Translate
"mag"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
mag
dergi, magazin
MAG
MAG kaynağı
MAGAZINE
CEPHANELİK
MAGAZINE
DERGİ
MAGAZINE
FİŞEK HAZNESİ
MAGAZINE
Mağaza.Locker.Store.
MAGAZINE
ŞARJÖR
Magazine
1) Dergi, mecmua, magazin,2) Fişeklik, fişek haznesi,
magazine
1.dergi, magazin, 2.depo, ambar, cephane, 3.şarjör
magazine
depo
magazine
dergi
magazine
disket/disk birimi
magazine
i. dergi, mecmua; depo; cephane deposu; silahta fisek hazinesi.
magazine
magazin
magazine
mecmua
magazine article
dergi yazısı
Magazine display stands
Dergi teşhir stantları
Magazine racks
Dergi rafları
Magazine racks (furniture)
Dergi rafları (mobilya)
magazine stove
otomatik dolumlu sobada olduğu gibi, ateşi kendi kendini besleyen bir yakıt haznesine sahip ocak
Magazines
Dergiler
Magazines
Mecmualar, magazinler
MAGDALEN
TÖVBEKÂR FAHİŞE
MAGE
SİHİRBAZ
magellan , strait of
Macellan Bogazi
magenta
1. mora çalan kırmızı, 2. mora çalan kırmızı
magenta
galibarda
magenta
i. galibarda, morumsu kirmizi boya veya renk.
magenta
macenta
magenta
mor pembe
MAGENTA
MORUMSU KIRMIZI RENK
magenta contact screen -
macenta kontak ekranı
MAGGOT
ARZU
MAGGOT
HEVES
maggot
i. surfe, kurt, kurtcuk, sinek kurdu, peynir kurdu; eski delice arzu, merak, sevda. woodboring maggot agac kurdu. maggoty s. kurtlu.
maggot
kurt
maggot
kurtçuk
maggot
kurtçuk, kurt
maggot
merak
MAGGOT
SİNEK KURDU
maggot
sürfe
Maggots
sürfe, kurt, kurtçuk, sinek kurdu, peynir kurdu
MAGGOTY
KURTLU
Maghemite
Maghemit
Maghemite (g-Fe2O3)
Magemit
maghrebi
kuzeybatı afrika’da yer alan mağrip bölgesi veya bu bölgede yaşayan insanlar ile ilişkili
maghrebi
kuzeybatı afrika’da yer alan mağrip bölgesine veya bu bölgede yaşayan insanlara ait
maghribi
kuzeybatı afrika’da yer alan mağrip bölgesi veya bu bölgede yaşayan insanlar ile ilişkili
maghribi
kuzeybatı afrika’da yer alan mağrip bölgesine veya bu bölgede yaşayan insanlara ait
MAGI
MECUSİLER
MAGIC
BÜYÜ
MAGIC
BÜYÜCÜLÜK
MAGIC
SİHİR
MAGIC
SİHİRBAZLIK
MAGICAL
BÜYÜ GİBİ
MAGICAL
SİHİRSEL
MAGICALLY
SİHİRLE
MAGICIAN
BÜYÜCÜ
MAGICIAN
SİHİRBAZ
MAGISTERIAL
AMİRANE
MAGISTERIAL
HAKİM
MAGISTERIAL
HAKİME AİT
MAGISTRACY
HAKİMLİK
MAGISTRAL
REÇETE İLE HAZIRLANAN
MAGISTRATE
ADLİYE YÜKSEK MEMURU
MAGISTRATE
SULH HAKİMİ
magi
i. cog. doguda gordukleri yildiz araciligiyle yeni dogmus olan Hazreti isa’yi ziyarete gelen uc muneccim (Matta 2: 112); eski Medya ve iran’da ruhban sinifi; Mecusiler.
