Translate
"inter"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
inter
(f.) (red, ring) gommek, defnetmek.
inter
defnetmek
inter
göm
inter
gömmek, defnetmek
inter
onek arasinda; birbiriyle.
inter-
(önek) arasında, birbiriyle
inter alia
başkaları yanında
inter alia
diğerleri arasında (latince)
inter electrode capacitance
elektrotlar arası kapasite
inter exchange carriers
santrallar arası taşıyıcı
inter machines trunks
makinalar arası tranklar
inter network call accounting system (INCA)
şebekeler arası arama hesaplama sistemi
inter pupillaj
göz arası mesafesi
inter relationship
ara bağlantı
interact
(f.) birbirini etkilemek. interaction (i.) birbirine tesir etme. interactive (s.) birbirini etkileyen .
interact
(with ile) biribirini etkilemek
interact
birbirini etkile
interact
etkileş
interact
etkileşim içinde olmak
interact (with)
etkileşim içinde olmak
interaction
etkileşim
interaction between vertical clouds
dikey bulutlar arası etkileşim
interaction factor
etkileşim faktörü
interaction gap
etkileşim aralığı
interaction of data
veri etkileşimi
interaction process
etkileşim süreci
interaction space
etkileşim uzayı
interaction variable
etkileşim değişkeni
interactive
birbirini etkileyen
interactive
etkileşimli
interactive
etkileşimli, birbirini etkileyen
interactive 3D graphics
etkileşimli üçboyutlu grafik
interactive advertising
etkileşimli reklamcılık
interactive banking
etkileşimli banka işlemleri
interactive coding
etkileşimli kodlama
interactive computer
etkileşimli bilgisayar
interactive computing
etkileşimli bilgisayar kullanım
interactive data entry
etkileşimli veri girişi
interactive data language
etkileşimli veri dili
interactive database
etkileşimli veritabanı
interactive display
etkileşimli gösterim
interactive interface
etkileşimli arabirim
interactive interface
etkileşimli arayüz
interactive kiosk
hava alanı veya otobüs terminali gibi yerlerde bilgi alabildiğiniz dokunmatik ekran
interactive kiosks
havaalanı veya otobüs terminali gibi yerlerde bilgi alabildiğiniz dokunmatik ekranlar
interactive language
etkileşim dili
interactive mode
etkileşimli mod
interactive model
etkileşimli model
interactive on-line gaming
etkileşimli çevrimiçi oyun oynama
interactive operation
etkileşimli işletim
interactive processing
etkileşimli işlem
interactive program
etkileşimli program
interactive query
etkileşimli sorgulama
interactive screen
etkileşimli ekran
interactive system
etkileşimli sistem
interactive technique
etkileşimli teknik
interactive television
etkileşimli televizyon
interactive television (ITV)
etkileşimli televizyon
interactive terminal
etkileşimli terminal
interactive terminal
etkileşimli uçbirim
interactive theorem proving
etkileşimli teorem kanıtlama
interactive TV
etkileşimli televizyon
interactive video instruction (IVI)
etkileşimli görüntü komutu
interactive video service (IVS)
etkileşimli görüntü hizmeti
interactive virtual reality
etkileşimli sanal gerçeklik
interactive voice response (IVR)
etkileşimli sesli yanıtlama sistemi
interactively
karşılıklı
inter-activity
karşılıklı faaliyet
interagent
aracı etmen
inter-agent communication
etmenler arası iletişim
inter-agent communication language
etmenler arası iletişim dili
inter-agent knowledge processing
etmenler arası bilgi işlem
inter-annual
yıllar arasında
interapplication communication (IAC)
uygulamalar arası iletişim
interbank
bankalararası
inter-bank
bankalararası
inter-bank borrowing
bankalararası borçlanma
interbank market
interbank piyasası
inter-bank money market
bankalararası para piyasası
interbank rate
interbank kuru
interbase current
bazlar arası akım
interblock
bloklararası
interblock gap
bloklararası boşluk
interblock gap
öbeklerarası boşluk
interbreed
(f.) (bred) cesitli hayvan veya bitkileri karistirarak uretmek.
interbreed
1. melezleştirmek, 2. melezleşmek
intercalary
(s.) takvime ilave edilen; ilave edilmis ay veya gunu olan (yil); araya giren .
intercalary day
artık gün
intercalary year
artık yıl
intercalate
(f.) araya sokmak, araya ilave etmek; takvime gun veya ay ilave etmek .
intercalate
1. araya sokmak, eklemek, 2. ilave etmek
intercalate
araya ilave et
intercalate
araya sok
intercalation
araya ilave etme
intercalation
araya sokma
intercalation
araya sokma, ekleme
intercarrier
ara taşıyıcı
intercede
(f.) araya girmek, aracilik etmek, tavassut etmek.
intercede
(with/for ile) (korumak için) araya girmek
intercede
araya gir
intercede with
aynı anda söze başlamak
intercede with
aynı anda söze karışmak
intercede with (someone or something)
biriyle/bir şeyle (biri/bir şey) arasında aracılık yapmak
intercede (for someone) (with someone or something)
(biriyle biri/bir şey) arasında aracılık yapmak
intercellular
(s.), (biyol.) hucrelerarasi.
intercellular
hücrelerarası
intercellular substance
hücrelerarası madde
intercept
(f.) durdurmak, yolunu kesmek; yolda iken tutmak, tevkif etmek. interception (i.) tevkif, durdurma. interceptor (i.) yol kesen kimse; avci ucagi.
intercept
durdur
intercept
durduran
intercept
durdurmak
intercept
durdurmak, yolunu kesmek
intercept
kesişmek
intercept
yol kesmek, kesişmek
intercept
yolunu kesmek
intercept (to) a conversation
bir konuşmayı kesmek
intercepted
yolu kesilen
intercepted water
tutulan su
intercepting
n.durdurma:v.durdur:prep.durdurarak
intercepting drain
kuşaklama dreni
intercepting drainage
kuşaklama drenaji
intercepting sewer
enine lağım
interception
1. durdurma, engelleme, önleme, 2. tevkif
interception
durdurma
interception
önleme
interception activity
dinleme etkinliği
interception channel
kuşaklama kanalı
interception drain
kuşaklama dreni
interception service
dinleme servisi
interceptor
avcı uçağı
interceptor
durdurucu
intercession
(i.) rica, baskalari hesabina yalvarma; iltimas isteme.
intercession
rica
intercessor
(i.) araci, arabulucu; sefaatci, baskasi icin iltimas isteyen kimse. intercessory (s.) arabuluculukla ilgili, baskasi icin yardim rica eden .
intercessor
aracı
intercessor
şefaatçi
interchange
(f.) degistirmek, mubadele etmek, degis tokus etmek .
interchange
(i.) mubadele, degistirme, nobetlesme; mukabele; vasitalarin trafigi aksatmadan giris veya donus yapabildigi ve bir hiz yoluyla diger bir yolun kesistigi kavsak.
interchange
1.yerlerini değiştirmek, 2.değiş tokuş etmek, 3.yer değiştirme, takas, değiş tokuş, 4.araçların giriş ya da dönüş yapabildiği ve bir hız yoluyla diğer bir yolun kesiştiği kavşak
interchange
arasında değişim
interchange
değiş tokuş
interchange
değiş tokuş etmek
interchange
değişim (arasında)
interchange
değiştirme
interchange
değiştirmek
interchange
değiştokuş, takas
interchange
mukabele
interchange
mübadele
interchange
nöbetleşme
interchange
takas etmek