Translate
"lug"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
LUG
1)Kilit ağzı açıklığı 2)Dümen askı mapaları
LUG
ÇEKİŞ
LUG
ÇEKMEK
Lug
çekmek, sürüklemek
lug
f. (-ged,- ging) cekmek, suruklemek; guclukle tasimak; zorla sokmak (luzumsuz soz veya hikaye); agir agir hareket etmek, suruklenmek.
lug
i., Iskoc. kulak veya kulak memesi; kulp, sap; araba okunun icinden gectigi mesin halka.
LUG
KULAK
LUG
KULP
Lug
Mesafe tutucu (boru demetlerinde)
LUG
SAP
lug
sürükle
LUG
SÜRÜKLEMEK
LUG
SÜRÜKLENMEK
lug
v.sürükle:n.kulp
lug
yapmacık şekilde önem gösterme
lug
zorlukla çekmek, sürüklemek, taşımak
Lug nut
İri civata somunu
LUG OF SHACKLE
Kilit ayağı,açıklığı
LUG PIECE
Parça köşebent.
Lug wrench
Somun anahtarı
Lug wrenches
Bijon anahtarları
lug, wire terminal
tel sonlandırıcı
Lug1
Kulp; sap; tutanak
Lug2 (Floater notch)
Yüzdürücü deliği;flatör atma deliği
Luge
Kızak
luge
tek kişilik kızak
luggable computer
taşınabilir bilgisayar
luggage
bagaj
Luggage
Bavul, çanta, el çantası ve benzerleri
luggage
i. bagaj, yolcu esyasi. luggage van Ing. esya vagonu. personal luggage sahsi yol esyasi.
Luggage
VALİZ, YÜK
Luggage carriers for cycles or motorcycles
Bisikletler veya motosikletler için bagaj taşıyıcıları
Luggage carriers for vehicles (except for cycles and motorcycles)
Araçlar için bagaj taşıyıcıları (bisikletler ve motosikletler için olanlar hariç)
Luggage cases for motorcycles
Motosikletler için bagaj çantaları
luggage compartment
bagaj bölümü
luggage rack
portbagaj
Luggage racks for railway carriages
Demiryolu vagonları için bagaj rafları
Luggage tags
Bagaj etiketleri
luggage van
eşya vagonu
luggage van
eşya vagonu, furgon
Luggage vans and special-purpose vans
Bagaj vagonları ve özel maksatlı vagonlar
Luggage wheels
Bagaj tekerlekleri
Luggage, baggage
Bagaj
Luggage, handbags and the like, of leather, composition of leather, plastic sheeting, textile materials, vulcanised fibre or paperboard
Bavul, el çantaları ve benzerleri (deriden, deri bileşimlerinden, plastik levhadan, tekstil malzemesinden, vulkanize (ebonit) elyaf veya mukavvadan); kişisel bakım, dikiş veya ayakkabı ya da elbise temizlemek için seyahat setleri
Luggage, saddlery, sacks and bags
Bavul, saraçlık, torbalar ve çantalar
lugger
i. iki veya uc direkli ve asirmali yelken kullanan gemi.
LUGGER
YELKENLİ UFAK GEMİ
Lugs on the indicator
Gösterge uçları
lugs; top-bar lug; lug (of frame)
çerçeve sapı
lugsail
aşırma yelken, hasır yelken
lugsail
hasır yelken
lugsail,lug
i. asirmali yelken, hasir yelken.
LUGUBRIOUS
ACIKLI
LUGUBRIOUS
ASIK SURATLI
LUGUBRIOUS
HAZİN
LUGUBRIOUS
KASVETLİ
lugubrious
acıklı
lugubrious
çok sıkıntılı
lugubrious
kederli, hüzünlü, sıkıntılı, kasvetli
lugubrious
s. fazla hazin, acikli; cok kasvetli, sikintili; aslk suratlu
lugubrious
sıkıntılı
lugubriousness
çok kasvetli olma
lugworm
arenikola
lugworm
i. kuma gomulen halkali deniz kurdu.