Translate
"mad"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
mad
1.deli, çılgın, 2.kaçık, çatlak, 3.düşkün, deli, hasta, 4.kızgın, kudurmuş
MAD
AZGIN
MAD
ÇILGIN
mad
çılgın kuduz öfkeli
mad
deli
MAD
KIZGIN
MAD
KUDURMUŞ
MAD
SİNİRLİ
MAD ABOUT
CAN ATAN
MAD ABOUT
DELİ
mad about
fazla istekli
mad apple (cynips insana)
mazı sineği tarafından üretilen, türkiye’ye özgü bir mazı ağacının meyvesi
mad money
bir kadının partnerinden/birlikte çıktığı kişiden ayrılıp eve yalnız dönmek isterse diye yanında bulundurduğu cüzi bir para
mad money
randevuya çıkan bir kadının üzerinde taşıdığı, partneri ile kavga etmeleri durumunda eve dönmesine yetecek kadar yol parası
mad planning charts (madpc)
mad planlama hava/deniz haritaları
madagascar
i. Madagaskar Adasi
madagascar
madagaskar
madam
bayan
madam
bayan, hanımefendi
madam
genelev işleten kadın
madam
i. genelev idare eden kadin.
MADAM
MADAM
Madam
MADAM, BAYAN
madam , madame
(cog mesdames) i. bayan (evli), sayin bayan (mektup basinda), madam.
madam , madame
madam
MADAME
BAYAN
MADAME
MADAM
madcap
çılgın, çatlak, kaçık
madcap
delişmen
madcap
s. delismen, ele avuca sigmaz.
MADCAP
ZIPIR
madd (mothers against drunk driving)
alkollüyken araç kullanmaya karşı annelerin oluşturduğu bir örgüt
madden
çıldırt
madden
çıldırtmak, deli etmek, kudurtmak
MADDEN
DELİ ETMEK
madden
delir
madden
delirmek
MADDEN
DELİRTMEK
madden
f. delirtmek; delirmek; sinirlendirmek.
madden
sinirlendirmek
maddened
v.delir:adj.deli
MADDENING
SİNİRLENDİRİCİ
maddening
çıldırtıcı, deli edici
maddening
n.delirme:v.delir:prep.delirerek
maddening
s. cildirtici, delirtici; sinirlendirici, can sikici. maddeningly z. cildirtircasina.
madder
boya kökü
madder
i. boya koku, kizil boya; bu kokten alinan parlak kirmizi boya, fes boyasi. madder lake sariya calan kizil bir renk.
MADDER
KIZILKÖK
madder
kökboyası
MADDING
DELİRTİCİ
MADDING
TEPESİ ATMIŞ
madding
çılgın
madding
çılgın, çıldırtıcı
madding
s. cilgin, zivanadan cikmis, kopurumus, cok hiddetlenmis; cildirtici.
made
1.-den yapılmış, -den, 2.tamamen uygun, tam uyan, 3.başarıdan emin
made
bak. make; s. yapilmis, mamul; istikbali garanti altina alinmis, isi yolunda; yapma, doldurma. have it made ismarlamak;A.B.D., (argo) sonucundan emin olmak. loosely made bol yapilmis, gevsek orulmus (elbise) well made bicimli, iyi yapili
made
mamul
made
sebep ol
MADE
ÜRETİLMİŞ
made
v.yap:adj.yapılmış
MADE
YAPILMIŞ
made
yapma
made a bid
çaba harca
made a claim to
istekte bulun
made a cluck
gıdıkla
made a compromise
uzlaş
made a concession
ayrıcalık ver
made a concoction
tertip et
made a copy of
kopyala
made a declaration
ilan et
made a detour
dolambaçlı yoldan git
made a disclaimer about
feragat et
made a division
bölümle
made a dot
nokta koy
made a face
suratını buruştur
made a film of
filme al
made a formal report
resmi rapor hazırla
made a gap
boşluk yarat
made a gurgling sound
çağıltı sesi çıkar
made a hiccup
hıçkır
made a high pitched cry
çok tiz sesle bağır
made a hissing sound
ıslık çal
made a honking sound
korna sesi çıkar
made a mistake
hata yap
made a motion
hareket et
made a murmuring sound
mırıldan
made a payment
ödeme yap
made a present of
takdim et
made a promise of
söz ver
made a sharp sound
keskin ses çıkar
made a sound
ses çıkar
made a victim of
kurban et
made a vow
yemin et
made accessible
ulaşılabilir hale getir
made active
faal hale getir
made allowances for
izin ver
made an analogy
benzerlik kur
made an appointment
randevu al
made an attempt at
teşebbüs et
made an effort
çabala
made an inversion
tersine çevir
made an offer
teklifte bulun
made angry
sinirlendir
made anxious
endişelendir
made available
bulunur hale getir
made available to
sağla
made barking sounds
havla
made believe
gibi davran
made better
iyileştir
made big
büyüt
made bitter
acılaştır
made by addenda
ilave edilerek yapılan
made calm
sakinleştir
made certain
kesinleştir
made ground
dolgu zemin
made in turkey
türkiye’de üretilmiştir
made move
hareket et
made of
yap
made out
anla
made over
devret
made progress
ilerleme kaydet
made sense of
anla
made sure of
emin ol
MADE TO ORDER
ISMARLAMA
made up
topla
made up
uydurma, makyajlı
made up
yap
made up of
destekle
madeira
i. Madeira adalari; burada yapilan bir sarap.
Madeira
Maderya şarabı
Madelung constant
Madelung değişmezi
MADEMOISELLE
MATMAZEL
mademoiselle
evlenmemiş kadın, matmazel
mademoiselle
i. (cog. s., Fr. mesdemoiselles) evlenmemis Fransiz kadini, matmazel; Fransiz murebbiye veya kiz ogretmen.
mademoiselle
matmazel
made-to-measure
(giysi) ısmarlama
Made-to-measure
Sipariş üzerine dikilmiş
madetoorder
ısmarlama
madetoorder
s. ismarlama; tam uygun, yerinde.
madetoorder
yerinde
madeup
makyajlı
madeup
s. uydurma, yalan; makyajli, yuzu boyali; tamamlanmis; tazmin edilmis, zarari odenmis.
madeup
uydurma
madeup
yalan
MADE-UP
UYDURMA
made-up
uydurma, yalan
MADE-UP
YALAN
made-up clothes
hazır giyim, konfeksiyon
Made-up fencing panels
Hazır tahta perde panelleri
Made-up fishing nets from twine, cordage or rope of man-made fibres (excluding fish landing nets)
Hazır balık ağları, suni ve sentetik elyaftan yapılmış kınnap, halat veya urgandan olanlar (balık ağı kepçesi hariç)