Translate
"spin"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
Spin
1) Dönü (fiz) 2) Eğirme; bükme3) Örme (ağ) 4) Döndürme; çevirme
spin
1.(iplik) eğirmek, 2.(ağ) örmek, 3.fırıl fırıl döndürmek, 4.(tenis, vb.) kesme vuruş yapmak, kesmek, 5.hızla dönmek, 6.fırıl fırıl dönme, 7.gezinti
spin
bükmek
spin
çevirmek
spin
döndürmek
spin
dönmek
spin
dönüş
spin
fırıl
spin
fırlatmak
spin
i. firil firil donme; k.dili. gezme; hav. diklemesine dusus.
spin
spin
spin
tornalamak
spin
v.bük:n.dönme
spin
v.fırıl fırıl dön:n.fırıl fırıl dönme
spin a yarn
palavra atmak, hikâye anlatmak
spin button/control
kaydırma düğmesi
spin dryer
santrifüjlü çamaşır kurutma makinesi
Spin hardening
Döngülü sertleştirme
spin its cocoon
(böcek) kozasını örmek
spin labelling
spin etiketleme
spin moment
spin momenti
spin move
dripling esnasında aniden 360 derecelik dönüş yaparak karşıdaki savunmacıyı ekarte etmek
Spin- Off
Kısmi Yeniden Yapılandırma
spin out
gereksiz yere uzatmak
Spin polarized low-energy electron microscopy
Dönü ucaylanmış düşük erkli elektron mikroskopisi
Spin quantum number
Dönü nicem sayısı (fiz)
spin stabilization
dönme dengelemesi
spin stabilization
fırıl kararlılığı
spin trapping
spin tuzaklama
spin tunnel
viril tüneli
spina bifida
spina bifida
spinach
ıspanak
Spinach
Ispanaklar
spinach
i. ispanak, bot. Spinacia oleracia; k.dili. sus. spinaceous s. ispanakgillerden.
Spinach and rice with minced meat
Etli ıspanak
Spinal
1) Omura ilişkin; omurgaya ilişkin(tıp) 2) Omurilik uyuşturucusu (tıp)
spinal
1.belkemiğiyle ilgili
spinal
belkemiğine ait
spinal
kamburluk
spinal
s. belkemigine ait, omurga kemiginde bulunan. spinal anesthesia omur ilige igne ile yapilan anestezi. spinal column anat. belkemigi, omurga. spinal cord anat. omurilik, murdarilik. spinal curvature tib. belkemiginin egriligi, kamburluk.
spinal
spinal
spinal analgesia
spinal analjezi
Spinal anesthesia
İlik uyuşturucusu (tıp)
spinal anesthesia
spinal anestezi
spinal canal
omurga kanalı
Spinal canal
Omurga kanalı (tıp)
spinal column
belkemiği
spinal column
belkemiği, omurga
Spinal column
Omurga bel kemiği (tıp)
spinal column
spinal kolon
spinal cord
omurilik
Spinal cord
Omurilik (tıp)
spinal curvature
kamburluk
Spinal curvature
Kamburluk (tıp)
Spinal fixation device
Omurga sabitleme aygıtı (tıp)
spinal nerve
omurilik siniri, belkemiği siniri
Spinal tap
Omurilikten su alma (tıp)
Spindle
1) İnce mil 2) Pinyon şaft 3) Cam elyaf sarma makarası
Spindle
1) Mil; dingil 2) Kirmen; iğ3) Torna mili
spindle
1.iğ, 2.mil, dingil
spindle
delmek
spindle
dingil
spindle
eğirmen
spindle
fener mili
spindle
iğ
spindle
kirmen
spindle
mil
Spindle
Mil, şaft, dingil
spindle
uzamak
spindle fibre
iğ lifi
Spindle file
Sıralaç çivisi
Spindle files
Not kağıtları için çubuklar
Spindle leakage loss
Mil kaçağı kaybı
Spindle leakage steam
Mil kaçak buharı (buhar valilerinde)
Spindle limit switch
Mil limit şalteri
Spindle molding machines
Mil kalıplama makineleri
spindle support
mil desteği
spindle tree
iğağacı
spindlelegged, spindleshanked
s. leylek bacakli, ince ve uzun bacakli.
