Translate
"mel"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
mel
ton birimi
Melaconite
Melakonit (doğal bakır oksit)
Melad
Bal rakısı
melamine
bir cins plastik
melamine
i. bir cins plastik.
Melamine
Melamin
Melamine formaldehyde
Melaminformaldehit
Melamine plastics
Melamin plastikleri
Melamine resin
Melamin reçine
Melamine resins
Melamin reçineler
Melamine resins, in primary forms
Melamin reçineleri, birincil formda
Melamine-formaldehyde resin
Melaminformaldehit reçinesi
Melamine-phenol resin
Melamin fenol reçinesi
MELANCHOLIA
MELANKOLİ
MELANCHOLIC
BUNALIMLI
MELANCHOLIC
HÜZÜNLÜ
MELANCHOLIC
KARASEVDALI
MELANCHOLIC
MELANKOLİK
melancholia
i., psik. melankoli, karasevda.
melancholia
karasevda
melancholia
melankoli
melancholiac
1. melankolik, karasevdalı, 2. hüzünlü
melancholiac
melankolili
melancholic
mahzun
melancholic
melankolik
melancholy
1.karaduygu, melankoli, hüzün, 2.hüzünlü, melankolik
MELANCHOLY
BUNALIM
melancholy
i., s. melankoli, karasevda; can sikintisi, kasvet: s. melankolik; kasvetli. melanchol’ic s. huzunlu, karasevdali.
melancholy
karasevda
melancholy
karasevdalı
MELANCHOLY
KASVETLİ
melancholy
melankoli
MELANCHOLY
MELANKOLİK
melange
i., Fr. karisik sey.
melange
karışık şey
MELANGE
KARIŞIM
Melange
Melanj
melange print
vigore baskı
melange yarn
melan iplik
melange yarn
melanj iplik
melanin
melanin
Melanine
Melanin
melanism
deri ve dokuda renk fazlalığı
melanism
i., tib. sac, deri ve dokularda renk maddelerinin fazlaligi.
Melanism
Karanlık, koyu esmerlik, koyu renklilik
melanism
renk maddelerinin fazlalığı
Melanistic
Kara, koyu esmer
melanistic
koyu esmer
Melanite
Melanit
melanocyte
melanosit
Melanoma
Kara ur; Kara tümör (tıp)
melanoma
melanom
melanosis
dokularda piğment; birikimi
melanosis
dokularda renk maddesi toplanması
melanosis
i., tib. dokularda fazla renk maddesinin toplanmasi.
Melanosis
Koyu esmerlik, dokularda koyumadde fazlalığı (tıp)
melanosis
melanoz
melanosis B
melanosis b
melanosis H
melanosis h
Melanterit
Melanterit
Melanure
Melanurya balığı
Melaphyre
Kara kaya (volkanik)
melaphyre
melafir
Melatonin
Akçıl hormonu
MELBA TOAST
PEKSİMET
melba toast
peksimet.
melburnian
melbourne’e veya bu kentin sakinlerine ait
meld
birbirine karış
meld
birbirine karışmak, birleşmek
meld
f. birbirine karismak.
meld
f., i. iskambil oyunlarinda belirli kagitlarin bir araya gelmesi ile kazanilan sayiyi ilan etmek; i. boyle iskambil kagitlarinin bir araya gelmesi.
MELD
KARIŞMAK
MELD
KARIŞTIRMAK
melder (uk)
yeni öğütülmüş un
melee
arbede, kördöğüşü
melee
i. meydan kavgasi.
melee
kavga
MELEE
MEYDAN KAVGASI
melena
melena
melezitose honey; cement honey
melezitoz bal; çimento bal
melezitose; melicitose
melezitoz; melicitose
MELINITE
MELİNİT
MELIORATE
DÜZELMEK
MELIORATE
DÜZELTMEK
MELIORATE
İYİLEŞMEK
MELIORATION
DÜZELTME
MELIORATION
ISLAH
MELIORISM
İYİMSERLİK
MELISSA
MELİSA
melia azadirachta
doğu hint adaları’na özgü, gövdesinden zamk ve tohumlarından kokulu yağ elde edilen, kabuğu ise tonik olarak kullanılan, kısmen yaprak dökmeyen büyük bir ağaç
melic
lirik
Melilite
Melilit
melilot
f. kokulu yonca, sari yonca, bot. Melilotus officinalis.
melilot
kokulu yonca
melinite
i. cok kuvvetli duman siz barut, melinit
melinite
melinit
meliorate
1. düzeltmek, ıslah etmek, 2. iyileştirmek, iyileşmek
meliorate
düzeltmek
meliorate
f. duzeltmek, iyilestirmek; iyilesmek, duzelmek meliora,tion i. islah.
meliorate
iyileşmek
meliorate
iyileştirmek
melioration
1. iyileştirme, düzeltme, 2. iyileşme
meliorative
yücelten, yükseltici
meliorism
i. dunyanin zamanla iyiye gittigi inanci.
meliorism
insan çabasıyla dünyanın daha yaşanılabilir bir yer haline getirileceğine inanan görüş
meliorism
iyimserlik inancı
meliority
daha iyi olma özelliği
meliority
daha iyiye gitme
melissa
melisa
melissic acid
melisik asit
Melitagora
melitagora
mellay
arbede halindeki kişiler arasında yaşanan mücadele
MELLIFEROUS
BAL YAPAN
MELLIFLUENT
TATLI
MELLIFLUOUS
AKICI
MELLIFLUOUS
BAL GİBİ
MELLIFLUOUS
TATLI
melliferous
bal yapan
melliferous
s. bal hasil eden bal tasiyan.
mellifluent , -luous
s. bal gibi akan, bal gibi tatli. mellifluence i. tatli dil. mellifluently, fluously z. tatli dilli.
mellifluous
(konuşma, ses, müzik, vb.) tatlı, yumuşak, akıcı
mellifluous
bal gibi tatlı
mellifluousness
bal gibi tatlı olma
mellitic acid
melitik asit
Mellophones
Melofon (enstruman)
Mellosing
Melloslama (Metal püskürtme türü)
mellow
1.olgun, tatlı, sulu, 2.yumuşak, hoş, tatlı, 3.olgun, hoşgörülü, 4.olgunlaşmak, 5.olgunlaştırmak
mellow
keyifli
MELLOW
OLGUN
mellow
olgun yumuşak
MELLOW
OLGUNLAŞMAK
mellow
s., f. olgun; yillanmis (sarap) dolgun, yumusak, tatli (ses veya renk); iyi huylu, hos tabiatli; keyifli; yumusak (toprak); f. olgunlasmak; yumusatmak, yumusamak. mellowness i. olgunluk; yumusaklik.
MELLOW
TATLI
mellow
v.olgunlaş:adj.olgun
mellow
v.yumuşat:adj.olgun
MELLOW
YUMUŞAK
mellow
yumuşaklık
MELLOW
YUMUŞAMAK
MELLOW
YUMUŞATMAK
mellowed
v.yumuşat:adj.olgunlaşmış
mellowness
1. olgunluk, yumuşaklık, 2. hoşgörü
mellowness
olgunluk
MELLOWNESS
TATLILIK
MELLOWNESS
YUMUŞAKLIK
mellowness of soil
toprak tavı
melodeon
i. ufak bir cesit org; bir cesit akordeon.
Melodeon
Küçük org
MELODIC
AHENKLİ
MELODIC
MELODİK
MELODIOUS
AHENKLİ