Translate
"relate"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
relate
1.anlatmak, nakletmek, hikâye etmek, 2.arasındaki farkı görmek/göstermek, 3.(to ile) ile bağdaştırmak, ilişki kurmak, 4.(to ile) -e yönelik olmak, kapsamak, ait olmak
RELATE
AİT OLMAK
relate
anlatmak
relate
anlatmak ilgili olmak
relate
arasında bağlantı kurmak (olaylar/durumlar/insanlar)
RELATE
BAĞLI OLMAK
relate
f. anlatmak, soylemek, nakletmek, hikaye etmek; baglanti kurmak, munasebet tesis etmek; munasebeti olmak; ilgili olmak, bagli olmak.
RELATE
İLGİLİ OLMAK
relate
ilişki kur
RELATE
İLİŞKİ KURMAK
RELATE
İLİŞKİSİ OLMAK
relate
nakletmek
relate
söylemek
relate to
1. ile bağdaştırmak, ilişki kurmak, 2. yönelik olmak
relate to
ile ilgili olmak
RELATED
AKRABA
RELATED
BAĞLI
RELATED
İLGİLİ
related
ilgili (onunla)
related
ilgili, ilişkili, bağlantılı
RELATED
İLİŞKİLİ
RELATED
İLİŞKİN
related
s. anlatilmis, hikaye edilmis; alakasi olan, akraba olan.
related
v.ilişki kur:adj.ilgili
related and affiliated institutions
bağlı ve ilgili kuruluşlar
related billing identification number (RBIN)
ilgili faturalandırma kimlik numarası
Related expenses
İlgili masraflar
related letter
ilgili yazı
related message
ilgili yazı
Related minerals, precious metals and associated products
İlgili mineraller, değerli taşlar ve ilişkili ürünler
Related mining and quarrying products
Diğer madencilik ve taşocakçılığı ürünleri
Related Parties
İlişkili Taraflar
related party disclosures
ilgili taraf açıklamaları
Related Party Disclosures
İlişkili Taraf Açıklamaları
related party transaction
ilgili taraf işlemi
Related Party Transaction
İlişkili Tarafla İşlem
related party transactions
ilgili taraf işlemleri
related person
ilgili kişi
related person
ilgili şahıs
related persons
ilgili kişiler
related products
ilgili ürünler
Related Substances
İlgili bileşikler
related table
ilgili tablo
Related to
bağlı
Related to
e ait
related to
le ilgili
related words
ilişkili sözcükler
Related, relevant, connected
Alakalı
relater
ilgili olan kimse/şey
Relates
anlatmak, söylemek, nakletmek, hikâye etmek