Spindle-position transmitter
Mil pozisyonu transmiteri
Spindles
İğler
Spindles and spindle flyers, spinning ring and ring travellers
İğler ve iğ mekikleri, ring iplik eğirme ve ring kopçalar
spindleshanks
ince uzun bacaklar
spindlewort
i. beyaz kurtluca, bot. Atractylis gummifera.
spindling
çok zayıf ve uzun
spindly
çok zayıf ve uzun
spindly
uzun ince
spindly
uzun, ince ve zayıf
spindrier
i. santrifujlu camasir kurutma makinasi.
spindrift
dalga serpintisi
spindrift, spoondrift
i. ruzgarin denizden getirdigi hafif su serpintisi.
Spin-dryer
Savurmalı kurutucu;santrifüjlü kurutucu
spine
1.omurga, belkemiği, 2.hayb, diken
spine
belkemiği
spine
diken
spine
i. omurga, belkemigi; belkemigine benzer sey; diken; kilcik; kitap sirti.
spine
iğne
spine
kılçık
spine
omurga
Spine
Omurga; belkemiği (tıp)
spine
sert ışın
spined
1. dikenli, 2. omurgalı
spinel
i. bir cesit kaba lal.
spinel
spinel
Spinel
Spinel;kaba lal taşı
Spinel structure
Spinel yapısı
spineless
1.omurgasız, 2.korkak, yüreksiz
spineless
cesaretsiz
spineless
dikensiz
spineless
omurgasız
spineless
s. omurgasiz, belkemigi olmayan; dikensiz; cesaretsiz, yureksiz. spinelessly z. korka korka. spinelessness i. korkaklik.
spinelessness
omurgasızlık
spinescent
dikenli
spinescent
s., bot, zool. dikenli.
spinet
i., muz. eski usul telli ve klavyeli bir alet, epinet; kucuk piyano.
spinet
piyanoya benzer bir tür çalgı
spiniferous
s. dikenli veya diken ureten.
spinnaker
büyük yelken
spinnaker
i. uc kose buyuk yaris yelkeni.
spinnaker
üç köşe büyük yarış yelkeni
Spinner
1) Sarma makinası (cam)2) Savurma döküm makinası
spinner
1. eğirici, 2. topaç, 3. örümcek
spinner
eğiren
Spinner
eğiren veya büken kimse
spinner
i. egiren veya buken kimse; ig, egirme veya bukme makinasi; olta ucuna takilan kasik.
spinner
iğ
spinneret
i. orumcek ve ipekboceginin iplik salan uzvundaki memeciklerden her biri.
spinneret
iplik memeciği, memecik
Spinneret(te)
1) Delikli kalıp (çoğuz lifi)2) Memecik
spinney
1. koru, 2. çalılık
spinney
i., Ing. calilik, koru.
spinney
koru
Spinning
1) Eğirme; bükme 2) Örme (ağ) (ipek b/örümcek) 3) Savurma
spinning
1.eğirme, bükme
spinning
bükme
Spinning
Dönerli sivama
Spinning
Dönme, dönüş
spinning
eğirme
Spinning
eğirme, bükme, spin: örmek, döndürmek
spinning
i., s. egirme, bukme; s. egiren. spinning frame egirme tezgahi. spinning jenny iplik egirme makinasi, cikrik makinasi. spinning wheel cikrik.
spinning
n.eğirme:v.bük:prep.bükerek
spinning
sıvama
Spinning disk confocal microscope
Döner çarklı eşodaklı mikroskop
Spinning factory
İplikhane; iplik fabrikası
Spinning frame
Eğirme tezgâhı
Spinning frames
İplik eğirme tezgahları
spinning machine
iplik makinesi
Spinning machines
İplik eğirme makineleri
Spinning method
Döndürme yöntemi(yalazlı sertleştirme)
spinning mill
iplikhane, iplik fabrikası