Translate
"perfect"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
perfect
1.mükemmel, kusursuz, eksiksiz, 2.tam, 3.mükemmelleştirmek
perfect
bitirmek
PERFECT
EKSİKSİZ
perfect
f tamamlamak, bitirmek, ikmal etmek; tekamul ettirmek. perfectibil’ity i. kemale erme kabiliyeti. perfectible s. tamamlanabilir; tekamul ettirilebilir. perfective s. mukemmellestirici; tamamlayici. perfectively z. tamamlayici olarak; mukemmellestirici sur
perfect
kusursuz
PERFECT
KUSURSUZ YAPMAK
Perfect
KUSURSUZ, YETKİN
Perfect
Kusursuz; Eksiksiz; Tam; Katışıksız; Salt; Mutlak
perfect
kusursuzluk
perfect
mükemmel
PERFECT
MÜKEMMELLEŞTİRMEK
perfect
müthiş
PERFECT
TAM
perfect
tam kusursuz
PERFECT
TAMAMLAMAK
Perfect
tamamlamak, bitirmek, ikmal etmek
PERFECT
TAMAMLANMIŞ GEÇMİŞ ZAMANLI FİİL
perfect
v.mükemmelleştir:adj.mükemmel
perfect (dynamic) guidance
Dinamik yönlendirme
perfect circle
tam daire
perfect competition
tam rekabet
perfect conditional tense
bitmiş koşul bildiren zaman
Perfect dislocation
Düzgün dislokasyon
perfect elasticity of demand
sonsuz talep esnekliği
perfect elasticity of supply
sonsuz arz esnekliği
perfect flower
tam çiçek
perfect gas
ideal gaz
Perfect gas
Kusursuz gaz; Düşünül gaz
perfect human being
insan-ı kamil
perfect infinitive
bitmişlik mastarı
perfect liquid
tam akışkan
perfect match
iki eş arasındaki mükemmel uyum
Perfect number
Yetkin sayı (mat)
perfect set
mükemmel küme, yetkin küme
perfect stranger
çok yabancı
perfected
v.mükemmelleştir:adj.tamamlanmış
PERFECTIBLE
GELİŞTİRİLEBİLİR
PERFECTIBLE
TAMAMLANABİLİR
PERFECTION
KUSURSUZLUK
PERFECTION
MÜKEMMELLİK
PERFECTION
TAMAMLAMA
PERFECTION
USTALIK
PERFECTION
YETKİNLİK
PERFECTIONIST
MÜKEMMELİYETÇİ
perfectible
ikmal edilebilir
perfection
1.mükemmellik, 2.tamamlama, 3.kusursuz kişi ya da şey, eşsiz örnek
perfection
bitirme
perfection
i. kemal, mukemmellik, tekamul; bitirme, ikmal, tamamlama; kusursuz kimse veya sey; kusursuzluk.
perfection
ikmal
perfection
kemal
perfection
kusursuzluk
perfection
mükemmellik
perfection
tamamlama
perfection
tekâmül
perfectionism
i., fels. gunahsiz hayatin kabil oldugunu kabul eden kuram; hayatin en yuksek gayesinin ahlaki kemale erismek oldugunu kabul eden kuram. perfectionist i. bu nazariyeler taraftari; her seyin mukemmel olmasin asiri derecede isteyen kimse.
perfectionist
herşeyin mükemmel olmasını isteyen, kılı kırk yaran, aşırı titiz kimse
perfectionist
mükemmeliyetçi
perfective
mükemmelleştirici
perfective
mükemmelleştirici, tamamlayıcı
perfectly
1.mükemmel bir şekilde, kusursuzca, 2.tamamen, tam olarak
PERFECTLY
KUSURSUZCA
perfectly
mükemmel olarak
PERFECTLY
TAMAMEN
PERFECTLY
TIKIR TIKIR