Translate
"intra"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
intra
iç
intra
içinde bulunan
intra
onek icinde bulunan.
intra-
(önek) içinde bulunan, iç tarafında
intracellular
hücre içi, gözeiçi
intracostal
(s.) gogus kemiginin ic tarafinda olan.
intracranial aneurysm
intrakranyal anevrizma
intractability
1. dik kafalılık, 2. serkeşlik, densizlik
intractability
inatçılık
intractable
(s.) inatci, serkes; kolay kontrol edilemeyen, yola getirilemeyen. intractabil’ity, intractableness (i.) kolaylikla yola getirilememe. intrac’tably (z.) kolayIikla kontrol edilemeyecek sekilde.
intractable
inatçı
intractable
kontrol edilmesi zor, ele avuca sığmaz
intractable
serkeş
intractableness
inatçılık
intrados
(i.), (mim.) kemerin asil ic kavsi.
intrados
kemer iç sırtı, kemer iç yüzü
intraframe coding
çerçeve içi kodlama
intramolecular
(s.) molekul icinde bulunan veya meydana gelen.
intramolecular
molekül içi
intramolecular
moleküliçi
intramolecular force
molekul içi kuvvet
intramundane
dünya içinde olan
intramural
(s.) mektep icinde yapilan, bir okulun siniflari arasinda olan (oyun, musabaka).
intramural
okul içinde yapılan
intramuscular
(s.) kasin icine zerkedilen, kasin icini etkileyen.
intramuscular
kasın içine zerkedilen
intran(sig.)ent
uzlaşmaz
intranet
iç ağ
intranet protocol security (IPSec)
güvenli intranet protokolü
intrans.
(kis.) intransitive.
intransigence
uyuşmazlık
intransigent
(s.), (i.) uzlasmaz, uzlasmasi imkansiz; (i.), (pol.) uzlasmayan kimse, ihtilafci. intransigence (i.) uyusmazlik, ihtilafta inat.
intransigent
uzlaşmaz, sabit fikirli, değişmez
intransitive
(eylem) geçişsiz
intransitive
(s.), (gram.) gecissiz, nesnesi olmayan, nesnesiz (fiil), (abbr.) (nsz.) intransitively (z.) gecissiz olarak .
intransitive
geçişsiz
intransitive verb
geçişsiz eylem
intransitiveness
geçişsizlik
intranuclear force
tanecikler arası nükleer kuvvet
intrasentence
cümle içi
intra-sentence
cümle içi
intrasimulation data
benzetim arası veri
intraspecific
tür içi
intrastate
eyalet içinde
intrastate
eyaletlerarası
intrasystem
sistem içi
intrasystem
sistem içi, dizge içi
intrasystem communication
sistem içi iletişim
intra-system interference (ISI)
sistem içi girişim
intrauterine death
intrauterin ölüm
intrauterine device
rahimiçi araç
intrauterinedevice
(tib.) hamileligi onlemek icin kullanilan ve dolyatagi yoluna yerlestirilen kucuk alet, spiral .
intravenous
(s.) damarin icinde bulunan veya damarin icine tesir eden.
intravenous
damar içi
intravenous
damar içi, damardan
intravenous
damarın içine tesir eden
intravenous anesthesia
intravenöz anestezi
intravenous bolus
intravenöz bolus
intravenous pyelography
intravenöz piyelografi
intravenously
entrevenöz