Translate
"polar"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
POLAR
Kutba ait,kutupsal.
POLAR
KUTUP
polar
kutuplu
polar
kutupsal
polar
kutupsal, kutuplarla ilgili
POLAR
KUTUPYILDIZI GİBİ
polar
polar
polar
rehber
POLAR
UCAY
Polar
Ucaylı, Ucaysal, Kutuplu, Kutupsa
Polar
Ucaysal; Ucaylı; Kutuplu
POLAR
YOL GÖSTEREN
POLAR
ZIT
polar
s. kutba ait, kutbi, kutupta veya civarinda bulunan; Kutupyildizina benzer, yol gosteren, rehber; iki miknatis kutbuna ait veya benzer; tamamen birbirine zit. polar bear beyaz kutup ayisi. polar distance. kutuptan oIcu!en mesafe, kutbi mesafe. polar light
polar air
kutup havası, soğuk hava
polar angle
kutupsal açı
polar axis
kutup ekseni
polar axis
Kutupsal eksen
polar bear
kutup ayısı
polar bear plunge
buz gibi suya dalış/atlayış etkinliği
polar bearing
kutupsal açıklık
Polar bond (Electrovalnet bond)
Ucaylıbağ (kimya)
polar chart
kutupsal deniz/hava haritası
polar circle
kutup çemberi, kutup dairesi
polar circle
kutupsal daire
polar climate
kutup iklimi
Polar compound
Ucaylı bileşik
polar coordinates
kutupsal konaçlar
Polar coordinates
Ucaysal konaçlar (mat.)
polar coordinates (jcs)
kutupsal koordinatlar
polar curve
kutup eğrisi
polar curve
kutupsal eğri
Polar diagramme
Yeğinlik çizelgesi (ışık yansıması)
polar diameter
kutupsal çap
polar direct-current telegraph transmission
kutupsal doğru akımlı telgraf iletimi
polar distance
kutup uzaklığı
polar distance
kutupsal mesafe
polar form
trigonometrik biçim, kutupsal biçim
polar fox
kutup tilkisi
polar front
kutup cephesi
POLAR FRONT
Yüksek enlemlerden geçen hava ile alçak enlemlerden gelen hava arasındaki sınır çizgisi.Kutupsal cephe.
polar grid
kutupsal grid
polar grid
kutupsal ızgara
Polar group
Ucaylı küme (molekül)
polar lights
kutup ışınları
polar line
kutup doğrusu
polar map projection
kutupsal harita projeksiyonu
Polar molecule
Ucaylı molekül
polar moment
atelet momenti
polar mount
kutupsal montaj
polar orbit
kutupsal yörünge
polar orthographic map projection
kutupsal ortografik harita projeksiyonu
polar planimeter
kutupsal planimetre
polar plot
kutupsal çizim
polar plunge
buz gibi suya dalış/atlayış etkinliği
polar radius
kutupsal yarıçap
polar satellite
kutupsal uydu
Polar Sea
Kutup Denizi
polar solvent
polar çözücü
polar stereographic map projection
kutupsal stereografik harita projeksiyonu
polar vector
kutupsal vektör
polar zone
kutup bölgesi
polar zone
kutup bölgesi, eksenucu bölgesi
POLARITY
KUTUPLARIN MANTYETİK NİTELİĞİ
POLARITY
KUTUPLUK
POLARITY
POLARİTE
POLARIZATION
POLARİZASYON
POLARIZATION
POLARMA
POLARIZE
POLARİZE ETMEK
polarimeter
i., fiz. bir isigin polarma oranini oIcen alet, polarolcer.
polarimeter
polarimetre
polarimeter
polarite ölçer
polarimeter
polarölçer
Polarimeter (Polariscope)
Ucayölçer;Polarimetre
Polarimeters
Polarimetreler
polarimetry
polarimetri
polaris
i. Kutupyildizi.
