Translate
"ship"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
Ship
’’, gemi, vapur
ship
1.gemi, vapur, 2.büyük uçak ya da uzay gemisi, uzay aracı, 3.gemiyle taşımak/göndermek, 4.gemiye yüklemek, 5.gemiye tayfa olarak almak/girmek, 6.(birini bir yere) yollamak, göndermek, 7.(mal) yollamak, göndermek, nakletmek
ship
gemi
Ship
GEMİ, GEMİYLE YOLLAMAK
Ship
Gemi; vapur
ship
göndermek
Ship
i. Gemi
ship
nakletmek
ship
sonek lik: friendship.
ship
su üstünde yüzen, insan ve yük taşımaya yarayan büyük taşıt
ship
uçak
ship
v.gemiyle yolla:n.gemi
ship
vapur
ship agent
gemi acentesi
Ship bridge simulators
Gemi köprü simülatörleri
ship broker
gemi acentesi, gemi komisyoncusu
ship building
gemi sanayii
ship chandler
gemi bakkalı
ship chandler
gemi malzemeleri satan kimse
Ship fever
Tifüs (tıp)
ship out
yola çıkmak
ship owner
donatan, armatör, gemi sahibi
Ship plate
Gemi sacı
Ship propellers
Gemi pervaneleri ve bunların kanatları
ship route
rota
ship station
Gemi istasyonu
ship to shore communication
kıyı gemi arası iletişim
ship to shore triangulation
gemi kıyı triangulasyonu
ship transmitter
gemi vericisi
ship’s bell
gemi zili
ship’s boat
gemi yatağı
ship’s company
gemi mürettebatı
ship’s emergency transmitter
geminin acil durum vericisi
ship’s galley
gemi kadırgası
ship’s lifeboat
gemi filikası
ship’s papers
gemi evrakı
ship’s papers
gemi evrakları
ship’s report
gemi raporu
ship’s side
gemi bordası
shipboard
(i.), (den.) gemi bordasi. on shipboard gemide.
shipboard
gemide, gemi güvertisinde
shipboard heliport
gemi üzeri heliport
shipborne radar
gemi radarı
shipboy
(i.) gemici cocuk, mico.
shipboy
miço
shipbuilder
gemi inşaatçısı
shipbuilder
gemi yapımcısı
shipbuilding
(i.) gemi yapimi, gemi insaati.
Shipbuilding
Gemi inşaatı; gemi yapımı
Shipbuilding
Gemi yapımı
shipbuilding
gemi yapımı, gemi inşaatı
shipbuilding industry
gemi endüstrisi
shipbuilding yard
tersane
shiplap
yarı lamba zıvana
shipload
(i.) gemi yuku.
Shipload
Gemi yükü
shipmaster
(i.) suvari, kaptan.
shipmaster
gemi kaptanı
shipmaster
kaptan
shipmaster
süvari
shipmate
(i.) gemi arkadasi.
shipmate
aynı gemide hizmet eden
shipmate
gemi arkadaşı
shipment
(i.) gemiye yukleme, tahmil; yuk.
shipment
1.(mal) gönderme, yollama, taşıma nakliye, 2.gönderilen mal
Shipment
Gemi ile mal gönderme
Shipment
Mal gönderme, gönderilen mal, yük
Shipment
Nakliye, gemiye yükleme, bir parti gönderideki mal miktarı
shipment
tahmil
shipment
yollama
shipment
yük
shipment
yükleme
Shipments
gemiye yükleme, tahmil
shipowner
(i.) gemi sahibi.
shipowner
donatan, armatör, gemi sahibi
shipped
v.yolla:adj.yüklenmiş
shipped bill of lading
sevk konşimentosu
shipper
(i.) nakliyeci.
shipper
nakliyeci
Shipper, loader
Yükleyici
shipper’s manifest
gümrük manifestosu
shipping
(i.) gemiler; bir memlekete veya limana ait butun gemiler; tonaj; gemi ile tasima, nakletme. shipping bill manifesto. shipping company nakliye sirketi. shipping room isyerinde paketleme ve sevkiyat dairesi.
Shipping
1) Gönderme; sevk etme;taşıma; taşımacılık 2) Ticaret filosu
shipping
1.gemiler, filo, ticaret filosu, 2.gemicilik, 3.nakletme, nakliye, taşıma
Shipping
gemiler
shipping
n.gemicilik:v.gönder:prep.göndererek
shipping
sevk
shipping
tonaj
shipping agent
1. deniz nakliyecisi, 2. gemicilik şirketi
Shipping bill
Manifesto
shipping bill
manifesto, sevk belgesi
shipping cage; package
nakliye kafesi; paket
Shipping charges
Navlun; taşıma ücreti
shipping clerk
bir şirketin ambalaj ve nakliyat işlerine bakan kimse
shipping clerk
gemi katibi
shipping clerk
yükleme memuru
shipping company
gemicilik şirketi, deniz nakliyat şirketi
Shipping document
Sevk vesaiki
Shipping document
Taşıma belgeleri;nakliye evrakı
Shipping order
Nakliye talimatı
shipping order
sevkıyat emri, ordinosu
shipping room
nakliyat dairesi
Ships
Gemiler
Ships and boats
Gemi ve tekneler
Ships and similar vessels for the transport of persons or goods
Yolcu ya da yük taşıma amaçlı gemiler ve benzer tekneler
ships bell
gemi zili
ships galley
gemi kadırgası
ships inertial navigation system
gemi inersiyal navigasyon sistemi
ships papers
gemi evrakları
Ships’ keels
Gemi omurgaları
Ships’ ladders
Gemi merdivenleri
Ships’ logs
Gemi paraketeleri
Ships’ masts
Gemi direkleri
Ships’ or boats’ propellers and blades therefor
Gemi veya tekne pervaneleri ve bunların kanatları
Ships’ or boats’ propellers and blades thereof
Gemi veya tekne pervaneleri ve bunların kanatları
Ships’ rigging
Gemi donanımları
Ships’ superstructures
Gemi üst yapıları
shipshape
(s.), (z.) gemiye yakisir surette duzenlenmis; tertipli, duzenli; (z.) muntazaman.
shipshape
düzenli
shipshape
düzgün, düzenli, muntazam, temiz
shipshape
muntazaman
shipshape
tertipli
Shipshead bream
Karagöz balğı (sivriburun)
ship-to party
teslim alacak taraf
ship-to-shore communication
gemiden karaya iletişim
shipwreck
(i)., f deniz kazasi, geminin kazaya ugramasi; gemi enkazi; harap olma perisanlik; (f). gemiyi parcalamak; kazaya ugramak, kaza gecirmek; harap etmek, mahvetmek, bitirmek.
shipwreck
1.karaya oturma, batma, 2.deniz kazası, 3.gemiyi kara oturtmak/batırmak, 4.mahvetmek, bozmak, yıkmak
shipwreck
bitirmek
Shipwreck
Deniz kazası
shipwreck
mahvetmek
shipwreck
v.kazaya uğra:n.gemi enkazı
shipwreck survivor
deniz kazasından sağ kurtulan
shipwright
(i). tersane iscisi.
shipyard
(i). tersane, dok.
shipyard
dok
shipyard
tersane
Shipyard, dockyard
Tersane