Translate
"heart"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
Heart
1.KALP 2.KUPA (oyun kartlarında)
heart
1.kalp, yürek, 2.kalp, gönül, yürek, 3.merkez, 4.kararlılık, azim, yüreklilik, cesaret, 5.kupa
HEART
CAN
HEART
CESARET
heart
en önemli kısım
heart
enerji
HEART
GÖBEK
heart
göğüs
HEART
GÖNÜL
heart
iç dünya
heart
kalp
HEART
KÂLP
heart
kuvvet
heart
merkez
heart
orta
HEART
ORTA KISIM
heart
öz
heart
şevk
heart
üzgün
heart
verimlilik
HEART
VİCDAN
HEART
YÜREK
Heart
Yürek, kalp
Heart
Yürek; Kalp (tıp)
Heart and lung machine
Kalp ve akciğermakinası (tıp)
heart and soul
can ve gönülden
HEART AND SOUL
SEVE SEVE
HEART AND SOUL
TAMAMEN
heart attack
kalp krizi
Heart attack
Kalp krizi (tıp)
heart beating
kalp atışı
heart beatings
kalp atışları
heart block
kalp bloğu
Heart block
Yürek durgusu (tıp)
heart disease
kalp hastalığı
Heart failure
Kalp sektesi; Kalp durması(tıp)
heart failure
kalp yetmezliği
heart line
avuç içinde bulunan bir çizgi
heart point
arma orta noktası
heart rate
kalp hızı
heart sound
kalp sesi
heart specialist
kalp uzmanı
heart surgeon
kalp cerrahı
HEART THIMBLE
Bir halat kasasının içine konan oyuk radansa,bir taraf yarım daire diğer tarafı silindir.Yürek radansa.
heart throb
kalp çarpıntısı
heart transplant
kalp nakli
Heart transplant
Kalp nakli (tıp)
Heart type
Yürek türü (cam kap)
Heart valve
Kalp kapakcığı (tıp)
Heart valve implant
Kalp kapakcığı koyuntusu; Kalp kapakcığı implantı (tıp)
heart whole
gönlü serbest
heart’s to one’s heart’s content
doya doya
heartache
(i). kalp agrisi, istirap, keder.
Heartache
1) Yürek ağrısı (tıp);2) Üzüntü, keder
HEARTACHE
DERT
HEARTACHE
GÖNÜL YARASI
heartache
gönül yarası, ıstırap, acı
heartache
ıstırap
HEARTACHE
KÂLP AĞRISI
heartache
keder
heartbeat
(i). yurek vurusu.
HEARTBEAT
ESAS
heartbeat
kalp atışı
HEARTBEAT
KÂLP ATIŞI
HEARTBEAT
ÖZ
HEARTBEAT
RUH
Heartbeat
Yürek vuruşu; kalp atışı (tıp)
heartbeat signals
kalp atışı sinyalleri
heartbreak
(i). buyuk keder, kalp kirikligi.
HEARTBREAK
ACI
heartbreak
büyük acı
heartbreak
gönül yarası
heartbreak
ıstırap, acı, derin üzüntü, kalp yarası
HEARTBREAK
KÂLP KIRIKLIĞI
heartbreaker
büyük acı veren kimse
heartbreaker
büyük acı veren şey
heartbreaker
gönül avcısı
HEARTBREAKING
YÜREK PARÇALAYICI
heartbreaking
kalp kırıcı, çok üzücü
heartbreaking
üzücü
HEARTBROKEN
ACILI
heartbroken
çok üzgün
HEARTBROKEN
DERTLİ
HEARTBROKEN
KÂLBİ KIRIK
heartbroken
üzüntülü, kalbi kırık, kederli
heartburn
(i)., (tib). mide eksimesinden dolayi bogazda duyulan yanma hissi.
HEARTBURN
MİDE EKŞİMESİ
Heartburn
Mide ekşimesi (tıp)
heartburning
(i). kiskanclik, kin, gizli husumet.
heartburning
kıskançlık
heartburning
kin
hearten
(f). yureklendirmek, cesaret vermek, canlandirmak, ihya etmek.
hearten
1.yüreklendirmek, cesaret vermek, 2.neşelendirmek
HEARTEN
CANLANDIRMAK
hearten
cesaret ver
HEARTEN
CESARETLENDİRMEK
HEARTEN
NEŞELENDİRMEK
HEARTEN
SEVİNDİRMEK
hearten
yüreklendirmek
heartening
yüreklendirici, cesaretlendirici
heartfelt
(s). yurekten, candan, samimi.
HEARTFELT
CANDAN
HEARTFELT
İÇTEN
HEARTFELT
İÇTEN GELEN
heartfelt
içten, yürekten, samimi, gerçek
heartfelt
samimi
HEARTFELT
YÜREKTEN
heartfree
(s). gonlu birisine bagli olmayan, asik olmayan, kalbi bos.
heart-free
âşık olmayan
hearth
(i). ocak, somine; yurt, aile ocagi; (mad). firinda erimis madenin dokuldugu yer, ocak.
Hearth
Damıtma işleminde göbek mahsul
HEARTH
FIRIN
hearth
ocak
Hearth
Ocak tabanı; Fırın tabanı; Ateşlik; Hazne (y.fırın)
hearth
ocak, şömine
hearth
şömine
HEARTH
ŞÖMİNE TABANI
hearth
yurt
HEARTH
YUVA
HEARTH AND HOME
AİLE OCAĞI
HEARTH AND HOME
YUVA
Hearth brick
Ocak taban tuğlası
Hearth cinder
Ocak dışığı; Ocak curufu
Hearth depth
Hazne derinliği (y.fırın)
Hearth layer
Hazne katmanı
hearth plate
ocak tablası, ocak levhası
Hearth roaster
Hazneli kavurucu
Hearth roasting
Hazneli kavurma
Hearth type furnace
Hazneli fırın
hearthstone
(i). ocak tasi; ocak, yuva; zemini beyazlatmak icin kullanilan yumusak bir tas.
hearthstone
ocak
hearthstone
ocak taşı
hearthstone
ocak taşı, yuva
HEARTHSTONE
ŞÖMİNE TABANI
HEARTHSTONE
YUVA
HEARTILY
AŞIRI DERECEDE
HEARTILY
CESARETLE
HEARTILY
ÇOK
HEARTILY
GAYRETLE
HEARTILY
İÇTENLİKLE
HEARTILY
İŞTAHLA
HEARTILY
İYİ NİYETLE
HEARTINESS
İÇTENLİK
HEARTINESS
SAMİMİYET
HEARTINESS
ZİNDELİK
heartily
1.iştahla, istekle, 2.çok, fazla, fazlasıyla
heartiness
samimiyet
Heartland
anakara
heartland
en önemli yer
heartless
(s). kalpsiz, merhametsiz, zalim, vicdansiz; yureksiz; cansiz, sonuk. heartlessly (z). kalpsizce, merhametsizce. heartlessness (i). kalpsizlik, merhametsizlik.