Translate
"re"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
re
(i.), (muz.) gamda ikinci nota, re.
re
(kis.) Reformed Episcopal, Right Ex cellent, Royal Engineers.
re
1. re notası, 2. (edat) dair, hakkında
re
edat dair, hakkinda, e ait, meselesinde.
re
hakkında
re
onek geri, geriye dogru: recall retrace; tekrar, yeniden: readdress, rearm. restate.
re
re
re
tekrar
re-
(önek) yeniden, tekrar
re-
yeniden
Re - Evaluation
Tekrar değerlendirme
Re - Evaluation Date
Tekrar değerlendirme tarihi
Re - Uptake
Geri - Alım
re arrange
yeniden düzenle
re arranged
v.yeniden düzenle:adj.yeniden düzenlenmiş
re build
yeniden inşa et
re emphasize
yeniden vurgula
re enact
tekrar yürürlüğe koy
re enforce
güçlendir
re incorporate
yeniden birleştir
re introduce
yeniden tanıt
re introduction
yeniden tanıtım
re issue
yeniden gözden geçir
re opening
n.yeniden açma:v.yeniden aç:prep.yeniden açarak
re read
tekrar oku
re schedule
yeniden planla
re submit
yeniden sun
re(sig.)n
bırakmak
re(sig.)n
çekilmek
re(sig.)nation
çekilme
re(sig.)nation
istifa
re(sig.)nation
teslim
re(sig.)nation
teslimiyet
re(sig.)nation
tevdi
re(sig.)nation
tevekkül
re(sig.)nation
uysallık
re(sig.)ned
uysal
re(sig.)ned
uysallık
Re.password (reset password)
Şifreyi yenile
reabsorb
(f.) tekrar emmek veya icine cekmek.
REABSORB
TEKRAR EMMEK
reabsorption
geri emilim
reabsorption
reabsorpsiyon
reach
(f.) uzatmak; elini uzatip almak veya alarak vermek; uzanmak, erismek; yetismek, varmak, ulasmak, vasil olmak; gelmek; (den.) ruzgar yonunde seyretmek. reach ahead ileriye uzanmak. reach down elini asagiya uzatmak. reach for almak uzere uzanmak.
reach
(i.) uzatma; uzanma, yetisme; erisme; erim, menzil; etki alani, alan, gorus sahasi; duz uzam; (den.) volta seyrinde zikzaklardan biri. beyond reach, out of reach erisilmez, yetisilmez. within reach erisilebilir.
reach
1.uzanmak, 2.yetişmek, 3.uzatmak, uzatıp vermek, 4.ulaşmak, varmak, 5.ile iletişim kurmak, görüşmek, temas kurmak, 6.-e varmak, bulmak, 7.elin erişebileceği uzaklık, 8.kol uzunluğu, 9.erim, menzil, 10.anlayış, kavrayış, kavrama gücü
REACH
ALAN
reach
bir aletin yetişebileceği uzaklık
REACH
BULMAK
REACH
ÇARPMAK
REACH
ERİM
REACH
ERİŞME
reach
erişmek
REACH
ETKİLEMEK
REACH
GEÇİRMEK (YUMRUK)
reach
gelmek
REACH
İDRAK ETMEK
REACH
İLETİŞİM SAĞLAMAK
REACH
İSABET ETTİRMEK
REACH
KAVRAMA GÜCÜ
REACH
KAVRAYIŞ
REACH
MENZİL
REACH
ULAŞILABİLECEK UZAKLIK
reach
ulaşmak
reach
uzanıp vermek
REACH
UZANMA
REACH
UZANMAK
reach
uzatma
reach
uzatma menzil erişim
Reach
uzatmak
reach
v.ulaş:n.ulaşma
REACH
VARMAK
REACH
VERMEK
reach
yetişme
reach
yetişmek
reach a common ground
orta yol bulmak
reach a compromise
orta yol bulmak
reach a pretty pass
işler öyle bir noktaya geldi ki
reach a pretty pass
işler öylesine berbat bir noktaya geldi ki
reach ahead
ileriye uzanmak
reach all-time high
tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşmak
REACH AN AGREEMENT
ANLAŞMAK
REACH AN AGREEMENT
BAĞDAŞMAK
reach an all-time high
tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşmak
reach deep into something/somewhere
bir şeyin/bir yerin derinliğine/içlerine kadar uzanmak/varmak
reach down
elini aşağıya uzatmak
REACH FORTH
ELİNİ UZATMAK
REACH FORTH
UZANMAK
REACH ON IMPASSE
ÇIKMAZA GİRMEK
reach out
el/kol uzatmak
REACH OUT
ELİNİ UZATMAK
REACH OUT
UZANMAK
REACH OUT FOR
UZANMAK
reach rock bottom
başaşağı gitmek, tepetaklak inmek
REACH THE MIDDLE
ORTALAMAK
reach up to
-e (kadar) ulaşmak
reachability
erişilebilirlik
reachable
ulaşılabilir
reaching
n.ulaşma:v.ulaş:prep.ulaşarak
REACH-ME-DOWN
HAZIR
reacquire
tekrar elde et
Reacquired
Tekrar kazanılmış
reacquired stock
şirket tarafından tekrar satın alınan kendi hisse senetleri
react
(f.) tepki gostermek, tepkimek; tersine hareket etmek; (fiz.) tepmek, geri vurmak; (kim.) reaksiyona girmek.
react
1.tepki göstermek, 2.tepkimek, 3.karşılık vermek, mukabele etmek, 4.aksi yönde hareket etmek
REACT
KARŞI ETKİ YAPMAK
react
reaksiyon vermek
react
tepki göster
react
tepki göstermek
react
tepki vermek
REACT
TEPKİ YAPMAK
react
tepkimek
react against
isyan et
Reactance
Reaktans
reactance
sanal direni, tepkinlik
reactance
tepki
Reactance (X)
Tepkinç; Reaktans
Reactance coil
Şok bobini; Tıkaç bobini; Kısma bobini (elekt.)
reactant
reaktant, tepken
Reactant
Tepken
reactant
tepken, reaktant
reactant
tepki veren
REACTION
GERİ TEPME
REACTION
GERİCİLİK
REACTION
KARŞI KUVVET
REACTION
REAKSİYON
REACTION
TEPKİ
REACTION
TEPKİME
REACTION
TEPME
REACTIONARY
GERİCİ
REACTIONARY
SAĞCI
REACTIVE
DUYARLI
REACTIVE
TEPKİ GÖSTEREN
REACTIVE
TEPKİLİ
reaction
(i.) tepki; karsi koyma, tepkime; mukabele, karsilik, aksi tesir; irtica; (biyol.) tepke; (psik.) tepki; (kim.) reaksiyon; (tib.) ilacin hasta uzerinde aksi tesiri, reaksiyon. reactionary (s.), (i.) gerici, murteci (kimse). reactionist (i.) gerici kimse.
reaction
1) tepkime (kimya); 2) tepki (dinamik)
reaction
1.tepki, reaksiyon, 2.tepkime, 3.gericilik, irtica
reaction
irtica
reaction
karşı kuvvet
reaction
karşılık
reaction
mukabele
reaction
reaksiyon
Reaction
Reaksiyon/Tepkime
reaction
tepki
reaction
tepkime
reaction affinity
tepkime ilgisi
Reaction blade
Reaksiyon kanadı
Reaction bonding
Tepkime bağlanması(seramik)
Reaction centre
Tepkime özeği; Tepkime merkezi
Reaction cured glass
Tepkimeyle kürlenmiş cam