Translate
"save"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
save
(baglac), (edat) maada, -den baska, gayri, yalniz.
Save
, maada, - baska, gayri, yalnız
Save
1.KORUMAK 2.TASARRUF ETMEK
save
1.kurtarmak, 2.(para) biriktirmek, artırmak, 3.korumak, saklamak, idareli kullanmak, kazanmak, 4.saklamak, ayırmak, 5.korumak, 6.-den başka, hariç
SAVE
ARTIRMAK
SAVE
BAĞIŞLAMAK
SAVE
BAŞKA
SAVE
BİRİKTİRMEK
Save
Den başka, ancak, yalnız
SAVE
DIŞINDA
SAVE
ENGELLEMEK
save
gayri
SAVE
HARİCİNDE
SAVE
HARİÇ
SAVE
İDARELİ HARCAMAK
SAVE
KAYDA GEÇİRMEK
save
kaydet
save
koru
SAVE
KORUMAK
SAVE
KURTARMA
save
kurtarmak
SAVE
KUSURUNA BAKMAMAK
save
muhafaza etmek
save
saklamak
save
saklamak kaydetmek
SAVE
SAYIYI ÖNLEME
SAVE
TASARRUF ETMEK
SAVE
TUTMAK
save
yalnız
SAVE ALL
1)Maliborda. 2)Lumbuz altına toplanan suların dolduğu küçük kap.
save as
yeni adla kaydet
save as
yeni adla sakla
save as
yeni adla saklamak
Save as otherwise provided
Aksine rapor olmadıkça, aksi öngörülmedikçe
save as, to
yeni adla saklamak
save face
zevahiri kurtarmak
save for
hariç
save for
para biriktir
Save for the exceptions or derogations provided for
…’de öngörülen istisnalar ya da sapmalar saklı kalmak kaydıyla
Save for the exceptions or derogations provided for
Öngörülen muafiyetler ya da derogasyonlar saklı kalmak kaydıyla
save my name only
yalnız adımı kaydet
save now
şimdi kaydet
save on
israfından kaçınmak, idareli kullanmak
save on
tasarruf et
save one’s breath
çenesini yormamak
save one’s skin
postu kurtarmak
save the date
düğüne davet etmek amacıyla gönderilen ön davetiye
save time
zaman kazan
save up
para biriktir
save, to
saklamak
save-all
şerbet tutucu
saved
kaydedildi
SAVED
KAYDEDİLMİŞ
saved
v.koru:adj.korunmuş
Saveloy salad
Sosis salatası
saver
1.kurtarıcı, korucuyu, 2.para biriktiren kimse
SAVER
BİRİKİMCİ
SAVER
KAZANDIRICI
saver
koruyucu
SAVER
KURTARAN
SAVER
KURTARICI
SAVER
TASARRUF SAHİBİ