Translate
"i"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
i
, fusel oil bazi ickiler yapi Iirken meydana gelen bir cesit karisik ve za rarli alkol
i
, i i. Ingiliz alfabesinin dokuzuncu harfi; I harfi seklinde herhangi bir sey; Romen rakamlannda bir sayisi.
i
ben
i
kis. iodine.
i
zam. ben. iyelik hali my benim. nesnel hali me beni, bana, benden. cog. we biz. iyelik hali our bizim, ours bizimki. nesnel hali us bizi, bize bizde, bizden. i. kis. island, isle.
i 0
giriş çıkış
i adore you
sana bayılıyorum
i adore you
sana tapıyorum
i agree with you
sana katılıyorum
i almost didn’t recognize you
az daha seni tanıyamayacaktım
i already missed you
seni özledim şimdiden
i always think about you
hep seni düşünüyorum
i always think of you
hep seni düşünüyorum
i am a doctor
ben doktorum
i am a housewife
ben ev hanımıyım
i am a liar
ben bir yalancıyım
i am a student
ben bir öğrenciyim
i am a student
ben öğrenciyim
i am a teacher
ben öğretmenim
i am always thinking about you
hep seni düşünüyorum
i am always thinking of you
hep seni düşünüyorum
i am an engineer
ben mühendisim
i am angry at you
sana kızgınım
i am angry with you
sana kızgınım
i am asbad off as you
al benden de o kadar
i am ashamed of you
senden utanıyorum
i am at home now
şimdi evdeyim
i am at my wit’s end
ne yapacağımı bilmiyorum
i am attracted to you
senden etkilendim
i am built that way
ben böyleyim
i am busy now
şimdi meşgulüm
i am challenging you
sana meydan okuyorum
i am completely lost
hiçbir şey anlamadım
i am cross
küstüm sana
i am cross
küsüm sana
i am cross
sana küstüm
i am cross with you
küstüm sana
i am cross with you
sana küstüm
i am crossing my fingers for you
tüm dualarım seninle
i am dead against it
ben bunun tamamen karşısındayım
i am doing it for me
bunu kendim için yapıyorum
i am doing this for me
bunu kendim için yapıyorum
i am engaged
ben nişanlıyım
i am fine
ben iyiyim
i am fine and you
ben iyiyim ya sen
i am fine and you
ben iyiyim ya siz
i am from turkey
ben türkiyedenim
i am from turkey
ben türkiyeliyim
i am going away
ben çıkıyorum
i am going home
eve gidiyorum
i am going to cafe
kafeye gidiyorum
i am going to go to school tomorrow
ben yarın okula gideceğim
i am going to school
okula gidiyorum
i am going tomorrow
ben yarın gideceğim
i am gonna get you to forgive me
sana kendimi affettireceğim
i am grateful to you
sana minnettarım
i am happy with you
ben seninle mutluyum
i am happy with you
seninle mutluyum
i am heading off
ben çıkıyorum
i am here
ben buradayım
i am human
ben de insanım
i am in a good mood today
bugün günümdeyim
i am just doodling
öylesine karalıyorum
i am leaving
ben çıkıyorum
i am new here
ben burada yeniyim
i am no good to you
benden sana hayır yok
i am none of your concern
sana ne benden
i am not afraid of you
senden korkmuyorum
i am not going to get involved this
ben buna dahil olmayacağım
i am not sleepy at all
hiç uykum yok
i am off
ben çıkıyorum
i am older than you
ben senden büyüğüm
i am older than you
ben senden yaşlıyım
i am on holiday
ben tatildeyim
i am on my legs all day
bana dur durak yok
i am on my legs all day
bütün gün bana dur durak yok
i am out of that!
ben bu işte yokum
i am reading book
ben kitap okuyorum
i am single
ben bekarım
i am sixteen years old
ben on altı yaşındayım
i am smarter
ben daha akıllıyım
i am smarter than my sister
ben ablamdan daha akıllıyım
i am so happy now
şimdi çok mutluyum
i am so happy today
bugün çok mutluyum
i am still in love with you
sana hala aşığım
i am still in love with you
seni hala seviyorum
i am strange to the work
bu işin acemisiyim
i am studying english
ingilizce çalışıyorum
i am thinking of you
seni düşünüyorum
i am turk
ben türküm
i am under the impression that
bana öyle geliyor ki
i am very angry with you
sana çok kızgınım
i am very busy
çok işim var
i am walking on the street
ben caddede yürüyorum
i am walking on the street
ben sokakta yürüyorum
i am with you
seninle hemfikirim
i am with you
seninle hemfikirim anlaştık
i am younger than you
ben senden gencim
i apologize to you
senden özür dilerim
i baptize you in the name of the father, and of the son and of the holy spirit
seni baba, oğul ve kutsal ruh adına vaftiz ediyorum
i bar
ı kesitli çubuk
i beam
ı kesitli kiriş
i brush my teeth every morning
her sabah dişlerimi fırçalarım
i budding
ı biçiminde göz aşısı
i called this morning
bu sabah aramıştım
i came here for you
buraya senin için geldim
i came here for you
buraya sizin için geldim
i came here yesterday
buraya dün geldim
i came over on a foreign-exchange program
buraya öğrenci değişim programıyla geldim
i came this morning
bu sabah geldim
i can not be with you
olamam seninle
i can not be with you
seninle olamam
i can swim
ben yüzebilirim
i can’t believe you
inanamıyorum sana
i can’t even write two sentences
iki cümle bile yazamıyorum
i can’t give up on you
senden vazgeçemem
i can’t rightly say
tam olarak bilmiyorum
i can’t say i know what you mean
ne demek istediğini anladığımı pek söyleyemem
i can’t seem to escape you today
bugün senden kurtuluş yok
i can’t speak english
ingilizce konuşamıyorum
i can’t stay with you
kalamam seninle
i can’t stay with you
seninle kalamam
i can’t understand turkish
türkçe anlamıyorum
i care about you
sana değer veriyorum
i could be your friend
senin arkadaşın olabilirim
i could say the same for you
aynı şeyi ben de senin için söyleyebilirim
i couldn’t go to school today
ben bugün okula gidemedim
i couldn’t understand
anlamadım
i dare say
bana kalırsa
i did it
ben yaptım
i did my homework
ben ödevimi yaptım
i didn’t kill anybody
ben kimseyi öldürmedim
i didn’t know where you were
nerede olduğunu bilmiyordum
i didn’t know you came here
buraya geldiğini bilmiyordum
i didn’t know you had so many hidden talents
sende ne cevherler varmış böyle bilmiyordum
i don’t agree with you
ben öyle düşünmüyorum
i don’t agree with you
seninle aynı fikirde değilim
i don’t believe you
sana inanmıyorum
i don’t belong here
buraya ait değilim
i don’t buy it
bana sökmez
i don’t buy it
bana yutturamazsın
i don’t buy it
ben yemem
i don’t doubt that
hiç kuşkum yok ki
i don’t even know what i would say
ne söyleyeceğimi bile bilmiyorum
i don’t even know why i’m here
niye burada olduğumu bile bilmiyorum
i don’t even know why you’re there
oraya neden gittiğini hiç anlamıyorum
i don’t even know you
seni tanımıyorum bile
i don’t get it
anlamadım
i don’t give a darn
bana vız gelir
i don’t have time
zamanım yok