polaris
kutupyıldızı
Polaris
Kutupyıldızı, Demirkazık
polaris
polaris
polaris correction
polaris düzeltmesi
polarisation
kutuplaşma
polarisation
polarizasyon
polarisation filter
polarizasyon filtresi
polariscope
i. maddelerin ozelliklerini polarilmis isikta incelemeye mahsus alet.
polariscope
polariskop
Polariscope
Ucaygösterir; Polariskop
Polarising material
Polarize eden malzemeler
Polarising microscopes
Polarize eden mikroskoplar
polariton
ışık-madde parçacığı
polariton
polariton
polariton device
polariton aygıt
polariton switch
polariton anahtarı
polariton system
polariton dizge
polarity
1.polarite, ucaylık, 2.iki kutupluluk, karşıtlık
polarity
i. kutbiyet; bir miknatisin kutuplari gibi cekme veya itme ozelliklerine sahip olma; birbirine taban tabana zit iki ayri egilimin etkisiyle hareket etme hali.
polarity
kutupsallık
polarity
polarite
Polarity
Ucaylılık; Polarite
polarity indicator
ucaylık göstergesi, kutupluluk göstergesi
polarity reversal
kutup tersinmesi, yön değiştirmesi
polarizability
kutuplanabilirlik, kutuplaşabilirlik
Polarizability
Ucaylılaşırlık
polarizabiliy
kutuplanabilirlik
polarizable
kutuplanabilir, kutuplaşabilir
polarizasyon
polarizasyon, kutuplanma
polarization
kutuplanma
Polarization
Kutuplanma, polarizasyon
polarization
kutuplaşma
polarization
polarizasyon
polarization
polarma, polarizasyon, kutuplanma
polarization
ucaylama, ucaylanım, kutuplaşma
Polarization
Ucaylanma; Polarizasyon
polarization current
polarizasyon akımı
polarization dispersion
polarizasyon bozulması, kutuplanma bozulması
polarization error
kutuplaşma hatası
Polarization microscope
Işık ucaylanımlımikroskop
polarization mismatch
kutuplaşma uyumsuzluğu
Polarization of light
Işık ucaylanması
polarization rotator
kutuplanma döndürücüsü
polarization-preserving (PP) optical fiber
kutuplanmayı korumalı optik lif
polarize
1.(iki ayrı noktada) toplamak, 2.toplanmak, 3.polarmak, ucaylanmak
polarize
f. bir isinin titresimlerini belirli bir yone cevirmek, polarmak; ozel bir anlam veya yon vermek. polarized light polarilmis isik. polariza’tion i. polarma.
polarize
kutuplama
polarize
kutuplamak
polarize
kutuplaş
polarize
polarize et
polarize
polarmak
polarize, to
kutuplamak, ucaylamak
polarized
kutuplanmış
polarized
polarize
Polarized
Ucaylanık, ucaylanmış; Polarize
Polarized glasses
Ucaylanık gözlük,polarize gözlük
polarized light
kutuplanmış ışık
Polarized light
Ucaylanık ışık; Polarizeışık
polarized light
ucaylanmış ışık, kutuplanmış ışık
Polarized light illumination
Ucaylanıkışık aydınlatması
Polarized light microscope
Ucaylanık ışık mikroskobu; Polarize ışık mikroskobu
Polarized light microscopy
Ucaylanık ışık mikroskopisi
Polarized molecule
Ucaylanık molekül; Polarize molekül
polarized relay
kutuplanmış röle
polarizer
polarize edici
polarizer
polarizör
polarizer
ucaylayıcı, kutuplayıcı
Polarizer (Nicol prizm)
Ucaylandırıcı; Polarizör
polarizing
polarma, polarizasyon
Polarizing
Ucaylayıcı; Polarize edici
Polarizing filter
Ucaylayıcı süzgeç (optik)
Polarizing microscopy
Ucaylamalımikroskopi, polarlama mikroskopisi
Polarizing prism
Ucaylayıcı prizma(optik)