Translate
"sick"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
sick
1.hasta, 2.bulantılı, midesi bulanmış, kusacağı gelmiş, 3.(of ile) bıkmış, bezmiş, 4.iğrenç, hasta edici, mide bulandırıcı
sick
bezgin
sick
bozuk
sick
hasta
sick
hasta bıkkın
sick
hastalıklı
sick
keyifsiz
sick
mariz
sick , sic
f. saldirmak (kopek); gen. on ile saldirtmak, kiskirtmak (kopek). Sick’em ! Firla, haydi !
sick abed
yatalak hasta
sick and tired of
illallah demek
Sick bay
Revir
Sick call
Vizite çağrısı
sick headache
yarım baş ağrısı, migren
sick leave
hastalık izni
sick of
den bıkmış
sick pay
hastalık parası
sick person
hasta
sick room
hasta odası
sick to death of
canına tak demek
sick to death of
-den bıkmış, bezmiş
sick to death of
illallah demek
sickabed
i. yatalak hasta.
Sick-abed
Yatalak
sickbay
gemi reviri
sickbay
i., den. gemi reviri.
Sickbed
Hasta yatağı
sickbed
i. hasta yatagi.
sicken
1.iğrendirmek, midesini bulandırmak, 2.(herhangi bir hastalık) belirtileri göstermek, hasta olmak
sicken
f. hastalanmak; hasta etmek, biktirip vaz gecirmek, tiksindirmek.
sicken
hastalan
sicken
hastalanmak
sicken
tiksindirmek
sicken of
illallah demek
Sickened
’’ hastalanmak
sickener
hastalık verici
sickener
iğrenç şey
sickening
iğrenç
sickening
mide bulandırıcı, tiksindirici
sickening
n.iğrenç:v.hastalan:prep.hastalandırarak
sickening
s. hastalik getiren; tiksindirici, igrenc; kusturucu. sickeningly z. tiksindirici surette.
Sickening
Sayrılatan; hastalandıran
sickening
tiksindirici
sickish
rahatsız
sickish
s. hasta gibi, rahatsiz; rahatsiz edici, gonul bulandirici. sickishly z. bulanti hissederek. sickishness i. bulanti hissetme, hastalanir gibi olma.
sickle
i., f. orak; f. orakla bicmek.
sickle
orak
Sickle cell
Orak göze (tıp)
sickle cell
orak hücre
Sickle cell anemia
Orak gözeli kansızlık(tıp)
sickle cell anemia
orak hücreli anemi
Sicklemia (Sickle cell anemia)
Orak gözelilik (tıp)
Sickles
Oraklar
sickliness
1. hastalıklı olma, 2. güçsüzlük, 3. kusma
sickling
oraklaşma
sickly
1.hastalıklı, 2.hastalık yapan, 3.zayıf, soluk, 4.mide bulandırıcı
sickly
hastalıklı
sickly
s. hastaca, daima keyifsiz, hastalikli, hasta mizacli; hastalik getiren; gonul bulandirici; marazi, tiksindirici, hasta yuzlu. sickliness i. hastalikli hal.
sickly
tiksindirici
Sickness
1) Sayrılık; hastalık 2) Mide bulantısı; kusma
sickness
1.hastalık, 2.bulantı, kusma
sickness
hastalık
sickness
i. hastalik; mide bulantisi, kusma.
sickness
kusma
sickness
mide bulantısı
sickness insurance, health insurance
hastalık sigortası
sickness status
hastalık hali
sickout
grevde toplu olarak işçilerin protesto için hastalık izni alması
Sickroom
Hasta odası
sickroom
i. hasta odasi.