Translate
"see"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
See
1.GÖRMEK 2.FARK ETMEK 3.ANLAMAK
see
1.görmek, 2.anlamak, kavramak, farkına varmak, görmek, 3.gereğini yapmak
SEE
ANLAMAK
SEE
BAKMAK
see
dikkat etmek
SEE
FARKETMEK
see
gör
see
görmek
See
görmek, anlamak, kavramak, -e bakmak
SEE
GÖRÜP GEÇİRMEK
SEE
GÖRÜŞMEK
SEE
GÖZ ÖNÜNE ALMAK
see
i. piskoposluk. Holy See Papalik.
see
işte
SEE
PAPALIK
SEE
SEYRETMEK
SEE
SEZMEK
SEE
UĞURLAMAK
SEE
YOLCU ETMEK
see (one) about (something)
(birine bir konu hakkında) danışmak/akıl sormak
see (one) about (something)
(biriyle bir konu hakkında) görüşmek/müzakere etmek
see (someone) before one dies
dünya gözü ile görmek
see about
ile ilgilenmek, uğraşmak, bakmak
SEE ABOUT
İLGİLENMEK
SEE AFTER
İLGİLENMEK
see also
ayrıca bkz
see and avoid
gör ve kaçın
see around
altında ne yattığını görmek/ anlamak
see around
-in arkasında/öbür tarafında ne olduğunu görmek
see around
-in diğer tarafını görmek
see around
perde arkasında ne olduğunu görmek/anlamak
see at a glance
ilk bakışta görmek
see before one dies
dünya gözüyle görmek
see better days
zamanında mutlu olmak
see beyond (something)
(bir şeyden) sonra ne olacağını görmek/tahmin etmek/hayal etmek
see daylight
zorlukların sonuna gelmek
see double
çatal görmek, çift görmek
see double
çift gör
SEE DOUBLE
SARHOŞ OLMAK
see eye to eye
aynı ağızı kullanmak
see eye to eye
aynı fikirde olmak
see eye to eye
tamamen aynı fikirde olmak
SEE EYE TO EYE WITH
AYNI FİKİRDE OLMAK
see eye to eye with
1. uyuşmak, anlaşmak, 2. uymak
see eye to eye with
aynı fikirde olmak
see fit to
-e karar vermek
see how the land lies
işlerin ne durumda olduğuna bakmak
see how the land lies
zemin yoklamak
see how the wind blows
ağız aramak
SEE INTO
ANLAMAK
SEE INTO
GÖRMEK
SEE INTO
KAVRAMAK
see if i care!
umurumda değil!
see in the New Year
yeni yılı karşılamak
see into
nüfuz etmek, kavramak
see no evil, hear no evil, speak no evil
görmedim, duymadım, bilmiyorum
SEE OFF
GEÇİRMEK
SEE OFF
UĞURLAMAK
SEE OFF
YOLCU ETMEK
see off
yolcu etmek, uğurlamak, geçirmek
see one’s way to
yapabileceğine inanmak
see out
bitirmek, sonuna kadar sürmek
see over
denetlemek, gözden geçirmek
SEE OVER
GÖZDEN GEÇİRMEK
SEE OVER
KONTROL ETMEK
see pink elephants
kafayı bulmak, sarhoş olmak
see reason
imana gelmek
see red
çok öfkelen
SEE RED
ÖFKELENMEK
see red
tepesi atmak, gözü dönmek, öfkeden kudurmak
see sb off
uğurlamak
SEE SMB. TO THE DOOR
GEÇİRMEK
see somebody out
kapıya kadar geçirmek
see someone as a friend
arkadaş olarak görmek
see someone home
birine evine kadar eşlik etmek
see someone out the door
birini kapıya kadar geçirmek
see someone to the door
birini kapıya kadar geçirmek
see something before one dies
dünya gözüyle görmek
see something out
bir işin sonunu getirmek
see something through
bir işin sonunu getirmek
see stars
yıldızları saymak, gözünde şimşekler çakmak
see the best in someone
birinin (sadece) iyi taraflarını/yönlerini görmek
see the color of someone’s money
birisinin parası olup olmadığından emin olmak
see the colour of money
paranın rengini görmek
see the light
anlamak, gerçeği kabul etmek
see the light of day
dünyaya gelmek
see the light of day
meydana gelmek
see the sights
ilginç yerleri ziyaret etmek
see through
aklından geçeni gör
SEE THROUGH
DESTEK OLMAK
SEE THROUGH
YARDIM ETMEK
see through one
birinin içini okumak
see through somebody
ne mal olduğunu anlamak
SEE TO
BAKMAK
SEE TO
İLGİLENMEK
see to
ilgilenmek, bakmak
see what I care
hiç de umurumda değil
see what I did there?
nasıl espri ama?
See you
Görüşürüz
see you back at yours
sende görüşürüz
see you in the evening
akşam görüşürüz
see you in the morning
sabah görüşürüz
See you later
Sonra görüşürüz
See you later
Yine görüşürüz
see you tomorrow
yarın görüşürüz
see you when i see you
ne zaman rast gelirsek görüşürüz
see someone about someone or something
(birine bir konu hakkında) danışmak/akıl sormak
see someone about someone or something
(biriyle bir konu hakkında) görüşmek/müzakere etmek
seeable
görülebilir
Seebeck coefficient
Seebeck katsayısı
seebeck effect
seebeck etkisi
Seebeck effect
Seebeck olgusu
Seebeck potential
Seebeck gerilimi
Seed
1) Küçük kabarcık (cam) 2) Tohum, tane 3) Çekirdek 4) Ersuyu, döl (tıp)
Seed
1.TOHUM 2.ÇEKİRDEK
seed
1.tohum, 2.asıl, kaynak, köken, 3.döl, evlat, 4.meni, sperm, atmık, 5.tohum ekmek, 6.tohum vermek, 7.tohum ya da çekirdeğini çıkarmak
seed
asıl
SEED
ÇEKİRDEĞİNİ ÇIKARMAK
seed
çekirdek
SEED
DÖL
seed
evlât
seed
horozcuk
SEED
İSTİRİDYE YAVRULARI
seed
kaynak
seed
mebde
SEED
MENİ
seed
menşe
SEED
SPERMA
SEED
TANE
seed
tohum
SEED
TOHUM EKMEK
SEED
TOHUM VERMEK
seed
tohumluk
seed
v.tohum ek:n.tohum
seed
zürriyet
Seed and feed equipment
Tohum ve yem ekipmanları
seed cake
susamlı çörek
Seed capital
Çekirdek sermaye / başlangıç sermayesi
seed capsule
çekirdek kapsülü
Seed charge
Çekirdek ekleme;aşı ekleme
seed cleaner
tohum temizleme aleti
seed coat
tohum kabuğu
seed core
çekirdek kor
seed corn
tohumluk mısır
Seed counters
Tohum sayaçları
Seed crystal
Aşılak, aşı kristali
seed dressing
tohum ilaçlama
seed drill
tohum mibzeri, tohumeker
seed industry and trade
tohum endüstrisi ve ticareti
seed investment
çekirdek yatırım