Translate
"read"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
read
(s.) okumus, bilgili. well read cok okumus, cok bilgili.
read
1.okumak, 2.anlamak, sökmek, çözmek, 3.(üniversitede) okumak, öğrenim görmek, tahsil etmek, 4.(termometre vb.) göstermek, 5.anlamak, kavramak, 6.anlam vermek, yorumlamak, 7.okuma, okuyuş, 8.okunacak şey
READ
ANLAMAK
read
anlamına gelmek
READ
AYDIN
READ
BİLGİLİ
read
çıkarmak
READ
ÇÖZMEK
READ
EĞİTİMİNİ GÖRMEK
read
göstermek
read
kaydetmek
read
oku
READ
OKULUNA GİTMEK
read
okumak
read
okumak göstermek
READ
OKUMUŞ
READ
OKUNAN
read
okunmak
read
sonuç çıkarmak
READ
SÖKMEK
READ
YORUMLAMAK
read (one) loud and clear
(birinin) ne dediğini/demek istediğini anlamak
read ’em and weep
ben kazandım
read ’em and weep
ben yendim
read access memory (RAM)
okuma erişimli hafıza
read authority
okuma yetkisi
read between the lines
kapalı anlamını bulmak
read count and draw
oku, say ve çiz
read error
okuma hatası
read error
okumada hata
read head
okuma kafası
Read heat range
Kızıl sıcaklık aralığı
read in
içeri oku
read into
anlam çıkarmaya çalışmak
read like a book
ciğerini okumak
read me
duyuyor musun
read me
orada mısın
read me documents
beni oku elgeleri
read on
okumaya devam etmek
read only
salt oku salt-okunur
read only
salt okunur
read only file
salt-okunur dosya
read only memory
salt okunur bellek
read only memory (EEPROM)
elektriksel silinebilir programlanabilir sadece okunabilir hafıza
read only memory (ROM)
sadece okunabilir hafıza, salt okunur bellek
Read Only Memory (ROM)
Salt Okunur Bellek (bilgisayar)
Read only memory (ROM)
Salt okunur bellek (ROM)
read only memory, ROM
salt okunur bellek, SOB
read only storage
salt okunur bellek
read out
dışarı oku
read out
üyeliğini kaldırmak
read over
baştan başa okumak
read pulse
okuma darbesi
read rate
okuma oranı, okuma hızı
read someone’s mind
birinin ne düşündüğünü yüzünden okumak
READ THE RIOT ACT TO
ÇIKIŞMAK
read the riot act
fırça çekmek, azarlamak
read the source code (RTSC)
kaynak kodu okuma
read up
içini dışını bilme, kitabını yazmak
read while writing
yazarken okuma
read write
okuma yazma
read write cycle
okuma yazma çevrimi
read write head
okuyucu/yazıcı kafa
read/write
oku/yaz
read/write opening
okuma/ yazma açılımı
read/write slot
okuma/ yazma dilimi (zaman)
readability
okunabilirlik
readability
okunaklılık
readability
okunaklılık, okunurluk
readability score
okunabilirlik derecesi
readable
(s.) okunakli; okumaya deger, ilginc. readabil’ity (i.) okunaklilik; okumaya deger olma.
readable
1.okumaya değer, 2.(yazı) okunaklı
READABLE
OKUMAYA DEĞER
readable
okunabilir
READABLE
OKUNAKLI
readable character
okunabilir karakter
readdress
(mektuba) farklı bir adres yazmak, üzerindeki adresi değiştirmek
reader
(i.) okuyucu, okur; yayimlanacak eserleri elestiren kimse; duzeltmen; okuma kitabi; (Ing.) okutman.
reader
1.okuyucu, okur, 2.doçent, 3.düzeltmen, 4.okuma kitabı
READER
DOÇENT (BRİT.)
reader
düzeltmen
READER
ELEŞTİRMEN
READER
OKUMA KİTABI
READER
OKUR
READER
OKUTMAN
reader
okuyucu
reader/interrogator
Okuyucu/sorgulayıcı
Readers (data processing)
Okuyucular (veri işleme)
READERSHIP
DOÇENTLİK (BRİT.)
READERSHIP
OKUR SAYISI
READERSHIP
OKUTMANLIK
readership
okuyucu sayısı, okur sayısı
READILY
ÇABUCAK
READILY
İSTEYEREK
READILY
KOLAYCA
READILY
SEVE SEVE
READINESS
ATİKLİK
READINESS
ÇABUKLUK
READINESS
GÖNÜLLÜLÜK
READINESS
HAZIR OLMA
READINESS
HIZLILIK
READINESS
İSTEK
READING
BİLGİLİLİK
READING
KANAAT
READING
KONFERANS
READING
OKUMA
READING
OKUMUŞLUK
READING
YORUM
readily
1.isteyerek, seve seve, gönülden, 2.kolayca, güçlük çekmeden
readily
isteyerek
readily
isteyerek s.s.
readily
seve seve
Readily Carbonisable Substances
Kolay karbonize olabilen maddeler
Readily, wilfully, intentionally, voluntarily
İsteyerek
readiness
1.gönüllülük, isteklilik, heveslilik, 2.hazır olma
readiness
hazır olma
reading
(i.), (s.) okuma; okunma; okunus; edebi arastirma, calisma; mana; okunacak metin; gostergenin kaydettigi oIcum; metin; yorum; (s.) okumaya elverisli. reading desk kitap sehpasi; kursu. reading lamp masa lambasi. reading room okuma salonu.
reading
1.okuma, 2.kitaptan elde edilen bilgi, kitabi bilgi, 3.yorum, 4.termometre, vb. nin gösterdiği sayı, 5.okuma parçası, metin, 6.konferans
reading
çalışma
reading
mana
reading
n.değer:v.oku:prep.okuyarak
reading
n.okuma:v.oku:prep.okuyarak
reading
okuma
Reading
Okuma, okunan değer
reading
okunacak metin
reading
okunma
reading
okunuş
reading
yorum
Reading accuracy
Okuma hassasiyeti
Reading and talking pens
Okuyucu ve konuşan kalemler
reading assistant
okuma yardımcısı
reading brain waves
beyin dalgalarını okumak
reading comprehension
okuduğunu anlama
reading comprehension test
okuma anlama sınavı
Reading error
Okuma hatası
Reading glass
Büyüteç; Okuma merceği
Reading glasses
Okuma gözlüğü
Reading lamp
okuma lambası
Reading lamp
Okuma lâmbası
Reading lamps
Okuma lambası
reading matter
okunacak şey
reading pen
okuma kalemi
reading rate
okuma hızı/oranı
Reading stands
Okuma stantları
reading:
okunan:
readjust
(f.) tekrar duzeltmek, yeniden duzenlemek, yeniden ayarlamak; yeniden alismak.
readjust
1.yeniden alışmak, 2.alıştırmak
READJUST
TEKRAR AYARLAMAK
readjust
yeniden düzenle
READJUST
YENİDEN DÜZENLEMEK