magic
1.büyü, sihir, 2.büyücülük, sihirbazlık, 3.çekicilik, büyü, 4.büyülü, sihirli
magic
büyü
magic
büyücülük
magic
hokkabazlık
magic
sihir
magic
sihirbazlık
magic
sihirli
Magic acid
Büyü asidi
magic away
kaşla göz arasında yok etmek
magic eye
eski radyolarda frekansın netliğine göre ışık veren gösterge/lamba
magic eye
göz ışıtacı
magic number
büyülü sayı
Magic number
Büyülü sayı (atom)
magic square
sihirli kare
magical
esrarengiz, büyülü, etkileyici
magical
sihirli
magically
büyülenmiş gibi
magician
büyücü
magician
büyücü, sihirbaz
magician
sihirbaz
magick
modern cadılık inancında ve diğer birtakım dinlerde kişisel dönüşüme veya dışsal değişime sebep olduğu düşünülen faaliyet
magister
orta çağ üniversitelerinde akıl hocası veya öğretmen
magisterial
buyurucu, hakimane
magisterial
hakimane
magisterial
hakime ait
magisterial
s. hakime ait, hakimane, amirane; tumturakli; salahiyetli maggisterially z. hakimane surette. magisterialness i. amirane tavir.
magisterial
tumturaklı
magistracy
bir yargıcın nüfuz bölgesi
magistracy
hakimlik, yargıçlık
magistracy
i. hakimlik; hakimler; bir hakimin nufuz bolgesi veya vazifesi.
Magistral
1)Kavrulmuş bakır piriti;2) Reçeteye göre yapılan ilaç
magistral
diğer surların konumlarını belirleyen
Magistral
Majistral
magistral
özel ilaç, özel
magistral
s. eczanelerde hazir bulunmayip receteye gore yapilan (ilac).
magistrate
i. hukumetin bas makamlarini isgal eden yetkili sivil memurlardan biri; sulh hakimi.
magistrate
sulh hakimi
magistrate
sulh yargıcı
Magistrate post
Hâkim kadrosu
magistrates’ court
sulh ceza mahkemesi
Magma
1)Magma (yer b.); 2) Macun, lâpa(ecz.)
magma
i. (cog. -mata) yumusak macun halinde madensel veya bitkisel bir bilesim; jeol. magma
magma
magma
magma
mağma
magma chamber
magma ocağı
Magma reservoir
Magma rezervuarı
magmatic
magma ile ilgili
Magmatic
Magmasal; Magmaya ilişkin
Magmatic assimilation
Magmatik asimilasyon
Magmatic deposit
Magmatik yatak
magmatic differentiation
magma ayrımlaşması
Magmatic differentiation
Magmanın farklılaşması
magmatic ore deposit
magma cevher yatağı
Magmatic segregation
Magmasal ayrışma
magna carta
Kral John tarafindan 1215’te cikarilan ve halkin bireysel hak ve dokunulmazliklarini taniyan siyasal belge; kisisel ozgurlugu savunan herhangi bir anayasa.
MAGNAFLUX (TAILSHAFT) TEST
Işıkla çatlak kontrolü.
Magnaflux inspection
Manyetik (yöntemle) çatlak kontrolü
Magnaflux inspection
Mıknatıslıparçacıklı inceleme
magnaflux test
magnafluks testi
Magnaflux test
Manyetik (yöntemle) çatlak kontrolü
Magnaflux test
Mıknatıslı parçacık deneyi
Magnalium
Magnalium; alaşımı
magnalium
magnalyum
MAGNANIMITY
BAĞIŞLAYICIK
MAGNANIMITY
YÜCELİK
MAGNANIMOUS
ASİL RUHLU
MAGNANIMOUS
YÜCE
magnanimity
asillik
magnanimous
asil
magnanimous
s. yuksek ruhlu, alicenap, yuce gonullu, asil tabiatli. magnanimity i. alicenaplik. magnanimously z. comertce.
magnanimous
yüce gönüllü
magnanimous
yüce gönüllü, bağışlayıcı
magnate
büyük adam
magnate
büyük işadamı
magnate
i. kodaman, buyuk adam, nufuzlu veya meshur kimse; patron, sermayedar.
MAGNATE
İLERİ GELEN
MAGNATE
KODAMAN
MAGNATE
PATRON
magnate
patron, kodaman
magnate
sermayedar
Magnefer
Tam yanmış dolomit
MAGNESIA
MANYEZİ
MAGNESIUM
MAGNEZYUM