Translate
"origin"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
Origin
1) Köken; kaynak; 2) Başlangıç3) Kasbaşı (tıp); 4) Başnokta (mat)
origin
1.başlangıç, kaynak, 2.kök, köken
origin
asıl
Origin
asıl, köken, kaynak, başlangıç
origin
başlangıç
origin
başlangıç noktası
origin
başnokta, orijin
origin
doğuş
origin
i. asil, koken, kaynak, baslangic; nesil, dogus, soy.
origin
kaynak
origin
köken
origin
köken, başlangıç
Origin
KÖKEN, ORİJİN
Origin
Menşe
Origin
Menşe, kaynak, çıkış, başlangıç noktası, köken
origin
nesil
origin
orijin
origin
orjin
origin
soy
origin and antecedents
başlangıç ve öncekiler
Origin rules
Menşe kuralları
original
1) özgün, 2) başlangıç
original
1.orijinal, özgün, 2.yaratıcı, 3.asıl, orijinal
original
asıl metin
original
aslı
Original
asli, esasa ait, ilk
original
bir şeyin ilk biçimi
original
ilk
original
kaynak
original
menşe
original
müsvedde
original
orijinal
original
orjinal
original
özgün
original
özgün, orijinal özgün
original
s., i. asli, esasa ait, ilk; ozgun, yeni, yeni icat olunmus, orijinal; yaratici (zeka); i. asli, kaynak, mense; asil nusha, musvedde; acayip kimse. original mind yaratici zeka. original sin ilah. kali- timla gecen veya dogustan olan gunah.
original
yeni
Original acts
Asıl belgeler
Original appearance
Orijinal görünüm
original capital
kuruluş sermayesi, ana sermaye
original contribution
özgün katkı
Original copy
Aslı
original copy
esas kopya
original copy
orijinal kopya
Original cost
İlk maliyet
Original Cost
Orijinal Maliyet; Fiili Maliyet
Original crack size (ao)
Özgün çatlak büyüklüğü; çatlağın ilk büyüklüğü
original data
özgün veri
Original drawing
Orijinal çizim
original equipment manufacturer (OEM)
özgün teçhizat üreticisi
original file
özgün dosya
original manuscript
orijinal metin
Original mineral
Özgün mineral
original model
orijinal model-
original negative
orijinal negatif
Original Product
Orijinal/Özgün ürün
original setting
özgün ayar
original signal, image..
başlangıç sinyali, imgesi..
original sin
doğuştan olan günah
original sin
ilk günah
original size
özgün boyut
original survey
başlangıç ölçmesi
original understanding
özgün anlama
Original work of art
Özgün eser
Original, hard copy
Ash
originality
1.orijinallik, özgünlük, 2.yaratıcılık
originality
i. yaraticilik; ozgunluk. originally z. aslen, esasinda; orijinal bir sekilde.
originality
yaratıcılık
originally
1.başlangıçta, aslında, 2.özgün bir biçimde
originally
başlangıçta
originally
orijinal bir şekilde
originary
özünde var olan
originate
1.kaynaklanmak, çıkmak, başlamak, 2.başlatmak
originate
başlat
originate
çıkarmak
originate
f. icat etmek, meydana getirmek, cikarmak, yaratmak, gelmek, olmak. origina’tion i. icat etme veya olma; meydana gelme; yaratilis.
originate
gelmek
originate
meydana gelmek
originate
meydana getirmek
originate
neden olmak
originate
yaratılış
originate
yaratmak
originate (a call)
(çağrı) başlatmak
originate a call, to
çağrı başlatmak
originate frequency
asıl frekans
originate from
den kaynaklanmak
Originated Loans And Receivables
Sağlanan Krediler Ve Alacaklar
originating call screening (OCS)
çağrının yapıldığı santralde çağrı numarasının kabul ya da reddi
originating point
köken noktası
originating terminal
çağrıyı başlatan uç
originating traffic
kaynak trafiği
originating traffic
mebde trafiği, çıkış trafiği
origination
icat etme
Origination Costs
Oluşum Maliyetleri
originator
çıkaran