Translate
"lib"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
lib
i., bak. liberation. womens lib kadinlann ozgurluk hareketi.
lib
özgürlük
lib.
kis. librarian, library.
libation
i. icilen ickinin mabutlarin serefine bir kisminin yere dokulmesi, bu nedenle dokulen icki; saka icki, isret.
libation
içki içme
libation
işret
libel
1.onur kırıcı yayın, karalayıcı yerme, iftira, 2.onur kırıcı yayın yapmak, karalamak
libel
i. f. (-ed, -ing veya -led, -ling) huk. seref kirici nesriyat, kotuleyici yerme; yazili iftira; huk. arzuhal, istida; f. iftira etmek; huk. arzuhal vererek davaya baslamak. libel(l)ous s. if tira kabilinden. libel(l)ously z. iftira ederek.
libel
iftira etmek
libel
iftiralı yazı
libel
istida
libel
v.iftira et:n.iftira
libeler
iftira eden
libellant
davacı
libellee
davalı
libellous
iftira
libellous
onur kırıcı, yerici, karalayıcı
libelous
iftira
liberal
1.liberal, erkinci, 2.cömert, eliaçık, 3.geniş görüşlü, hoşgörülü, 4.liberal kimse
liberal
açık fikirli
Liberal
açık fikirli, serbest düşünceli
liberal
bol
liberal
erkinci
liberal
liberal
Liberal
Liberal Parti üyesi, Liberal
liberal
liberalizm
liberal
mükrim
liberal
serbest
Liberal
Serbest, liberal
liberal
vasi
liberal arts
sosyal bilimler
liberal citizenship
liberal vatandaşlık
liberal education
genel kültür
liberal profession
serbest meslek
Liberal professions
Serbest meslekler
liberalisation
liberalleşme
Liberalisation
Liberalleştirme, liberalizasyon, serbestleştirme, açılma
Liberalisation of banking services
Bankacılık hizmetlerinin serbestleşmesi
Liberalisation of banking services
Bankacılık hizmetlerinin serbestleştirilmesi
Liberalisation of foreign trade
Dış ticaretin serbestleştirilmesi
Liberalisation of movement of capital
Sermaye dolaşımının serbestleştirilmesi
Liberalisation of payments
Ödemelerin serbestleştirilmesi
liberalisation of services
hizmetlerin serbestleştirilmesi
liberalism
liberalizm
liberalism
liberalizm, erkincilik
Liberalism
Liberalizm, serbest fikirlilik
liberalism
serbest fikirlilik
liberalist
liberal, erkinci
liberality
1.cömertlik, eli açıklık, 2.geniş görüşlülük
liberality
cömertlik
liberality
i. comertlik, el acikligi; serbest fikirlilik, liberallik.
liberality
liberallik
liberalization
1. liberalizasyon, 2. liberal kılma
liberalization
liberalleştirme
liberalize
1. liberalleştirmek, 2. liberal kılmak
liberalize
liberalleştir
Liberalized products
Libere mallar
liberally
el açıklığıyla, cömertlikle, büyük miktarda
liberate
f. serbest birakmak, azat etmek, salivermek;kurtarmak. liberator i. kurtaran veya azat eden kimse.
liberate
salıvermek
liberate
serbest bırak
liberate
serbest bırakmak
liberated
(sosyal ve cinsel yönden) özgür, serbest
liberated
v.serbest bırak:adj.serbest bırakılan
liberation
1. kurtuluş, serbest kalma, 2. azat etme, kurtarma
liberation
i. azat etme, kurtarma, serbest birakma; kurtulus.
liberation
kurtarma
liberation
kurtuluş
Liberation
Liberasyon, serbestleştirme
liberation
serbest bırakılma
liberator
azat eden
liberator
kurtarıcı
liberia
i. Liberya.
liberia
liberya
liberian
liberyalı
liberian dollar
liberya doları
Liberian ore
Liberya cevheri
liberization
liberalizasyon
libertarian
hürriyet taraftarı
libertarian
i. bilhassa dusunce ve harekette serbestlik taraftari kimse; hurriyet taraftari.
liberticide
s., i. hurriyeti yikmaya calisan (kimse).
libertine
çapkın, ahlaksız
libertine
hovarda
libertine
i., s. ahlaksiz adam; s. sefih, hovarda. libertinism .i capkinlik, sefahat.
libertine
sefahat
libertine
sefih
libertinism
çapkınlık, sefahat
liberty
azur mavisinden daha kırmızı ve koyu bir mavi tonu
liberty
hürriyet
liberty
imtiyaz
liberty
istiklâl
liberty
küstahlık
liberty
muafiyet
liberty
özgür
liberty
özgürlük
Liberty
SERBEST OLMAK
liberty of speech
söz hürriyeti
liberty of the press
basın ve yayın hürriyeti
Libethenite
Libetenit
libidinal
şehvetli
libidinous
1. şehvetli, 2. şehvet düşkünü
libidinous
s. sehvet duskunu, nefsine tabi.
libidinous
seks düşkünü
libidinous
şehvet düşkünü
libidinously
seks düşkünü bir şekilde
libido
cinsellik içgüdüsü, libido
libido
i. sehvet; psik. cinsiyet icgudusu veya yasama iradesi gibi esas icgudu, libido.
libido
libido
libido
şehvet
libra
i. Terazi burcu.
libra
terazi burcu
libra the balance
terazi dengesi
libra the scales
terazi ölçeği
librarian
i. kutuphane muduru, kutuphane memuru. librarianship i. kutuphanecilik.
librarian
kitaplık görevlisi, kitaplık programları
librarian
kitaplıkçı
librarian
kütüphane memuru
librarian
kütüphaneci
librarian program
kitaplıkçı programı
libraries in virtual worlds
sanal dünyalardaki kitaplıklar
library
(kütüphane)
library
kitaplık
library
kitaplık, kütüphane
library
kütüphane
library (of data)
veri kitaplığı
library (software)
kitaplık, belgelik (yazılım)
library attribute
kütüphane öznitelikleri)
library automation
kütüphane otomasyonu
Library automation equipment
Kütüphane otomasyon donanımı
Library books
Kütüphane kitapları
library card
kütüphane kartı
Library equipment
Kütüphane ekipmanları
library film
arşiv filmi
library film
arşiv filmi, belgelik filmi
library function
kitaplık işlevi
Library furniture
Kütüphane mobilyaları
library list
kitaplık listesi
Library management system
Kütüphane yönetim sistemi
library negative mold
kütüphane negatif kalıbı
library program
kitaplık programı
library program
kütüphane programı
library routine
kitaplık programı
library routine
kütüphane işleri
library routines
belgelik programları
library shot
arşiv çekimi
library software
kitaplık yazılımı
Library software package
Kütüphane yazılım paketi
library subroutine
kitaplık altyordamı
library tape
kitaplık şeridi
library track
kitaplık izi