Translate
"knock"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
Knock
1) Vuruş, vuruntu 2) Çarpma, darbe
knock
1.vurmak, 2.kusur bulmak, acımasızca eleştirmek, 3.şoke etmek, 4.vurma sesi, (kapı) çalma sesi, tak tak, vurma, 5.darbe, sıkıntı, dert
KNOCK
ÇALMA
KNOCK
ÇALMAK
knock
çarpışmak
KNOCK
ÇARPMAK
KNOCK
DARBE
KNOCK
DEVİRMEK
KNOCK
KAPIYI ÇALMAK
KNOCK
SERTÇE ELEŞTİRMEK
knock
tartaklamak
KNOCK
TEKLEMEK
knock
tokuşmak
knock
v.vur:n.vuruntu
knock
v.vur:n.vuruş
knock
vurma
KNOCK
VURMAK
Knock
VURMAK (kapıya vurmak)
KNOCK
VURUŞ
knock about
1. bulunmak, olmak, 2. ile ilişki kurmak
KNOCK ABOUT
ÇIKMAK
KNOCK ABOUT
GEZMEK
KNOCK ABOUT
HIRPALAMAK
knock about
yalan söyle
knock against
çarpış
knock against
-e çarpmak
KNOCK AROUND
ÇIKMAK
KNOCK AROUND
GEZMEK
KNOCK AROUND
HIRPALAMAK
KNOCK BACK
DEVİRMEK
knock back
hızla içmek, devirmek
knock back
iç
KNOCK BACK
İÇMEK
KNOCK BACK
MAL OLMAK
KNOCK BACK
PATLAMAK
KNOCK BACK
ŞAŞIRTMAK
knock down
1. yıkmak, yok etmek, 2. (fiyat) düşürmek, indirmek
KNOCK DOWN
DEVİRME
KNOCK DOWN
DEVİRMEK
KNOCK DOWN
FİYAT KIRMAK
Knock down
Fiyatı indirmek; çok fazla düşürülmüş fiyat
KNOCK DOWN
SÖKMEK
KNOCK DOWN
YERE SERMEK
knock down
yık
KNOCK DOWN
YIKMAK
knock down
yok etmek
KNOCK GALLEY-WEST
YERE SERMEK
KNOCK INTO A COCKED HAT
MAHVETMEK
knock knock joke
tak tak kim var orda şakası
knock money off
fiyat kırmak
knock off
1. paydos etmek, 2. vurup devirmek, 3. işi bırakmak, 4. aşırmak, çalmak
KNOCK OFF
BECERMEK
KNOCK OFF
ÇALMAK
KNOCK OFF
DÜŞÜRMEK
KNOCK OFF
FİYAT KIRMAK
KNOCK OFF
İNDİRİM YAPMAK
knock off
işi bırak
KNOCK OFF
KIZLIĞINI BOZMAK
KNOCK OFF
ÖLDÜRMEK
KNOCK OFF
PAYDOS ETMEK
KNOCK OFF
SOYMAK
Knock off riser
Kırılma yolluğu (döküm)
knock on (something)
(bir şeye) küt diye indirmek
knock on the head
tepesine vurmak
knock on wood
(nazar değmesin diye) tahtaya vurmak
knock on wood
şeytan kulağına kurşun
knock out
1. uyutmak, 2. nakavt etmek, 3. yenmek, elemek
KNOCK OUT
ÇARPMAK
KNOCK OUT
ÖLDÜRMEK
KNOCK OUT
TINGIRDATMAK
KNOCK OUT
YENMEK
KNOCK OUT
YORMAK
knock over
çarpıp düşürmek, vurup yere sermek, devirmek
KNOCK OVER
ÇARPMAK
knock over
devir
KNOCK OVER
DEVİRMEK
KNOCK OVER
EZMEK
KNOCK OVER
YIKMAK
Knock sb back
Pahalıya patlamak, pahalıya mal olmak
knock sb into the middle of next week
canına okumak
knock spots off
taş çıkartmak
knock the daylights out of
ağzını burnunu dağıtmak
KNOCK THE DOOR
KAPIYI ÇALMAK
knock through (something)
(bir şeyi) kırıp birini diğer tarafa geçirmek
KNOCK TOGETHER
BİR ARAYA GETİRMEK
KNOCK TOGETHER
ÇARPIŞMAK
knock up
aceleyle yapıvermek
KNOCK UP
HAZIRLAMAK
KNOCK UP
PARA KAZANMAK
KNOCK UP
SAYI YAPMAK
knock up
telaşlandır
KNOCK UP
UYANDIRMAK
knock up (dated)
devam edemeyecek kadar bitap düşmek
knock, detonation
vuruntu
knockabout
(s.), (i.) her ise gelir; kaba ve dayanikli (esya); (i.), (den.) iki yelkenli hafif yat.
KNOCKABOUT
GÜRÜLTÜLÜ
KNOCKABOUT
SAPASAĞLAM
knockdown
(s.), (i.) yere serici (darbe), mat edici; portatif, tasinmak icin sokulur kurulur (esya); (i.) yere serme; portatif esya.
knockdown
1. portatif, demonte, 2. en ucuz, 3. yere serme
KNOCKDOWN
BOZ YAP
KNOCKDOWN
PORTATİF
knockdown
son darbe
KNOCKDOWN
UCUZ MAL
knockdown
yere deviren
KNOCKDOWN
YERE SERİCİ
Knock-down test
Devirme deneyi; Dövme uygunluğu deneyi
knocker
(i.) calan veya vuran sey veya kimse; kapi tokmagi; (Ing.) kapi kapi dolasan satici.
knocker
kapı tokmağı
KNOCKING
ELEŞTİRİ
KNOCKING
VURMA
knocking
takırdamak
Knockings
Eleküstü iriler (seramik)
Knock-knee
Çarpık bacak
knockkneed
(s.) carpik bacakli, yururken dizleri birbirine dokunan.
Knock-kneed
Çarpık bacaklı
Knockless
Vuruntusuz
knockoff
yetkisiz kopya veya korsan ürün
Knock-on damage
Çarpma hasarı (örüt)
Knockout
1) Tırnak, açma çıkıntısı 2) Çıkarıcı 3) İtip çıkarma (döküm);4) Silkme
knockout
1.(boks) nakavt, 2.çekici kimse/şey
KNOCKOUT
AFET
KNOCKOUT
BÜYÜK DARBE
knockout
nakavt
KNOCKOUT
UYUŞTURUCU
knockout
v.nakavt yap:n.nakavt
KNOCKOUT
YIKICI
KNOCKOUT
ZARAR VERİCİ
Knockout Pin (Ejector Pin)
İtiş pimi;İtiş iğnesi
Knock-up
Çıkarma tırnağı (kalıp)