shrike
örümcek kuşu
great hearted
cömert
great indian plantain
büyük hint muzu
great knapweed
büyük peygamber çiçeği
great lakes
büyük göl
great loss
büyük kayıp
great master
masonlar büyük locası gibi tarikat localarında başkan
Great minds think alike
Harika zekâlar birbirine benzer
great mogul
önemli kimse
great nephew
büyük erkek yeğen
great niece
büyük kız yeğen
GREAT NOISE
ŞAMATA
Great numbers of
Bir çok
great oaks from little acorns grow
tüm büyük ve başarılı şeyler zamanında küçük ve önemsiz şeylerdi
great oaks grow from small acorns
tüm büyük ve başarılı şeyler zamanında küçük ve önemsiz şeylerdi
great plains
büyük ovalar
great power
büyük güç
great pyrenees
büyük pirene
great reed warbler
büyük kamışçın
great russian
büyük rus
great seal
resmi mühür
great skua
iri martı
great snipe
iri çulluk
great success
büyük başarı
great surprise
büyük sürpriz
great task
büyük iş
great tit
büyük baştankara
great triangle
avuç içinde kalp, yaşam ve akıl çizgilerinin oluşturduğu düşünülen üçgen
great uncle
büyük amca
great wall of china
çin seddi
great white egret
büyük ak balıkçıl
great white heron
ak balıkçıl
great white heron
akbalıkçıl
great white heron
büyük akbalıkçıl
great white shark
büyük beyaz köpekbalığı
great white way
geceleri parlak bir şekilde aydınlatılan ve genellikle tiyatrolara ayrılmış cadde
great year
büyük yıl
great yellow gentian
büyük sarı yılan otu
great-circle bearing
büyük daire açısı
greatcoat
(i.) palto .
greatcoat
kalın palto
GREATCOAT
PALTO
GREATEN
BÜYÜMEK
GREATEN
BÜYÜTMEK
greater
adv.daha büyük:adj.büyük
Greater
daha büyük, büyük
greater antilles
büyük antiller
greater by an amount
büyük bir miktar
greater celandine
kırlangıçotu
greater knapweed
peygamber çiçeği
greater kudu
iri ceylan
greater menderes
büyük menderes
greater omentum
omentum majus
greater prairie chicken
büyük çayır tavuğu
greater sand plover
büyük cılıbıt
greater scaup
büyük deniz ördeği
greater spotted eagle
büyük orman kartalı
greater than
büyüktür
greater than
den daha büyük
greater than or equal to
büyük ya da eşittir
GREATER WEEVER
Çarpan,Trakonya,Dragonya balığı.
GREATEST
AZAMİ
greatest
en büyük
greatest common divisor
en büyük ortak bölen
greatest common divisor
en büyük ortakbölen
greatest common factor
en büyük ortak faktör ya da etken,
greatest common factor
en büyük ortakçarpan
greatest common measure
en büyük ortak ölçüm
greatest elongation
en büyük elongasyon
greatest thing since indoor plumbing
şimdiye kadar bulunanlar arasında en harika buluş
greatgrandfather
(i.) buyuk dede.
great-grandfather
babasının dedesi
great-grandson
oğlunun/kızının erkek torunu
greathearted
(s.) alicenap, yuksek ruhlu; comert.
greathearted
cömert
GREAT-HEARTED
CESUR
GREAT-HEARTED
İYİ KÂLPLİ
GREAT-HEARTED
YÜCE
GREAT-HEARTED
YÜREKLİ
GREATLY
ADAMAKILLI
GREATLY
ÇOK
Greatly
çok, pek çok
greatly
çokça
GREATNESS
AZAMET